İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü ekipleri, eşini 2,5 yıl önce kalp krizinden kaybettiği öğrenilen Mine Durak'ın, oğlu Eymen Sadık Durak'a iyi bakmadığı ve şiddet uyguladığı ihbarı üzerine geçen yıl eylül ayında inceleme başlattı.
Polis, uzun süre eve gelmeyen Mine Durak'ı yakınlarının evinde buldu, küçük Eymen'e ise ulaşılamadı. Polise çelişkili ifade veren Mine Durak, ardından oğlunun, erkek arkadaşı tarafından dövülerek öldürüldüğünü öne sürdü. Durak'ın gösterdiği yerde arama yapan polis, ağzı tuğlayla kapatılmış tandır çukurunda, poşet içinde, Eymen'in elleri ve ayakları bağlı cansız bedenini buldu. Eymen'in cesedi, otopsi ve DNA testi için İzmir Adli Tıp Kurumu'na götürüldü. Polis ekipleri, Mine Durak ile sevgilisi Serkan Elçetin ve onun erkek kardeşi E.E.'yi gözaltına aldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Mine Durak ve Serkan Elçetin 'canavarca hisle öldürme' suçundan tutuklandı, E.E. ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'nın hazırladığı iddianame 9'uncu Ağır Ceza Mahkemesi'nce kabul edilerek dava açıldı.
Davanın bugün görülen duruşmasına tutuklu sanıklar Serkan Elçetin ve Mine Durak, cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Duruşmada, her iki tarafın avukatları, davaya müdahil olan Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ile Saadet Öğretmen Çocuk İstismarıyla Mücadele Derneğinin avukatları katıldı. Duruşmada savcı, minik Eymen'in annesi ile erkek arkadaşı hakkında mütalaasını açıklandı. Her iki sanığın da 'nitelikli kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış müebbet, 'nitelikli eziyet' suçundan da 3 yıldan 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını talep eden savcı, sanıkların 'zincirleme şekilde çocuğun nitelikli cinsel istismarı' suçundan ise beraatlarını istedi. Mütalaanın açıklanmasının ardından sanıkların avukatları tahliye talebinde bulundu, mütalaaya ilişkin savunma için süre istedi. Mahkeme heyeti sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Davanın 14 Şubat 2020 tarihinde görülen ilk duruşmasında Mine Durak, Çeşme'ye gittiklerini ve olayın İzmir'e dönerken meydana geldiğini söylemişti. Durak, "Yolda tuvalet ihtiyacı için durduğumuz sırada araçtan ayrıldım. Bu sırada araçtan bağrışma sesleri duydum. Döndüğümde oğlumun hareketsiz şekilde yattığını gördüm. Serken Elçetin 'Susması için eliyle ağzını kapattım, kapatır kapatmaz bu hale geldi' dedi. Eymen'e suni teneffüs yapmaya çalıştım, öldüğünü anladım. Serkan olaydan hemen önce Eymen'e 'bağırıyor' diye kızmıştı. Suni teneffüs yapmaya çalıştım. 2 gün boyunca cesedi araçta tutup saklayacak yer aradık. Daha sonra bulduğumuz çukura koyup üzerine tuğla yığdık. Serkan beni tehdit edince de olayı polise anlatmadım. Ben tuvaletteyken olduğu için ne şekilde öldüğü konusunda bilgim ve görgüm olmadı. Ama Serkan bana 'Maden suyu içerken öldü diyelim' şeklinde ifadeler kullandı" demişti.
Serkan Elçetin ise, duruşmada Durak'ın söylediklerini yalanlayarak, "Çeşme'den dönerken Ilıca'yı geçtikten sonra çocuğun boğazından ses gelmeye başladı. Ben Mine'ye 'Çocuğa bak, boğazında bir şey kalmış olabilir' dedim. Aracı sol tarafa çektim. Kendisi Eymen'i alıp benden su istedi. Araçta su olmadığı için sol yanımda bulunan sodayı açıp verdim. Kendisi Eymen'i kusturmaya çalıştı. Sodayı aldı, araçtan indiler, 3-4 dakika sonra döndüler. Çocuk kucağında baygın şekildeydi, 'Çocuk yaşamıyor' dedi. O anın heyecanı ve korkusuyla basiretim bağlandı. 'Çocuk öldü, İzmir'e geri dönelim hemen' dedim. Döndükten sonra evden valizleri aldı. Çocuğun gömülme sürecinde ben araçtan hiç inmedim. Mine gömülme işini yaptı. Kürek ve kazmayı daha önce dedemden başka bir iş için almıştım. Eymen'in ölümüne herhangi bir şekilde sebep olmadım" diye savunma yapmıştı.