Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, konser harcamalarıyla ilgili son günlerde artan iddiaların bir algı operasyonu olduğunu söyledi ve harcamaları tek tek açıkladı. Çok tartışılan Ebru Gündeş konseri için yapılan harcamayla ilgili "Gündeş'in bütün ekibine ödenen para 4 milyon 750 bin lira. Bunun içerisinde Ebru Gündeş kaşe bedelini almıştır" ifadelerini kullanan Yavaş, "Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı'nın tüm organizasyon ve konserlere harcadığı para 810 milyon 729 bin TL. Bu oran, 67 aylık toplam bütçenin yalnızca binde 6'sı. Kültür Bakanlığı Kültür Yolu Festivali yapıyor. Sadece bu yılın bütçesi 800 milyon lira. Elbette herkese hesap vermeye hazırız. Varsa bir kusuru, hatası olan cezasını çekecektir. Ama yoksa da bu iddiayı açıklayanlardan asla özür falan da beklemiyoruz. İktidara mensup belediyeler de çıkarsın, kamu idareleri de çıkarsın. Bu oranda bir harcama varsa hodri meydan göstersinler" dedi. 

ABB Başkanı Mansur Yavaş, konser harcamalarıyla ilgili artan iddialar üzerine Ankara'daki 16 ilçe belediye başkanıyla birlikte kamera karşısına geçti. Yavaş, şunları kaydetti:

Malum bir takım iddialar atıldı. Bu iddiaların atılış biçimi çok ilginç. Belli amaçları, belediye içerisinden birileri, doğru olmayan bilgileri sızdırdılar. Doğru olmayan bilgi üzerine bazı internet medyasında belki bizden bilgi alabilecekken bu bilgiyi bizden almadan 'Ankara Büyükşehir Belediyesi bir konsere 69 milyon TL ödedi’ diye servis etmeye başladılar. Her yerde olduğu gibi derhal incelemeye başladık. Ben bir hukukçu olarak ne peşinen herkesi suçlu ilan ederim ne de araştırmadan nasıl olsa bu iftiradır diye bakmam. Şimdiye kadar da böyle davrandım. Televizyonlarda, 'neden 10 gün beklendi' diye eleştiri var. Kronoliojik olarak yaptığımız işleri belirtmek istiyorum. 30 Ekim gecesi internete düşmüş, bunun üzerine biz 1 Kasım Cuma günü teştifli talimat vermişiz. Araya hafta sonu girmesi nedeniyle Teftiş Kurulu 4 Kasım Pazartesi günü müfettiş görevlendiriyor. Daha sonra ayın 4’ünde yine daire başkanlığından dosyalar isteniyor. Dosyalar incelenirken bu defa ayın 5’inde Kültür ve Sosyal İşler Dairesi’nden teftiş ihale ile ilgili izahat istiyor. Daha sonra bu izahat veriliyor. Bu izahatın doğru olup olmadığı için teftiş, Yapı Kontrol Başkanlığı’na yazı yazıyor. Diyor ki, ses, sahne kurulumu gibi bildirilen belgelerde, şekli metrekaresi ve teknik özellikleri belli sahnenin kurulum süresi kira ücretine yönelik olarak piyasa tespiti yapmasını istiyor. Bunun üzerine Yapı Kontrol Dairemiz ayın 8'inde bu işi yapan 6 firmaya teknik şartname gönderiyor ve teklif yazısını bildiriyor. Bu da internet medyasına gerçekmiş gibi düşürüldü. Halbuki bu ilk sözleşmenin yapıldığı tarih değildi. 6 firmaya gönderilen maile sadece birisinden cevap gelmiş.

Rapor tamamlanıp bana verileceği bildirildiği için biz de bugüne basın toplantısını yapmak zorunda kaldık. Şöyle bir husus var. 10 gündür tüm dosyaları didik didiklettiriyoruz. Benim dönemimde teftiş dairesinde 340 dosya açılmış, 20 raporu savcılığa 53 kişinin cezalandırılması için ben göndermişim. Yani bizim tarzımızda, yönetimimizde hiçbir bürokratımız suç ortağımız değildir. Çalışanlarımızın hiçbirisi suç ortağımız değildir. Hata yapan hatasının sonucuna katlanacaktır. Ama hiç kimse de bürokratıma da 'evet bu yapmıştır' diyemem, incelemeden bir sonuca varmak mümkün değil. Ben hukukçu olarak personelime asla yargısız infaz yapamam. Onların da savunmalarını alıp durumun ortaya çıkarılmasından sonra bu konular kamuoyuyla paylaşılacaktır. Varsa da asla ve asla arkasında durmayız. Hakkında dava açılırsa biz de davaya katılırız.

2021 yılından itibaren yaptığımız bütün konserleri göreceksiniz. İlan edildiği, algı yaratıldığı gibi sanatçılara ödenen para yok. Sanatçıların kaşe bedeli adı altında ücretleri bellidir. Bu ücretlerin bütün kamu kuruluşlarında ve belediyelerde vardır. Yani ‘ben bilmiyorum bir sanatçının bedelini’ kimse diyemez. Tam bir algı operasyonunun içerisindeyiz. 27 Ağustos 2021 Buray, Koray Avcı, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları, Bengü konseri ve Sakarya Meydan Muharebesi ile ilgili 100. yıl programı düzenlemiştik..."

Yavaş, 17-18-19 Mayıs 2024’te düzenlenen konserde sanatçı Gülşen, Murat Boz, Mor ve Ötesi’ne de toplamda 78 milyon 500 bin TL ödendiğini belirterek, şunları vurguladı:

"Üçe böldüğünüz zaman konser başına ne düştüğünü göreceksiniz. 30 Ağustos’ta Tan Taşçı konserine kurumla beraber 41 milyon 950 bin TL ödenmiş. 28-29 Ekim en fazla problemin yaşandığı kiminin sanatçı yüzünden bize saldırdığı. Türkiye’deki sanatçıların birçoğu da insanların istediği, istemediği, beğendiği, beğenmediği bazen siyasi görüşüne göre değerlendiriliyor, bu seçimler biraz da bu şekilde yapılmış gibi geliyor. Bu konser aslında ilk defa sözleşmesi yapılıyor. Ancak TUSAŞ saldırısı nedeniyle iptal ettim. Bu defa kamuoyunda ısrarlı bir şekilde 'bir belediye terör karşısında bunu yapamaz.' Mutlaka bu konser yapılmalı diye büyük baskı oldu. 4 gün hiçbir çalışma yapılmadı daha sonra baskılar üzerine devam ettik. Devam edince sözleşme üzerindeki işlerin tamamı yapılamadı. İki ana konser ses, sahne, ışık ve dekor 31 milyon 680 bin TL. Konser ve diğer hizmet kalemleri Ebru Gündeş ve ekibine ödenen dahil 13 milyon 257 bin TL. Bunun içerisinde Ebru Gündeş’in kendi muhafakatı ile açıklıyoruz. Kaşe bedeli bütün ekibine ödenen para 4 milyon 750 bin TL. Bunun içerisinde Ebru Gündeş kaşe bedeli almıştır. Bunu da açıklamamızı istedi.

Değerli Ankaralılar, Cumhuriyetin 101. Yılı için Türkiye’nin en büyük sahnesini kurduk. Türkiye’de böyle bir sahne yok. Bunu milli bayramların en yüksek yoğunlukta kutlanması için yaptık. Gençlik parkı ve Atatürk Orman Çiftliği olmasının bunların ikisinin de Mustafa Kemal Atatürk’ün bizzat içinde gezdiği ve Atatürk Orman Çiftliği’ni bize emanet ettiği bir yer olması nedeniyle büyük ekran kuruldu.

Mor ve Ötesi konserine 71 milyon TL ödendiğine dair internete yazılar çıktı. Candan Erçetin konserinde 8 sanatçı var. Bunlara verilen ücret 80 milyon değil, hepsine 94 milyon liradır. İki firma işi aldı diyorlar. Tek tek incelettim 409 konser veya benzeri etkinlik yapılmış. Bunların yüzde 11’i işi almışlar. Toplam konsere ödenen bütçenin de yüzde 39’una denk geliyor. Diğer sanatçılara da kaşe bedelleri üzerinden ücretlerini organizasyon firması ödüyor. Mor ve Ötesi, Candan Erçetin ve diğerlerinin kaç para aldığını kişisel verileri koruma kanunu gereğince açıklamıyoruz ama kaşe bedelleri var oradan bakılabilir veya arzu ederlerse kendileri de açıklayabilir.

Biz 2019 ile 31 Ekim 2024 tarihleri arasında 127 milyar 844 milyon TL para harcamışız. Bunun yüzde 31’i yatırıma gitmiş, yüzde 7.11’i ki bu rakamın çok daha üzerinde ASKİ ve EGO’da ücretsiz taşınanlarla, bizde sosyal destek alanlara tonu bir liradan su veriyoruz, o rakamlar yok. Yüzde dokuz civarında sosyal desteklere para ayırıyoruz. Bütçemiz gördüğünüz gibi 127 milyar 844 milyon TL. Diğer kalemleri yazmadık kalabalık olmasın diye. Peki hepinize soruyorum? Konser harcamaları için bu 127 milyar liranın içerisinde oran nedir acaba? Bir tahmin edin. Binde 6 arkadaşlar. Yüzde 1 bile değil. Bence kamu hizmeti olan bir hizmetin böyle kalkıp ‘Ankara Büyükşehir konserlere para aktarıyor, milleti zengin ediyor’ deniliyor, nerede? Merak etmesinler, şöyle bir şey yarışmadığımız için çıkartmadık. Eski dönemdeki yapılan harcamaları çıkartsak, boşa giden harcamaları çıkartsak yüzleri kızarır mı diye düşünüyorum? Acaba bu tür harcamaları ne kadar? Hiç onlara girmek istemiyorum, çünkü onları örnek almıyorum. Bizim tarzımız elbette farklı olacaktır.

Kültür Bakanlığı, ‘Kültür Yolu Festivali’ yapıyor. Sadece bu yılın bütçesi 800 milyon lira. Bizim harcadığımız tüm para 67 ayda 810 milyon lira arkadaşlar. Bazı yıllarda Kültür Dairemiz bütçesini harcayamamış, önümüzdeki yıla devretmiş. Sanatçılara ödenen paraları da gördünüz, çok cüzi paralar. Dolayısıyla Ankara halkı şundan emin olsun, biz onların parasını çarçur etmeyiz, en iyi şekilde değerlendiriz. Şu anda

teftişimizin incelemesi devam ediyor. Elbette herkese hesap vermeye hazırız. Varsa bir kusuru, hatası olan cezasını çekecektir. Ama yoksa da bu iddiayı açıklayanlardan asla özür falan da beklemiyoruz. Hodri meydan diyorum. Bu şekildeki kendi bütçesi içerisindeki beş yıllık, hatta 67 aylık bütçesi içerisinde herkes çıkartsın. İktidara mensup belediyeler de çıkarsın, kamu idareleri de çıkarsın. Bu oranda bir harcama varsa hodri meydan göstersinler.

Kültür Yolu Festivali’ne dair de bizim amacımız Kültür Bakanlığı ile yarışmak değil. Onlar da kendilerince ülkenin tanıtımı için faaliyet gösteriyorlar. Bunu göstermemizin sebebi rakamlar hakkında genel kamuoyunun fikir sahibi olmasıdır. Allah nasip ederse milli günleri yine kutlamaya devam edeceğiz. Büyük bir coşkuyla kutlamaya devam edeceğiz. Harcamaların hepsinin de kuruşu kuruşuna kadar Ankara halkına hesabını vereceğiz. Bazen sanatçıyı seçerken anket yapacağız, bazen konser bedelini halka sorup ona göre inşallah onların dileği doğrultusunda ‘yapmayın’ derlerse yapmayacağız, ‘yapın’ derlerse yapacağız. Çünkü şunu gördük; bu tür yaptığımız her konserde 80 bin, 100 bin kişi ailesiyle gayet mutlu bir şekilde vakit geçirerek stresten uzak bir şekilde evine dönmüştür. Ben bundan sonrasında takdir Ankara halkının diyorum.

Benim veya hiçbir belediye başkanımızın veremeyeceği hesap yoktur. Biz hesabımızı bu şekilde halka veriyoruz. Zaman zaman eski dönemde hesap sorulduğu zaman, ‘biz kimseye hesap vermeyiz, öbür dünyada Allah’a veririz’ gibi laflar söylüyorlardı. Biz kamuoyuna açık bir şekilde hesap veriyoruz, vermeye de devam edeceğiz. Bu şekilde kamuoyunu meşgul ettiğimiz için de özür diliyoruz. Ama belli ki bundan sonra bu tür karalamalar hızla devam edecek. Bunları görüyorsunuz. O kadar asılsız iddialar var ki artık adabın dahi ortadan kalktığı suçlamalar başlıyor. Bunlara hazırız, çünkü arkamızda Ankara halkı var, arkamızda Türk milleti var. Türk milletini güvenip, Ankara halkının güvenip yüzde 60 oyla seçip,16 belediye başkanı ile bizi göreve getiren Ankara halkına karşı sorumluluğumuz bin kat daha artmıştır. İnşallah bir daha aday olmayacağım dedim ama yüzde 90 olacakmışım gibi şimdiden çalışıp bizden sonra gelenlere de Ankara halkını tertemiz emanet edeceğiz.

Sayıştay Denetim Raporu, ihale usulleriyle ilgili. 2021-2022 ve 2023 yılında tüm ihale şekillerini organizasyon ve konserleri Sayıştay denetime tabi tutulmuş ve bu denetimler sonucunda kanuna ve usule aykırı hiçbir şey bulunamamış. Ayrıca Mülkiye müfettişi gelip denetlemiş, 29 Kasım 2022 tarihli denetim raporunda hiçbir bulguya yer verilmemiştir. Daha sonra ‘haberimiz yok’ diyorlar. Belediye Meclisi üyelerince 4 defa verilen soru önergelerinde konserlerin maliyetleri, bu etkinliklerin hangi firmalar tarafından yapıldığı hangi bedellerle yapıldığı sorulmuş ve kendilerine cevapları verilmiş. Bu bilgilerin hepsi var. Bugün çıkmadı. En son konserle ortaya çıkmış bir şey değil. Ne oldu birdenbire sanki Ankara Büyükşehir’de büyük bir israf varmış gibi ortalığı yaygaraya veriyorsunuz. Geçen yıl niye sesiniz çıkmadı?

Performans raporunda zaten Kültür Dairemizin yapacağı konserler etkinlikler harcayacağı para Ankara Büyükşehir’de oy birliği ile kabul edildi. Bu para çok, bu işlere bu kadar para ayırın diyen de olmadı. Oy birliği ile geçti. Ankara Büyükşehir’de çoğunluğu AK Parti’de olan Denetim Kurulu Komisyonu tarafından, Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanlığı kendileri denetlediler. Hatta o denetim raporunda bize göre usulsüz 10-12 maddeyi de savcılığa da verdiler. Takipsizlik kararları geliyor ve bu denetim raporunda da bu konserlerin pahalı olduğunu gereksiz olduğunu yapılış usullerine ilişkin hiçbir itiraz yok.

DEM Partili Cevdet Konak ve CHP'li Mustafa Sarıgül'e hapis şoku! DEM Partili Cevdet Konak ve CHP'li Mustafa Sarıgül'e hapis şoku!

Biz sorumluluğumuzun farkındayız. Bu kadar belediye başkanı, 3 belediye başkanıyken yaptığımız düzgün çalışmalar sayesinde sayımız 16’ya çıktı. Biz öyle büyük sorumluluk aldık ki Ankara halkından 3 kişiden 2’sinin bana verdiği oyu sorumluluğu mu arttırmıştır. Bizim yanlış yapma lüksümüz yoktur. Elbette eleştirilebiliriz, hatamız vardır. Hatamız varsa da biz kabullenmesini biliriz. Biz daha büyük bir sorumlulukla ortaya çıkarız. Biz farklıyız, biz onlara benzemediğimiz için bizi seçmediler. Onların yaptığını yapmayın diye bizi seçtiler. Ankara’da bizden önce dönemde yapılan israfın boyutunu hepiniz biliyorsunuz. Ankaralı'nın bir kuruşunu boşa harcamamak üzerine kendimizi programlıyoruz.

Bir konsere bu kadar para harcanır mı diye iki görüş var. Konserler insanların sosyalleştiği yerler, bir de şöyle bakmak lazım. Bugün Ankara’daki bazı sahnelerde kapalı salonlarda sanatçılar yer alıyor. Buradaki bilet ücretleri 2-4-5 bin lira. Şu ekonomik sıkıntı ve stresin içerisinde o sevdikleri sanatçıları görüp yakından izlemek isteyen kadınlar gençler oraya gelmek istiyorlar. Artık Atatürk Orman Çiftliği’nde bir milli maçı 80 bin kişi izliyor. Konserlerimize 80-100 bin kişi geliyor. Şunu söyleyebilirsiniz, ‘evet bu rakamlar pahalı’ diyebilirsiniz. Bi görüş böyle önemli günler. Bu milletin birliğini beraberliğini gösterdiği en önemli günler. Ne kadar çok yan yana gelir birlikte kutlarsa memleketimizin birliği ve beraberliğini ortak duygudağlığına neden olacak konserlerdir. Kimi diyor ki, ‘En müthiş bir biçimde cumhuriyetin 100. yılı kutlansın’ böyle de bir görüş var.

Sevgili Ankaralılar, ben 2019 yılında iki Ankaralıdan birinin oyunu alarak seçildim. Bu Mart ayında yaptığımız hizmetlerin sonucu olarak neredeyse 3 Ankaralı'dan 2'sinin oyunu alarak seçildim. Bu seçim sonucunu sebebi, israf yapmadan hiçbir harcamaya para yatırmamak. Şatafatlı hayat sürmemek, oldukça sade bir yaşantıyla o makamda otururken Ankara halkından aldığımız maaşı hak edecek şekilde 5 yıl boyunca çalıştık. Hiçbir yerde benim fotoğrafımı göremediniz. Açılışlarda eskiden olduğu gibi konserler görmediniz. Reklam olacak hiçbir şeyin içine girmedik. 1 kuruş harcırah almadım. Birçok resmi göreve de gitsem uçak biletlerimi tamamen kendim karşılarım. Ben böyle yapayım ki benim personelimde burada Ankara halkından gelen vergileri kullandığını bilsin diye. Hatta zaman zaman niye açılışlarda 'konser yapmıyorsunuz' diye eleştiriler aldık. Türkiye'de yapılan işlerin maliyetlerini de ilk defa köprülere, duvarlara astık diğer belediyelere örnek olsun onlar da yapsın diye.

5 bine yakın ihaleyi canlı yayınladık. Bunu da kamuoyunun gözünde belediye ne yapıyor görsün diye. Türkiye’deki ekonomi sıkıntılarda en büyük problemin ekonomik yolsuzluklardan israftan, şatafattan kaynaklandığını biliyoruz. Bunları yaparken 210 bin aileye düzenli olarak protein desteği de yapıyoruz. 48 bin 546 emeklimize bugüne kadar 481 milyon destek verdik. Ortalama 180 bin aileye 4 yıldır düzenli olarak doğalgaz desteği veriyoruz. En fazla eleştirilerden birisi 'Hiç metro yapmadı' diye… Ankara’da projesi olan hiçbir metro yoktu. Bir tane vardı havaalanı metrosu. Onu da 'biz yapalım dedik' izin vermediler. Ulaştırma Bakanlığı bu metroyu ne zaman yapacak diye bekliyoruz. Bu arada iş başına geldiğimizde Çayyolu metrosunun parası kesilecekti. Bunu gelen bütçede yüzde 5 kesmek suretiyle yaptılar Çayyolu’nun borcu bitti.

Belediyemizin bir kuruş vergi borcu yok. Belediyemizin bir kuruş sigorta borcu yok. Şirketlerin borcu var. Bunu da biz öyle bir belediyecilik yaptık ki, 31 Aralık’a geldiğimizde Ankara halkına hesap verme adına Belediye Meclis üyelerimizin tümüne bunları dağıttık. 31 Aralık itibariyle “Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin hesap durumu” diye. Alacağımız borcumuz, teslim aldığımız 8 Nisan tarihinde ne olmuş? 31 Mart’ta ne olmuş? 1.9 milyar dolar borcumuz azalmış. Bu borç nereden geliyor? Bu borç, bizden önceki dönemlerde, Ankapark denen yere yatırım yapmak için bir bankadan çekilen 3 yılı ödemesiz 300 milyon liralık kredi var. Başka da var da en önemlisi bu. 2016 yılında çekmişler, ‘bunu 2019’un martında, nisan ayından sonra ödemeye başlayacağız’ demişler. Yani ‘biz bu parayı alalım, gelen ne yaparsa yapsın’ demişler. Bunlar yüksek faizli kredilerdi. Bu yüksek faizli kredilerin tamamını ödedik. 1.9 milyar dolar borcumuz azaldı. Yüksek kredili olduğu için şirketlerin bizden alması gereken sigorta ve vergi borçlarını bu yüzden ihmal ettik. Çünkü genellikle bir müddet sonra yapılandırma yapıyor SGK. Yapılandırma yaptıktan sonra da faizleri siliyor. Dolayısıyla bu şekilde hem iş dünyası hem de kamunun birçok kurumu para kullanıyor. Bu, bu hükümete has da değildir. Önceden de böyleydi, sonrasında da böyleydi.

Bunun üzerinden biliyorsunuz bir basın toplantısı yaptık. Bizim de alacağımız var 2, 2.5 milyar. Hala mahsuplaşamıyoruz. Şu an vergi dairesi ile de sosyal sigortalar ile de görüşüyoruz. Önemli bir miktar ödeme de yaptık kendilerine ama kamudan da şunu bekliyoruz. Sigorta ve vergi borcunu ödemeyen özel firmalara neler yaptınız? Onlardan ne kadarını tahsil ettiniz? Tahsil ettiğiniz miktarları lütfen açıklayın. Bu şuna benziyor; her belediye başkanının bir yoğurt yiyişi vardır. Örneğin Keçiören Belediyesi’nin 1.7 milyar sigorta ve vergi borcu var. O da bu borcu varken kule yapmış. Bunlar belediye başkanlarının kendi inisiyatifi içerisindedir. Ben en doğru yolun bu olduğunu düşündüğüm için bu şekilde hareket ettim. İnşallah vergi ve sigortada da devletle uzlaşmak suretiyle onlarla çalışacağız. Şimdi bir sanatçıya 41 milyon TL verildiği Tan Taşçı konseri… Sahne kurulumu tek sanatçı olduğu için rakam yüksek ama öbürleri için herhalde ağzını açamaz hale gelmişler öyle mi?"

Yavaş, geçtiğimiz gün meclis toplantısında yaşanan kavga nedeniyle de şu sözlerle özür diledi:

"4 gün önce Belediye Meclisimizde yaşanan tartışmadan dolayı bütün ülke ve Ankaralılardan özür diliyorum. Olmaması gereken bir tartışmaydı. Çünkü biz 31 Mart seçimlerinden sonra Belediye Meclisi'nde ilk yaptığımız toplantıda hiçbir şekilde iktidar-muhalefet ayrımı yapmadan hep birlikte Ankara'ya hizmet edeceğimizin sözünü vermiştik. Belediye Meclisi'nde belki soru önergesiyle sorulabilecek sözlerin sözle ifade edilmesi ona verilen cevaplarda belki de yanlış anlaşılma vesaire nedenle istenmeyen bir tartışma oldu. Bu olmamalıydı. Biz hem belediye başkanı olarak meclisteki grup başkan vekillerimizle hem de il başkanları birbiriyle görüşmek suretiyle inşallah bu huzursuzluğu ortadan kaldırıp bundan sonraki dönemde de sadece ve sadece Ankara'ya odaklı olarak çalışmaya devam edeceğiz."

Editör: Haber Merkezi