Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 27 Mayıs darbesinin yıl dönümünde TRT Haber'e açıklamalarda bulundu.
Bakan Tunç'un açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
“Demokrasiye sürülen kara lekenin günü 27 Mayıs'ta demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Haksız mahkum edilen darbe mağdurları var. Göstermelik bir yargılama yapıldı. Bu yargılamaları gerçekleştiren savcılar, anayasa mahkemesi başkanları oldular. Yargıtay, Danıştay üyeleri oldular. Ödüllendirilerek uzun yıllar yargı sisteminin içerisinde yer aldılar.
Demokrasi tarihimiz darbelerin kara lekeleriyle dolu. Maalesef 27 Mayıs'ta darbeciler başarılı oldu. Daha sonra da başarılı darbeler oldu. Sonrasında yine bir takım kalkışmalar yapıldı. 15 Temmuz kalkışmasında da milletimiz büyük bir kahramanlık sergiledi.
27 Mayıs Cumhuriyet tarihimizin ilk darbesiydi. Bu darbeciler yargıda etkin görev aldılar. Darbe mağdurlarını yargıladılar. Hukuken destek veriyormuş gibi göründüler. Bugün geldiğimiz noktada bu yargı sistemi yok. 12 Eylül darbecilerinin yargı huzuruna çıkarılmasını sağladık. Ve mahkum oldular. 17-25 Aralık sorumluları hesap verdiler. Vesayetçi yargı sistemine karşı milletimiz darbecilerden hesap sordu.
Darbelerin izini silmek önemliydi, silindi. Hükümet darbecileri yargı önüne çıkardı. Burası Yassıadaydı, bugün demokrasi ve özgürlüklerin adası.
Yeni anayasa çalışmaları başladı. Türkiye'nin demokrasi standardı yükseldi. Türkiye Yüzyılı'nda yeni bir anayasaya ihtiyacımız var. Hak arama özgürlüğünü sağlayan bir anayasa kurmamız lazım. Daha demokratik hale getirmek için çalışmaları sürdürüyoruz.
Darbecilerin yaptığı bir anayasa ile değil milletimizin onayladığı bir anayasa ile devam etmemiz lazım. Darbenin izlerini silmeye yönelik yasal değişiklikler de yaptık. Özgürlükçü ve darbecilere geçit vermeyen anayasa elzemdir.
TBMM'nin ve milletimizin onaylamasıyla Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılına gitmemiz lazım. Bu konuda tüm partilerin uzlaşmaya yanaşması önemlidir. Kim bu konuda biz de varız derse, usul konusunda da anlaşma olursa, Türkiye Yüzyılı'nın başında yeni anayasaya inşallah kavuşuruz.”