AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Çelik, Genel Merkezde basın toplantısı düzenledi. Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Çelik, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in Suriye'deki son gelişmelere ilişkin açıklamalarıyla ilgili gazetecilerin sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Gördüğümüz şudur, Türkiye Cumhuriyeti’ne değil de başka devletlere söylenecek sözleri sayın Özgür Özel tutuyor Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı kullanıyor. Türkiye’nin ne İran’ı zayıflatmak ne İran’ı güçlendirmek ne herhangi bir devleti zayıflatmak ne herhangi bir devleti güçlendirmek gibisinden bir motivasyonu bölge politikası olarak yok, Suriye’de de yok. Burada aynı şey Rusya için de geçerlidir, ne zayıflatmak ne güçlendirmek gibisinden. Orada bulunan varlığımızın neye dönük olduğunu defalarca ilettik. Biz orada herhangi bir gruba karşı veya herhangi bir devlete karşı pozisyon içerisinde bulunmuyoruz. Türkiye’nin meşru çıkarlarını ve milli güvenlik ihtiyaçlarını karşılamak için orada bulunuyoruz. Suriye devletinin zayıflamaya girmesiyle birlikte sınırımızın çok yakınına terör örgütlerinin yaklaşmasından sonra bu yaklaşmanın neticesinde belli bir derinliği korumak maksadıyla Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarını yaptık. Sayın Özgür Özel’in böyle bir cümle kurmuş olması büyük bir sorumsuzluktur. Türkiye Cumhuriyeti’nin herhangi bir devleti, komşu devleti ya da bölge devletini zayıflatmak üzere ya da güçlendirmek üzere orada bulunduğunu söylenmesi başlı başına bir basiretsizlik ve sorumsuzluktur."

"Türkiye’nin bunu desteklediği türünden açıklamaların tamamı gerçek dışı"

Çelik, Suriye’deki muhalefetin arkasında Türkiye’nin olduğuna dair iddiaların sorulması üzerine, "Bunların hepsi gerçek dışıdır, hepsi yalandır. Suriye’de arzu ettiğimiz şey, oradaki şiddetin yükselmesi ya da çatışmaların artması değildir. Burada kaynaklanan durum, şimdiye kadar Astana süreçlerinde defalarca uyarısını yaptığımız gibi Suriye’nin iç dinamiklerinden kaynaklanan bir tablo var orada. Gerek rejim tarafından gerek başka unsurlar tarafından İdlib gerginliği azaltma bölgesine çeşitli saldırılar yapıldı. Moskova Mutabakatı’nda ve diğer mutabakatlarda ve Astana süreçlerinde ortaya koyulan belirlenmiş alanların ihlal edilmemesine dönük ilke kararları şimdiye kadar defalarca ihlal edildi. Burada çok ciddi sivil kayıplar gerçekleşti. Dolayısıyla biz burada tansiyonun yükseldiği, oluşan saldırılara karşı bir reaksiyonun ortaya çıkacağını gördük ve defalarca Cumhurbaşkanımız tarafından ve diğer yetkililer tarafından muhataplarına ifade edildi. Gelinen noktada böyle bir reaksiyon oluştu. Bunu Türkiye’nin tahrik ettiği ya da Türkiye’nin bunu desteklediği türünden açıklamaların tamamı gerçek dışıdır, tamamı yalandır" ifadesini kullandı.

"Bize verilen sözler yerine getirilmedi"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile telefonda görüştü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Aliyev ile telefonda görüştü

Terör örgütlerinin Suriye’deki hareketliliğine dair değerlendirmesi sorulan Çelik, şunları söyledi:

"Daha önce varılan mutabakatlarda iki talebimiz vardı. Bir tanesi Tel Rıfat ve Münbiç’ten terör örgütünün çıkarılması. Tel Rıfat ve Münbiç’ten terör örgütünün çıkarılması konusunda bize verilen sözler yerine getirilmedi. İkincisi, Cumhurbaşkanımız defalarca ifade ettiler, sınırlarımızdan itibaren Suriye tarafına doğru 30 kilometre derinlikte ülkemize karşı herhangi bir faaliyet gösteren silahlı unsur ve terör örgütü görmek istemiyoruz diye. Burada şimdiye kadar bize verilen söz çerçevesinde ne Tel Rıfat’tan ne Münbiç’ten bu terör örgütlerinin oradaki varlığı Türkiye Cumhuriyeti’nin güvenliği ve meşru haklarına yönelik bir tehdit. Verilen sözler tutulmamıştır."

"Cumhurbaşkanımızın çağrısı bugün de geçerli"

Çelik, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad’a yaptığı çağrıya ilişkin soru üzerine, "Türkiye açısından iki noktada hassasiyetimiz var. Birincisi, Türkiye’ye dönük olarak herhangi bir şekilde güvenlik tehdidi oluşturulmasın. Tel Rıfat ve Münbiç meselesinde böyleydi. Tel Rifat temizlendi, Münbiç meselesini takip ediyoruz. İkincisi de 30 kilometre derinliğinde bunu görmek istemiyoruz. En büyük hassasiyetle takip ettiğimiz konulardan bir tanesi de herhangi bir yeni göç dalgasının ülkemize dönük olarak oluşmamasıdır. Bununla ilgili olarak bir gayret içerisindeyiz. Dolayısıyla sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı bugün de tabii ki geçerli" ifadesini kullandı.

Editör: Haber Merkezi