ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİ!

Uzun zamandır Türkiye gündemini meşgul eden bir konu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Yüzyılı Anayasası sivil Anayasa, Güçlü Türkiye söylemleriyle neyi kastediyor şimdilik bilemiyoruz ama mevcut cezalar, uygulamalar veya bu görevi yerine getirecek görevlilerin "yetersizim" diye bağırdığını görebiliyoruz çok şükür.

Yasaların uygulanmadığı bir iklimde, eskisinin ne hayrını gördük ki yenisinden umudumuz olsun. Hukukun üstünlüğü ile üstünlerin hukukunun arasında sıkışıp kalmış bir adalet sisteminden nasıl yeni bir anayasa çıkacak merak konusu.

Kevgire dönmüş yasalar, içi boşaltılmış adalet tanımı ile ülkenin milletin derdine derman olunamaz. Yeni bir anayasadan söz edebilmek için, ismi Adalet olan partinin ne kadar adaletli olup olmadığını sorgulaması gerekiyor zannımca.

Zira 3 Y (Yolsuzluk, Yoksulluk, Yasaklar) ile mücadele diye yola çıkıp hedeflerinizi tutturamadıysanız anayasayı değil kendinizi değiştirmelisiniz. Yasayı çıkaranların uygulamalarındaki keyfiyet sebebiyle ülkede adaletin varlığı sorgulanır hale gelmişken yeni bir anayasaya kim(ler)e veya neye hizmet için ihtiyaç duyulduğu izaha muhtaçtır. Adalet, doğru olanı yapmak yanlış olanı yapmamaktır.

Bir grup zümreyi memnun etmek için adaletin terazisiyle oynamak, yasaları istismar etmek ülkenin en büyük güvenlik sorunudur artık. İnsan düşünmeden edemiyor madem Adalet devletin temelidir o zaman bu temeli sarsan statüsü ne olursa olsun suç işlemiş olmaz mı? Adalet hangi durumda kimler için doğru işliyor nasıl emin olacağız? Mağduriyetlerin olduğu yerde Adaletten söz etmek mümkün mü?

Türkiye Yüzyılına da siyasilerin adaletini konuşmak yakışırdı zaten.