Yeni yılda geçerli olacak asgari ücreti belirleyecek olan Asgari Ücret Komisyonu ilk toplantısını tamamladı. Toplantı sonrası açıklama yapan TÜRK-İŞ Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Ağar, ikinci toplantının 16 Aralık Pazartesi günü saat 14.00'de yapılacağını söyledi. "Bugün herhangi bir ücret talep edilmedi ve ücret de söylenmedi" diyen Ağar şöyle konuştu:
''Görüşlerimizi dile getirdik. Sayın Bakan konuştu. TÜRK-İŞ olarak biz konuştuk. İşveren vekili konuştu. Dolayısıyla yine bizim asgari ücretle çalışan komisyon üyelerimiz sıkıntılarını dile getirdi. İkinci toplantıyı ayın 16’sında saat 14.00’te gerçekleştireceğiz. Bugün herhangi bir ücret talep edilmedi ve ücret de söylenmedi. Biz her yıl asgari ücreti görüşürken maalesef sürekli şerh koyuyoruz. Yani açıklanan asgari ücreti kabul etmiyoruz. Verilen ücretin kâfi olmadığından dolayı, insanlarımız alım gücünün olmadığından dolayı hep muhalif oluyoruz. Geçmiş yıllarda biz bu hükümet döneminde 26 defa asgari ücret görüşmesi yapmışız. 26’sının 18’inde muhalif olmuşuz. Altısında oy birliğiyle imzalamışız. İkisinde ise hükümetle TÜRK-İŞ olarak biz imzalamışız. İnşallah bu sene üçüncüsü olur. İşveren de elbette ki muhalif olmasın. Temennimiz oy birliğiyle olsun. Hükümet, işçiyle birlikte olursa, işçinin adına TÜRK-İŞ ile birlikte olursa, asgari ücretin geçinebilecek, insan onuruna yakışabilecek bir ücret üzerinde mutabakata varılır ve imzalanır. Aksi halde bu insanların geçim şartları ortada.
''İnsanların yüzünü güldürecek bir tutarın tespit edilmesini bekliyorum"
İnsanlar geçmiş yıllarda asgari ücretle, daha 2016 yılında asgari ücretle 10 tane çeyrek altın alırken bugün 3.3 çeyrek altın alabiliyor. Yedi çeyrek altın kaybolmuş. Neden? Çünkü her şey pahalılanmış ama ücretler yerinde saymış. Dolayısıyla bu dönemde asgari ücretin iyi tespit edilmesi lazım. Düşünerek tespit edilmesi lazım. İnsanlar ev kirasını verebilmeli. Mutfaktaki tenceresini kaynatabilmeli. Okula giden çocuğunun ihtiyacını karşılayabilmeli. Yani bunlar geçmişte yapılıyordu, bu dönemde inşallah oy birliğiyle mutabakata varılır. Aksi halde insanların geçim şartlarına katkı sunulmazsa, muhalif olmak zorunda kalırız. Muhalif olmak da her şeye çözüm anlamına elbette ki gelmiyor. Sekiz milyon çalışan asgari ücretli arkadaşımız var. Bu sekiz milyonun aileleri var. Bunların hepsinin düşünülmesi lazım. Makul ölçülerde bir ücret söylenirse biz varız. Aksi halde öngörülen, gerçekleşen enflasyon... Biz bunların hiçbirine katılmayız. Katılmıyoruz. İnsanların yüzünü güldürecek bir tutarın tespit edilmesini bekliyorum.
"Temennimiz, oybirliğiyle bir asgari ücret tespit edilsin"
Bugün marketlere gittiğiniz zaman maalesef alışveriş yapma imkânı olmamakta. Bir asgari ücretin bir yevmiyesi ile bir kilo et alamıyorsunuz. Çalışan insanlarımızın, üretim yapan insanlarımızın, ekonomiye katkı sunan insanların ücretlerinin düşünülmesi lazım. Geriye dönüp bir bakmak lazım. Bu insanlarımız asgari ücretle kıt kanaat da olsa geçinebiliyordu. Bırak geçinmeyi, kira veremez hale geldi. Bunları iyi düşünmek lazım. Bu ülkede yaşıyoruz sonuçta. Ülkemizi seviyoruz. Milletimizi seviyoruz. Bizi de sevsinler. Yüzümüz hep asık olmasın, tebessüm edelim. Dolayısıyla önümüzdeki hafta pazartesi yapacağımız toplantıda bir ücret belirlenirse, biz de ona göre tavrımızı alırız. Gereken neyse de fikrimizi söyleriz. Temennimiz, oybirliğiyle bir asgari ücret tespit edilsin.
"Bu yıl büyük ihtimalle üç defa toplantı yapılır"
Asgari ücretin kırmızı çizgisi olmaz. Biz rakam söylediğimiz zaman geri adım atma şansımız olmaz. Çünkü biz para vermiyoruz, para talep ediyoruz. Rakam vermeye gerek yok. Yaşantımız ortada. İnsanların geçim şartları ortada. Bununla ilgili bize rakamı para verenler söyleyecek. ‘Biz şu ücreti veriyoruz. Kabul ediyor musunuz? Etmiyor musunuz?’ diyecekler. Kamuda zaten asgari ücretle çalışan yok. Kamuda çalışan insanlarımızın tamamı sendikalı, toplu iş sözleşmeli. Ama özel sektörde çalışanların tamamına yakını, 8 milyon kişi asgari ücretle çalışıyor. Biz geçen dönem de söylemedik. Bu dönem de bizim ücret söylememiz doğru olmaz. Rakam söylemek en kolayı. Ama rakam söylemek bizim elimizi zayıflatır diye söylemiyoruz. Biz ikinci toplantıda da rakamla gelmeyeceğiz. İkinci toplantıda da rakamı işveren tarafından veya hükümetten bekliyoruz. Rakamı söylesinler biz ona göre olumlu veya olumsuz görüşlerimizi sunarız. Ayın 16’sında ikinci toplantı olacak. Büyük ihtimalle üçüncü toplantıda bitecek. Her yıl dört defa yapıyorduk. Bu yıl büyük ihtimalle üç defa toplantı yapılır. Bize rakam söylenir, ona göre biz de rakamları kamuoyuna aktarırız. Enflasyonun yükselmesine asgari ücret sebep değil. Asgari ücretle çalışan, hatta asgari ücretle çalışmayan işçiler de memurlar da olabilir. Maaşlarını aldıkları zaman ellerinde para kalıyor mu? Hiçbir zaman işçiye veya memura ücret ödemeyle enflasyon yükselmez. Temennimiz oybirliğiyle asgari ücret belirlensin.”