Sedat Peker, yayınladığı videolarda çeşitli iddialar ortaya atmaya devam ediyor. Peker, YouTube üzerinden yayınladığı videoların 7'ncisinde Kıbrıs'ta öldürülen gazeteci Kutlu Adalı ve 1993 yılındaki Uğur Mumcu cinayeti hakkında iddialarda bulunmuştu.

Peker, videoda Adalı cinayeti için kendisine gelindiğini ve kardeşi Atilla Peker'i önerdiğini iddia etti. Sedat Peker, kardeşi Atilla Peker'in Korkut Eken'le birlikte suikast için KKTC'ye gittiğini ancak cinayet işlenmeden geri geldiklerini, Adalı'nın daha sonra Eken'e bağlı başka bir ekip tarafından öldürüldüğünü sözlerine eklemişti.

Korkut Eken'in Kıbrıs'ı Rumlara sattığı gerekçesiyle kendisine gelindiğini söyleyen Peker, "Bana dedi ki, "Kıbrıs'ta bir adam var, Kıbrıs'ı Rumlara satmak istiyor. İki profesyonel lazım." Dedim "Sana öz kardeşimi vereceğim, Atilla Peker'i. Uzmandır, sokaklarda yetişmiştir." Yüce Allah o insanın kanını bize nasip etmedi. Aradan zaman geçti, döndüler üç dört gün sonra. Korkut abiyle konuştuk. Dedi "Sonra gideceğiz." Onlara bağlı başka bir ekip öldürmüş. Karşılaştık Korkut abiyle, "Halloldu o iş" dedi" ifadelerini kullanmıştı.

Peker'in yayınladığı videonun ardından kardeşi Atilla Peker ve koruması Yunus Olcay, Muğla'nın Fethiye ilçesinde polis tarafından düzenlenen operasyonla gözaltına alındı. Emniyetteki işlemlerinin ardından sevk edildikleri adliyede mahkemeye çıkarılan Atilla Peker ve Yunus Olcay, yurt dışı çıkış yasağı ve adli kontrol şartı ile serbest bırakıldı.

ATİLLA PEKER'İN İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI

Atilla Peker'in emniyetteki sorgusunda, ağabeyi Sedat Peker'in gazeteci-yazar Kutlu Adalı'nın ölümüne ilişkin yaptığı açıklamalarla ilgili bilgisine başvurulduğu kaydedilmişti. Kardeş Atilla Peker'in emniyetteki ifadesi de ortaya çıktı.

Atilla Peker, 25 Mayıs tarihli iki sayfalık dilekçesinde şunları anlattı:

"Kardeşim Reis Sedat Peker beni 1996 yılı Mart ya da Nisan ayında aradı. Ankara Sheraton Otel'e gelmemi istedi. Ben de isteğine uyarak bulunduğu yere gittim. Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs'a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini, polis ve askerlerimizi şehit eden terörist kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin öldürülmesi gerektiğini söylediler.

Ertesi gün ben Korkut Eken ile THY'nin tarifeli uçağı Kıbrıs'a gitmek üzere kontrol yapılmadan uçağı doğru geçerken önce memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliğini gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana Jeriko bir silah verdi ve ben belimde silah olmak suretiyle uçağı bindik.

Kıbrıs'a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik. Sonra aynı gün Kıbrıs'ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı'na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım. Yardımcısı Enver Tosun Yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken Uzi marka silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti.

Dışişleri Bakanlığı'ndan Irak'taki nüfus sayımına dair açıklama Dışişleri Bakanlığı'ndan Irak'taki nüfus sayımına dair açıklama

Bir sonraki gün Beyaz Reno Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla evi yola yakın bahçeli bir evdi. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın evinde kalabalık dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu fark ettik. Bu nedenle içeri girmedik. O esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu bir UZİ marka silah vardı.

Ertesi gün tekrar geldik. Gündüzleri de evin etrafında birkaç sefer keşifte bulunduk, yine evden çok sesler geliyordu. Bunun üzerine Korkut Komutan bana dede ki üç kişi de olsa bunların hepsi PKK'lıdır. PKK'lı ile dost olan da PKK'lıdır. Hepsini öldürmende bir mahsur olmaz dedi.

Üçüncü gün bir piyade alay komutanının makamına gittik. İsmini hatırlamadığım alay komutanından Korkut Eken'in talebi Kutlu Adalı isimli şahsın aracının güvendiği iki rütbeli tarafından durdurularak şahsın bize teslim edilmesinin sağlanmasını istedi. Bir iki saat sonra şahsın durdurulduğu haberi geldiğinde biz de hızlı adımlarla Alay Komutanlığı binasından çıktık.

Şahsın yanında 15 yaşlarında bir çocuk vardı. Kişi alayın içine sokulmuş olduğunu etrafının da askerlerce sarılmış olduğunu görünce tekrar Alay Komutanının makamına geri d öndük. Orada Alay Komutanını azarladı. Ben sana böyle mi söyledim dedi. Sivil Savunma Daire Başkanlığı'na geri döndük ve ertesi günde tekrar Türkiye'ye geri döndük. Ancak Korkut Komutan bana Atilla buraya geleceğiz dedi.

Sonrasında ben bir yaralama nedeniyle Paşakapısı Cezaevi'nde bulunduğum sırada beni cezaevinde yanımda bulunan cep telefonumdan arayarak kendisinin Klasis Otel'de kaldığını, ziyarete geleceğini söyledi. Ben de abi cumartesi Pazar ziyaret yok, ben hastaneye çıkacam, sizi Klasis'e otele ziyaretinize geleceğim dedim.

O tarihte cezaevinin hastane için ring aracı yoktu. Bu şekilde taksiyle gardiyan ve askerler eşliğinde hastaneye gittim. Hastane çıkışında iki sicil araçla gelmesini sağladım ve bulunduğu Silivri Klasis Otel'e bu araçla bir gardiyan ve askerlerle gittik. Erlere ve gardiyana lobide oturmalarını söyledim.

Korkut Komutanın olduğu odaya çıktım, odada Reis Sedat Peker ve birkaç kişinin olduğunu gördüm. Korkut Eken, astsubay ve uzman çavuşun alnından öperek Atilla'yı getirdiğiniz için teşekkür ederim dedi.

Bana hitaben gülerek "Atilla biz Kıbrıs işini hallettik biliyor musun" dedi. Sonra sabaha doğru cezaevi sayımından önce cezaevine döndüm. Adı geçen şahıslarla her platformda yüzleşmeye de hazırım. Videoda anlatılanlarla ilgim gördüm bundan ibarettir."

Editör: Haber Merkezi