ÇÖZÜM SÜRECİ...

Malum, ülke gündemini gelenek olduğu üzere, Devlet Bey'in salı konuşmaları belirliyor.

Her ne kadar bilmece vari söylemleriyle çoğumuzu tebessüm ettirse de 'Devlet Bey ne yapmak istemektedir' sorusunu sordurup, cevaplar aramaya sevk eden lider olduğu inkar edilemez bir gerçektir.

Yıllardır muhalif olmamızdan mütevellit, bay Kemal iktidar olursa apoyu serbest bırakacak, terörle mücadele bitecek diyenlere bir açılım olacak ama bunu bay Kemal değil siz yapacaksınız demiştim.


Dediğim gibi oldu olmasına da, o günlerde bizi yerden yere vuranlar arazi değil yüzsüzlükte sınır tanımaz olmuşlar.


Hal böyle olunca Devlet Bey ,yaptığı konuşmadan sebep yerden yere vuruluyor, hakaretler havada uçuşuyor.

Ne yalan söyleyeyim üzülüyorum. İçim burkuluyor.

Hüznüm, Devlet Bey hassasiyetimden değil sadece. Siyaseten yapılması gereken stratejik hamlelerin milleti geriyor, umutsuzluğa sevk ediyor oluşundan.
Devlet Bey'in apo çıkışı beni hiç şaşırtmadı. Eminim yoğun eleştirilere maruz kalmak, kendisini de şaşırtmamıştır.

Fakat bugün Devlet Bey'i yerden yere vuranlar bilmelidir ki 2023 seçimlerinde kazansaydılar aynı şeyi yapacaklardı.

Daha öncede söyledim, Abd ya kürt meselesini hallet ya da ben kendi yöntemlerimle müdahil olurum diye dayatıyor. Komik olansa, Nato üyesi olmamızdan sebep göbekten bağımlı olduğumuz ABD'ye sanki X bir parti posta koyabilecekmiş gibi büyük büyük lafların havada uçuşuyor olması.

Oysa tüm partiler bunun aksinin ol(a)mayacağını bildikleri gibi kaostan nasıl faydalanabilirizin hesabındalar.

Cumhurbaşkanlığı seçimini Kemal bey kaybedecek, Erdoğan kazanacak derken bana sürpriz olmayan açılım sürecinin mimarının Cumhur İttifakı olması planlanmıştı o günlerde. Dolayısıyla Mansur ve Ekrem'in aday yapılması durumu değiştirmeyecekti.

Fakat burada faturayı Bay Kemal e keserek herkes vicdanını rahatlatmayı seçerken Özgür Özelli Chp, 31 mart seçimlerinde sandıktan birinci parti olarak çıkıvermişti.

Yani Cumhurbaşkanlığını Erdoğan'ın kazanması için seferber edilen herşey ve herkes 31 mart seçimlerinde sandığa müdahale etmeyerek, bir taraftan millete umut aşılarken diğer taraftan açılım sürecinde kendileriyle uyumlu çalışacak Chp için alan açmış olacaklardı.

Seçim sonrası başlatılan yumuşama süreci tesadüf olmasa gerek diye düşünüyorum.

Ve bugün Devlet Bey apoya mesajlar verirken, diğer taraftan nispet yapar gibi tuhaf bir şekilde Özgür, Selo üzerinden mesajlar veriyor.

Seçimlerden önce sert muhalefetiyle dikkat çeken Özgürlü Chp nin bugün pamuk şeker kıvamındaki dönüşümünün sahaya yansıması diyebiliriz herhalde.

Eğer yeni bir açılım ki bana göre anlaşıldığı türden bir açılım değil.

İktidarın bu hamlesi oy kaybına neden olursa, aynı tehlike Özgürün Chpsi içinde geçerli olur matematik olarak.

Peki millet bu iki partiye küsüp diğer partilere mi yönelir? Sanmam. Burada başka bir gelişme olmalı o zaman. Ne demiştik büyük Türkiye ittifakı.

Samimiyet sorgulanacaksa eğer hiçbir siyasi parti samimi değil mevcut tabloda.

Bütün partilerin samimiyetinin sorgulanacağı bir süreç başlatıldı. Millette bu sırada oy verdiği partilerin performanslarına göre ideolojilerini gözden geçirecek. Körü körüne verdikleri oylarla cehenneme çevirdikleri ülkeyi cennete çevirmek için akıllarını kullanmak zorunda olduklarını ve bunu hep birlikte olursalar başarabileceklerini görecekler.

Yani ihanet, oy hesaplarından ziyade iktidarı muhalefetiyle birlikte kürt siyasetinin yörüngesini değiştirecek hamleler yapılmaya çalışıldığı çok açık.

Devlet Bey apoya silahları bırak, örgütü lav et derken bu hareketin arkasında siyaset yapan Dem in varlık sebepleri ortadan kaldırılmış aponun liderliği de fiilen bitmiş olurken, Özgür Özelin Seloyu ziyaret etmesiyle kürtlere, içinde bölücülük söylem ve eylemlerinin olmayacağı siyaset yapma alanının her zaman açık olduğu mesajı verilmeye çalışılıyor diye düşünüyorum.

Milleti bölmeden ülkeyi bölemezsiniz.

Devlet Bey'in bizi bölmek istiyorlar sözlerini bu süreci sekteye uğratacak provakasyonlara karşı İtidalli olma çağrısı olarak anlıyor ve önemsiyorum.