Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan ziyaretlerinin ardından uçakta gazetecilerin tokalaşma ve "yeni bir çözüm süreci"nin başlayacağı tartışmalarına ilişkin soruları üzerine, "Biz sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz. Sayın Bahçeli, Türkiye'nin siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının önemine burada bir vurgu yapıyor. Dolayısıyla sayın Bahçeli'nin bu attığı adım bir kenara konulamaz" dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Arnavutluk ve Sırbistan'a iki günlük ziyaretinin ardından Türkiye'ye döndü. Erdoğan, dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Erdoğan, “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin DEM Parti Eş Başkanlarının elini sıkmasından sonra dediniz ki, ‘Cumhur İttifakı’nın uzattığı bu elin değerinin muhatapları tarafından anlaşılmasını isteriz. Ülke meselelerini geniş mutabakatla çözme arzusundayız.’ Mesajınızın odağında yeni anayasa mı yer alıyor? ‘DEM Parti’den somut adım gelirse müzakereye de diyaloğa da açığız’ sözlerine ‘yeşil ışık yakıldığı, yeni bir sürecin başlayabileceği’ yorumlarına ne yanıt verirsiniz?” sorusu üzerine şöyle konuştu:
“Ortada net ve kararlı bir biçimde uzatılan bir el var. Biz sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu tavrı ülkemizin demokrasi mücadelesi için olumlu ve anlamlı buluyoruz. Sayın Bahçeli, Türkiye'nin siyasi yapısında uzlaşma ve diyalog çağrısının önemine burada bir vurgu yapıyor. Dolayısıyla sayın Bahçeli'nin bu attığı adım bir kenara konulamaz. Biz yıllardır bunu dile getiriyoruz. Sayın Bahçeli'nin özellikle attığı bu adım bana göre çok çok önemli bir adımdır. Sayın Bahçeli'den böyle bir adım beklemeyenler olabilir. Ama biz kıdemli bir siyasetçi olarak sayın Bahçeli'nin böyle bir adımı atmasını garipsemedik. Önemli bir adım olarak gördük. Temennimiz odur ki bundan sonraki süreçte de bu adımları atanların sayısı çoğalsın. Bu adımları atanların sayısı çoğaldıkça da inşallah yeni anayasa konusunda toplumsal mutabakatın tabanını genişletebiliriz. Siyasetimizin temelinde, ülke meselelerinin geniş bir mutabakatla çözülmesi, toplumun farklı kesimlerinin de sürece dahil edilmesi yatıyor. Bunu yıllardır dile getiriyoruz. Türkiye’de terör yöntemleri ile bir yere varılamayacağı çok nettir. Artık herkesin bunu anlamış olması gerekir. Bölgemizdeki gelişmelere bakıldığında, ülkemizdeki huzur ve barış iklimini tahkim etmek, herkes için en hayırlısıdır. Terör örgütleriyle çevrelenmiş bir coğrafyada, Irak’ta gerilimlerin, Suriye’de iç savaşın yaşandığı, İsrail’in vahşileştiği bir dönemde içeride barışın tesisi önem kazanıyor. Biz Türkiye’de demokratik siyasetin alanını genişletmek için bugüne kadar tüm engellemelere, sabotajlara, haince planlara rağmen köklü adımlar attık. Ülkemizde demokrasiyi güçlendiren her adıma desteğimiz tamdır.
Buna rağmen ‘Biz irademizi demokrasi dışı odaklara teslim ediyoruz, her adımımızı bu anlayışla atıyoruz’ demek yapıcı bir yaklaşım olarak görülmez. Terörün her türlüsüyle mücadele eder ve karşısında yer alırız. Meseleleri terör dışı yöntemlerle ortadan kaldırmaya ise her zaman varız. Çünkü biz siyaseti, ülkemizin huzur ve birliğini güçlendirmek, milletimize hak ettiği kaliteli hizmetleri sunmak için yapıyoruz. Yeni anayasa çağrımız da bunun içindir. Türkiye’nin ayağına darbecilerin taktığı prangaları söküp atmanın yolu kapsayıcı, adil, sivil, özgürlükçü bir anayasa yapmaktan geçiyor.”