Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türk Devletleri Teşkilatı Gayriresmi Zirvesi’ne katılmak gittiği Macaristan'ın başkenti Budapeşte’den dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Zirveye ilişkin değerlendirmelerde bulunan Erdoğan, Zirve'de ve Zirve vesilesiyle kardeş ülkelerden gelen muhataplarıyla yaptığı temasların son derece faydalı ve verimli geçtiğini söyledi.
Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) bünyesinde ilk defa bir Zirve'nin gözlemci ülkede tertip edildiğini, Macaristan Başbakanı Victor Orban'a, ev sahipliği ve başarılı organizasyonu nedeniyle teşekkür etti.
Macaristan ile Türkiye arasında, köklü dostluk ve yakın işbirliği bulunduğunu, Türkiye’nin AB üyelik sürecinde Macaristan'ın en güçlü destekçilerinden biri olduğunu ifade eden Erdoğan, "Enerji, tarım, savunma sanayi ve KOBİ’ler gibi pek çok alanda işbirliğimiz var. Bu alanlardaki mevcut anlaşmaları daha da ileri taşıma konusunda kararlıyız. NATO çerçevesinde de savunma sanayiinde somut projelerle işbirliğimizi derinleştiriyoruz" dedi.
“Terörsüz Türkiye’nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz”
Terör örgütü PKK’nın hem silah bırakma hem örgütü feshetme kararına ilişkin süreç ve yol haritası sorulan Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu sorun ortaya çıktığında doğan bebekler bugün 40 yaşın üzerinde. Birkaç nesil bu sorunun içine doğdu ve uzun yıllar boyunca çözümsüz kaldı. Biz ilk andan itibaren samimiyetle, çözüm perspektifi ile meseleye yaklaştık. Çünkü Terörsüz Türkiye’nin ülkemizi nasıl şaha kaldıracağını biliyoruz. Evlatlarımıza bırakacağımız en önemli miras Terörsüz Türkiye olacak. Yıllarca süren acıların, kayıpların ve mücadelelerin ardından bu noktaya gelmek, gerçekten umut verici. Şehit cenazelerinde hissettiğim tarifsiz acıların, yüreklerimizi dağlayan terör eylemlerinin gölgesinde, bugün bu başarıyı görmek benim için tarifsiz bir gurur kaynağı. Terörle mücadelenin kahramanları, güvenlik güçlerimizle gurur duyuyorum, şehit ailelerimizin metanetleri ile iftihar ediyorum. Her bir acının, her bir kaybın ardında güçlü bir dayanışma, sabır, dirayet ve kararlılık yatıyor. Diyarbakır annelerini bir kenara koyamayız.
“Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır”
Diyarbakır annelerini ihmal edemeyiz. Diyarbakır annelerinin artık gözü yaşlı değil, onlar da artık mutluluğu tatsınlar, yaşasınlar istiyoruz. Yakında anneler evlatlarıyla kucaklaşacaklar. Bu müjdeleri de alacağımıza inanıyorum. Bu konuları rahmetli Sırrı Süreyya Önder ve Pervin Buldan ziyaretimize geldikleri zaman kendileriyle görüşmüştük. Milli İstihbarat Teşkilatımız, diğer kurumlarımızla iş birliği içinde, Terörsüz Türkiye ile ilgili çalışmaları kontrollü bir şekilde devam ettiriyor. Başbakanlığım döneminde ben silahların gömülmesinden bahsetmiştim. Şimdi gelinen noktada bu ifade silahların bırakılmasına ve teslimine döndü. Bu adımlar atıldığında şehitlerimiz de inşallah huzura kavuşur. Diğer taraftan, silah vesayetinden kurtuldukça, DEM Parti de siyasi mücadelesini çok daha farklı bir şekilde sürdürme fırsatını yakalıyor. Mecliste 50’nin üzerinde milletvekilleri bulunuyor. Siyaseti çok daha güçlü bir şekilde sürdürebilmesi DEM’e yeni avantajlar sağlayacaktır. DEM’in de yeni dönemde farkını ortaya koyması hem kendi tabanları için hem ülkemiz için hayırlı olacaktır."
“Türkiye’nin sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı var”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’nin yeni bir Anayasa’ya ihtiyacı olup olmadığı ve TBMM ile toplumda buna ilişkin bir mutabakat olduğunu düşünüp düşünmediği sorusuna da şu yanıtı verdi:
"Türkiye değişiyor, dünya değişiyor. Yeni bir çağda yaşıyoruz, daha yeni bir çağa doğru ilerliyoruz. Bu kadar hızlı değişen dünyada, eski Türkiye’nin üstelik de darbenin şartlarında hazırlanmış, ne kadar değişiklik yapılırsa yapılsın darbeci zihniyetin satırlarında gezindiği bir anayasa ile bir yere varmak mümkün müdür? Darbecilerin yazdığı anayasa ile toplumu birleştirmenin ne kadar zor olduğunu 40 yıldır yaşayarak görmüyor muyuz? Bugün yaşadığımız birçok sorunun temelinde darbe anayasasının olduğunu bilmeyen var mı? Siyasi hayatım boyunca Türkiye’nin sivil, demokratik ve özgürlükçü bir anayasaya ihtiyacı olduğunu dile getirdim. Bugün de aynı noktadayım. Artık darbecilerin yazdığı, darbecilerin ortaya koyduğu bir anayasayla Türkiye geleceğe yürüyemez. Artık darbecilerin değil, sivillerin ortaya koyduğu bir anayasaya ihtiyacımız var. Bunun için de AK Parti olarak biz bir çalışma yapıyoruz. Bununla ilgili bazı arkadaşlarımıza görevler de verdik.
"CHP bizlerle müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı?"
Bütün mesele, acaba Cumhuriyet Halk Partisi de bizlerle ortak, müşterek bir sivil anayasa yapma yolculuğuna çıkar mı? Önemli olan bu. Diyoruz ki; gelin el ele verelim. Komisyonlarımızı kuralım ve bu komisyonlarla beraber sivil anayasayı bir an önce oluşturalım ve milletimize takdim edelim. Hem milli olsun hem yerli olsun. Böyle bir anayasayı inşallah Türkiye görsün, yaşasın. Olmaması için hiçbir sebep yok. İlk dört madde ile ilgili herhangi bir sorun yok. Yani AK Parti olarak bizim böyle bir sorunumuz yok ve diğer siyasi partilerin de hemen hemen birçoğunun böyle bir sorunu yok. Ortada ilk dört madde ile ilgili bir sorun olmadığına göre, sadece yol haritasını belirleyeceğiz. Süratle heyetlerimizi oluşturabiliriz.
Başbakanlığım döneminde böyle bir çalışmayı yapmıştık, yine yapabiliriz, fazla vaktimizi almaz. Yeni anayasayı kendimiz için değil, ülkemiz için istiyoruz. Benim tekrar seçilme veya tekrar aday olma gibi bir derdim yok. Atacağımız adımlarla ülkemizin itibarını nasıl yükseltiriz, derdimiz bu. Şu anda artık Türkiye'nin milli geliri hamdolsun güçlü bir konuma ulaştı. Göreve geldiğimizde rakamlar neydi, şu anda rakamlar nerede? İhracata bakıyorsun, ihracatta hamdolsun 265-270 milyar dolar seviyelerini yakaladık. Öbür tarafta kişi başı milli gelirimiz o yıllara göre tavan yapmaya başladı. Rezervimiz de tırmanmaya başladı. Döviz rezervi noktasında şu anda hazinemiz güçlü."
“Gazze sadece bir insani kriz değil, uluslararası sistemin samimiyet sınavıdır”
Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Batı’nın 20 aydır İsrail’in Gazze’deki saldırılarına sessiz kalması da soruldu. Erdoğan, şu yanıtı verdi:
"Gazze sadece bir insani kriz değil, uluslararası sistemin samimiyet sınavıdır. Batı bu sınavı geçememiş, insan hakları söylemleri, İsrail zulmü karşısında anlamını yitirmiştir. Bebeklerin açlıktan ve bombalarla öldüğü bir dünyada sessizlik kabul edilemez. Tarih bu suskunluğu yargılayacaktır. Türkiye, insan onurunun yanında durmaya ve Gazze’ye yardımları artırarak sürdürmeye devam edecektir. İsrail yardımları engelleyerek yalnızlaşmakta, Avrupa’da ise geç de olsa bir uyanış yaşanmaktadır. Amacımız, Gazze’deki insani krizi olumlu yönde dönüştürmektir."
"(Erken seçim)Türkiye’yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız"
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, "Meclis’te boş sandalye sayısının 30'a yaklaşması durumunda anayasal çerçevede ara seçim kaçınılmaz olur" şeklindeki söylemine karşı değerlendirmeleri sorulan Erdoğan, şunları söyledi:
"CHP’nin milletin verdiği ödevi yerine getirmek gibi bir niyeti hiç olmadı. Her seçim sonrası, onlar açısından bakarsak her yenilgi sonrası, aradan bir zaman geçtikten sonra erken seçim borazanını öttürmeye başlıyorlar. Fakat CHP budur. Hatırlayın, CHP'nin erken seçim olayı yeni bir tez değil. Yatıyorlar kalkıyorlar ‘erken seçim’ diyorlar. Yani erken seçim olduğu zaman ne olacak? Bunlar iktidara mı gelecekler? Şu anda elindeki boş veya dolu sandalye sana yeter. Tepe tepe kullan. Erken seçim hesaplarıyla ile heba ettikleri vakitleri, millete hizmete harcasalar, belki milletin gönlüne girebilmenin bir yolunu bulabilirler. Kaldı ki Özgür Bey’in anlattığı erken seçim değil, başka bir konu. Buna erken seçim denmez. Buna ara seçim denir. İkisini birbirine karıştırmamak gerekir.
Dahası şu anda TBMM’deki tabloya bakıldığında ara seçimi gerektiren bir durum da yoktur. Millet, bundan 2 sene önce vekilleri 5 yıl görev yapsınlar diye Meclis’e göndermiştir. Diğer yandan Sayın Özel’in anladığı manada erken seçimi bugüne kadar çok dillendirdiler. Türkiye’yi böyle bir badirenin içerisine sokmayız, sokamayız, buna gerek de yok. Türkiye şu anda tarihinin en istikrarlı, güçlü zamanlarını yaşıyor. Tam bir birliktelik ruhuyla terörü bitirmenin arifesindeyiz. Enflasyona karşı topyekûn mücadeleyi başarıyla yürütüyoruz. Dış politikada hamdolsun yıldızımız giderek parlıyor. Cumhur İttifakı olarak birilerinin keyfi için bunların zarar görmesine müsaade etmeyiz."