SİYASET

Dervişoğlu'ndan asgari ücret açıklaması

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, asgari ücrete ilişkin olarak ziyaret ettiği Türk-İş ve TİSK'in doğruyu aradığına yönelik bir intibaya sahip olduğunu belirterek, "Ben makulü arayan bir siyasi partinin Genel Başkanı’yım. Şartların ağırlığı nazarıitibara alınırsa komisyon toplanacak ve buna karar verecek" ifadesini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, asgari ücrete ilişkin olarak ziyaret ettiği Türk-İş ve TİSK'in doğruyu aradığına yönelik bir intibaya sahip olduğunu belirterek, "Ben makulü arayan bir siyasi partinin Genel Başkanı’yım. Şartların ağırlığı nazarıitibara alınırsa komisyon toplanacak ve buna karar verecek" ifadesini kullandı.

İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TİSK'in ardından Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonunu (Türk-İş) ziyaret etti. Dervişoğlu’na ziyarette İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz ve Genel Başkan Yardımcıları Erhan Usta, İmren Nilay Tüfekci, Alper Akdoğan ve Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu eşlik etti. Yaklaşık bir saat süren görüşmenin ardından Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ve Dervişoğlu, ortak basın açıklaması yaptı. Dervişoğlu, "Biliyorsunuz Asgari Ücret Komisyonu 10 Aralık’ta toplanacak, bu tarih hem sendikalar açısından çok önemli hem çalışma hayatı içinde olanlar için, işverenler için, işçilerimiz için çok önemli. Elbette ki bu konu siyaseti de ilgilendiriyor. Öncelikle Başkanımızın göstermiş olduğu hoşgörü misafirperverlik ve kadirşinaslık için kendilerine teşekkür ediyorum" dedi.

"Asgari ücretin asgari 28 bin TL olarak belirlenmesi gerekiyor"

Türkiye'nin ekonomik ve sosyal açıdan büyük sıkıntılarla karşı karşıya bulunduğunu söyleyen Dervişoğlu, "Asgari Ücret Komisyonu 3 bileşenden oluşuyor. İleriye doğru yine geniş bir perspektiften bakarak asgari ücret belirlenmesi hususunda elbette ki Türk-İş'in görüşleri ve kanaatleri de bizim açımızdan çok büyük bir önem arz ediyor. Biliyorsunuz işveren sendikası bir tarafta, işçi sendikası bir diğer tarafta hükûmeti temsilen de bir heyet bulunuyor komisyonda. Bizim İYİ Parti olarak meseleye makul bir çerçeveden bakıp kamuoyuyla paylaştığımız bir asgari ücret belirlememiz var. Bunu yaparken de Türkiye’nin tüm gerçeklerini nazarıitibara alarak gerçekleştirdik ve asgari 28 bin TL olarak belirlenmesinin hem işveren hem işçi açısından önemli olduğunu ifade ettik. Bu görüşlerimizi sayın başkanımızla da paylaştık. Önümüzdeki dönem içerisinde toplanacak Asgari Ücret Komisyonunda belirlediğimiz bu rakamın ele alınmasının faydaları üzerinde değerlendirmelerde bulunduk. Elbette ki kendi sorumluluk alanlarında üzerlerine düşen her şeyi yapacaklarına yürekten inanıyorum ve bu Asgari Ücret Komisyonunun belirlediği asgari ücretin ülkemize milletimize devletimize, çalışanlarımıza, işverenlerimize hayırlar getirmesini şimdiden temenni ediyorum" ifadesini kullandı. Asgari ücretin 28 bin liranın altında kalan bir rakam olmasının bugünkü yaşam koşullarında ihtiyacı karşılayabilecek nitelikte olmadığının altını çizen Dervişoğlu, "Bunu 30 da yapsanız 35 de yapsanız yine satın alma gücünü nazarıitibara aldığınızda enflasyonu değerlendirdiğinizde elbette ki eksiklikleri o rakamların da olacaktır; ama 28 binin altındaki bir rakam ve bu ülkede çalışanları açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edecektir. Çünkü enflasyon tahmin edilenin çok üzerinde seyrediyor. Bütün hesaplamalarımız bizi 28 bin liranın makul bir rakam olduğu konusunda hemfikir hali getirdi. Ben önümüzdeki süreç için komisyondaki mücadeleleri için de şimdiden sayın başkanımıza başarılar diliyorum” diye konuştu.

“İnsanca yaşayabilecek ücret rakamını getirsinler”

Türk-İş Genel Başkanı Ergün Atalay ise, "Şimdi komisyon pazartesi günü komisyonun tamamı işçilerden oluşuyor. Yani bir aşçı var, kuaför var, karayolları işçisi var, basın mensubu var. Bu arkadaşlarımız oturacaklar, bir rakam tespit edecekler, tespit ettikleri rakamı da toplantıda Ramazan Bey Çalışma Bakanı'na iletecek. Özellikle işverenin, hükümetin bir rakam söylemeden bugüne kadar bir rakam söylememe arkadaşlarımız gayret sarf ediyorlar. Bu ülkede ekonomik politika var ama sosyal politika yok. Fiyatlar arttığı müddetçe 25 de, 28 de, 30 da hiçbir işe yaramıyor. Bu ülkede bir senedir asgari ücret artmıyor ama enflasyon artmaya devam ediyor. Yani enflasyonun artmasına asgari ücret sebep değil. İnsanca yaşayabilecek bir ücret gerekiyor. Buna da tek kişi bakmamak gerekiyor. İşçinin bir ailesi var. O ölçüde bakmak gerekiyor. Imza altına alacağız. Başkanlar kuruluna getireceğiz. Ne 2024 yılı enflasyonu ne 2025 yılı enflasyonunda açıklanan rakamları kabul etmek mümkün değil. Şimdi burada evvelden bu ücret belirleme ücretiydi. Şimdi geçim ücreti oldu. İnsanlar bu ücretle bir hafta geçinemiyorlar. Yani burada ülkeyi yönetenler insanları neyle geçinip geçinmeyeceğini A'dan Z'ye iyi biliyorlar. Onun için pazardaki marketteki fiyatlar ortada. Ona göre insanca yaşayabilecek ücret rakamını getirsinler" ifadesini kullandı.

“Topluma karşı büyük bir ayıp işliyor”

Dervişoğlu, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz'ın açıklamalarına ilişkin soruları üzerine, "Eğer Cumhurbaşkanı Yardımcısı önerilen rakamları, atılmış rakamlar olarak gösteriyor ve öyle görüyorsa bana sorarsanız bu topluma karşı büyük bir ayıp işliyor. Çünkü onlar ne kadar hesaplıyorlarsa biz de o kadar hesaplıyoruz. Enflasyon belli, ayrıca biz bütün dönemlerde hep şunu da ifade ettik. Asgari ücreti belirliyorlar ama onların öngördükleri enflasyonun üzerinde bir rakam çıkıyor. Üçer aylık periyotlar halinde de asgari ücretlerin belirlenmesi hususunda önermelerimiz oldu. Bu geçmiş dönemde 2 defa yapılıyordu şimdi onu teke düşürdüler. Ekonomik program yapmak ya da yaptığını zannetmek güzel bir şey ama Türkiye’de sosyal politikaların oluşturulması lazım. İnsanların insanca yaşama koşullarına ulaştırılması lazım. Yani çalışan için önerilen rakamı atılmış rakamlar olarak görüp kendisinden başka bütün kurumları istiskal etmeye yönelik beyanlar bizim tarafımızdan bakıldığında ciddiye alınacak beyanlar değildir” ifadesini kullandı.

“Bizde uyanan irtiba 2 kurumun da doğruyu aradığına yönelik”

Dervişoğlu, TİSK ile yaptığı görüşmeye ilişkin olarak yöneltilen bir soru üzerine, "Ben makulü arayan bir siyasi partinin Genel Başkanıyım. Makuller üzerinde konuştuk. Hem TİSK’te edindiğimiz intiba hem Türk-İş’te edindiğimiz intiba aslında her 2 kurumun da doğruyu aradığına yönelik. Dolayısıyla ama şartların da ağırlığı nazarıitibara alınırsa elbette ki komisyon toplanacak ve karar verecek. Başkanımızın göstermiş olduğu feraseti anlamak lazım. Yüksek olursa işverene, düşük olursa işçiye zarar veren uygulamalarla karşı karşıya kalınıyor dolayısıyla makulu bulmak yolunda bir çaba... Ben bu sürecin bir bileşeni değilim. Ben bu işin doğru yürütülmesi için siyasi sorumluluk almaya gayret sarf eden biriyim. Şöyle bir durum var herkes birbirinden rakam bekliyor. Dolayısıyla hükümetin ortaya bir şey koyması lazım. Ona bağlı olarak ortak bir zeminde bunun konuşulup tartışılması lazım. Meseleyi oradan ele alarak değerlendirmek lazım. Makulde buluşmayı arzuluyor bu ülke ve ne afaki rakamlarla ne az seviyede tutulması icap eden alanlarla değerlendirme yapmaktan azami ölçüde uzak durmak lazım. Bu ülke hepimizin, sendikalar hepimizin, iş hayatı, iş dünyası hepimizin çalışanlar da hepimizin bizim olaya bakışımız budur" ifadelerini kullandı.