Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanı Devlet Bahçeli, bugün ki gurup toplantısında ABD ve Türkiye ilişkilerine de değindi. Devlet Bahçeli, Yeni ABD Başkanı’nın Trump’ın hatalarını tekrar etmemesini dilediğini ve bu yönde hareket etmesi durumunda iki ülke arasındaki ilişkinin de istenilen noktaya geleceğinin altını çizdi.
Devlet Bahçeli konuşmasına;
''2020 yılı zorluklar içinde geçmiş, sadece ülkemizde değil, tüm dünyada müessif olaylara sahne olmuştur.
KOVİD-19 hastalığının sebebiyet verdiği küresel salgın 2020 yılına damga vurmuş, her alanda sıkıntılar ve darboğazlar yaşanmıştır.
Dünya genelinde yeni tip koronavirüs vaka sayısı 100 milyona yaklaşmıştır.
Sayıları 2 milyonu aşan insan salgından dolayı hayatını kaybetmiştir.
Sadece ABD’de ölü sayısı 430 bini bulmuştur.
Aslında karşımızdaki tablo ağır ve vahimdir.
Görülmektedir ki, salgınla birlikte 21’inci yüzyılın üçüncü on yılının ana güzergâhında ciddi değişimler yaşanacaktır.
Yeni bir ekonomik ve toplumsal düzenin emareleri görülmeye başlanmıştır.
Dijital devrim bu süreci daha karmaşık hale getirebilecektir.
Hayatın akışkanlığındaki yavaşlama doğrudan doğruya sosyal ve siyasal ilişkilere de yansıyacaktır.
Küreselleşmenin mağduru olan milyarlarca insan kendi öz değerlerine ve milli kimliklerine sıkı sıkıya sarılacaktır.
Doğrudur, milliyetçilik yükselen bir değer olarak cazibesini ve çekim gücünü artıracaktır.
Biz Türk milliyetçileri olarak çağın şifrelerini çözerek, kilitlerini kırarak, engelleri aşarak tıpkı Ergenekon’dan çıkar gibi, tıpkı ileriye atılan akıncılar gibi, iman ve iradeyle yolumuza devam edeceğiz.
Önümüzdeki yılların en önemli gerçeği milli devletler ve millet varlığı olacaktır.
Güç merkezlerindeki radikal kaymalar, küresel alandaki tehlikeli gelgitler çok kutuplu, dahası çok bilinmeyenli bir dünya denkleminin doğduğuna işaret etmektedir.
Bize göre, ABD Kongresi’ne yapılan 6 Ocak baskını tökezleyen hegemonyanın deşifresi, bir dönemin bitişinin resmi, yeni bir dönemin miladının remzidir.
Göreve gelen ABD yönetiminin stratejik, diplomatik ve siyasi maksatları ne olursa olsun, hiçbir şey eskisi olmayacaktır.
Türkiye’ye sözde stratejik ortak diyen müstakbel dışişleri bakanının açıkladığı görüşlerinin bizim nazarımızda herhangi bir kıymeti harbiyesi yoktur.
Bizimle sözde ortak olanların, terör örgütleriyle özde dostluk kurması insanlık vicdanının, on yıllarca devam edegelen müttefiklik hukukunun esasen ne kadar içi boş ve ham bir hayal olduğunu göstermektedir.
Devletler arasında kalıcı dostluk veya düşmanlıktan bahsetmek mantıksızlıktır.
Hiçbir ülkeye ille de bizi sevin demiyoruz, en azından çıkarlarımıza ve egemenlik haklarımıza hürmet etmelerini bekliyoruz.
Yeni ABD Başkanı’nın akıl sağlığını yitiren Trump’ın hatalarını tekrar etmemesi, iki devlet arasında ittifak hukukuna, yapıcı ve iyi niyetli ilişkilere destek vermesi samimi dileğimizdir.
Türkiye güçlü reformlarla, hukuk, demokrasi ve ekonomi alanındaki göz kamaştırıcı iyileştirmelerle adımlarını hızlandıracak, kronikleşmiş meselelerin üstesinden zamanla gelecektir.
Bunun yanı sıra 2023’ün Lider ülke Türkiye hedefine hizmet başlıca görevimizdir.
Husumet ve ihanet kuşatmasını da milli birlik ve dayanışma azmiyle kıracağız.
Hukuk ve demokrasi taviz vermeyeceğimiz değerlerdir.
İçimizde sağlam durursak, bir olursak, beraberliğimizi kucaklaşmayla temellendirirsek dış baskılar boşa düşecektir.
Al bayrağımızın altında gururla yaşayan, milletimize onurla mensubiyet duyan, bu vatan bizim diyen herkes özbeöz kardeşimizdir.
Lokal farklılıklar, fikir ve düşünce hayatındaki çeşitlilikler zenginliğimizdir.
Başka Türkiye yoktur.
Ne yapacaksak milli birlik ve kardeşlikle yapacağız.
Bir olursak, diri olursak, ortak değerlerimizde kenetlenirsek ne zalime ne de zillete boyun eğeriz.
Salgın sonrası dünyanın şartlarını analiz edip milli varlığımızı stratejik bir avantaja dönüştürebilir, bu konuda da dünyaya örnek olabiliriz.
Demem odur ki, ben, sen yok, biz varız.
Hep birlikte Türk milletiyiz, Türkiye’yiz.'' sözleriyle devam etti.