Sinop’ta yaşayan vatandaşlar, TÜİK verilerine göre “en mutlu şehir” sıralamasında birinci sırada yer almasına rağmen kentte insanların mutlu olmadıklarını dile getirdi.
Serdar Alay, "Mutlu şehirde yaşıyoruz ama emeklilerimiz mutlu değil bence. İnsanların yüzleri hep gergin, ortamımız gergin” dedi. Meliha Agiş ise, "Dünya çok ileride. Japonya 2050 yılını yaşıyor biz 2024 yılında yoksulluk yaşıyoruz ve her gün yoksullaşıyoruz. 4 kişilik bir ailede fakirlik sınırı 73 bin 650 lirayken bu ülkede gidişat nasıl iyi olabilir” diye konuştu.
Sinop’ta yaşayan vatandaşlar, ekonomik kriz nedeniyle gıda ve kira giderlerini bile karşılamakta bile zorlandıklarını ifade etti. Serdar Alay, şöyle konuştu:
"Türkiye’nin ekonomisi gerçekten iyi değil"
"Türkiye’nin ekonomi değerlendirmesinde emekli konusundan başlamak istiyorum. Emekliyi eziyorlar. Bir simit bir çay hesabı yapılıyor ama bir simit 15 lira, bir bardak çay 20 lira. Bunlar nasıl yaşayacak? Çoluk çocuğuna ne verecek? Ömürlerinde hiç mutlu olamayacaklar mı? Mutlu şehirde yaşıyoruz ama emeklilerimiz mutlu değil bence. İnsanların yüzleri hep gergin, ortamımız gergin. Dolar şu an 34 küsur, euro ise 39 küsur. Altın desen fırlıyor. Bu insanlar nasıl geçinecek? Emekliler ek iş peşine koşuyorlar ama Türkiye’nin ekonomisi gerçekten iyi değil. Eskiden her şeyi alabilirdik ama şimdi azar azar alabiliyoruz. Etimizi alıyorduk o da kurbandan kurbana kaldı. Şu an balık sezonundayız ama bir palamut 120 lira. Sinop balıkçılıkla ünlü ama halk yemeğini nereden çıkaracağını şaşırdı."
"Bir ülke 23 sene sonra aynı yere gelir mi?"
Şükrü Ünsal, "Bu hayat pahalılığında ekonomiden memnun olmak mümkün mü? Berbat. Emekliler perişan. Hayat çok pahalı. Çalışanlar da perişan. Bir ülke 23 sene sonra aynı yere gelir mi? Başladığı yere döner mi? İnsanın aklı almıyor. Bizim daha yükselmemiz lazım. Alım gücümüz, refah düzeyimizin artması lazım. 23 sene önceki durumu tekrar geldik. Son 5- 6 senede kira fiyatları aldı başını gitti. 50 liradan aşağı domates düşmüyor” dedi.
"Kötü yönetimler sonucu bu hale geldik"
Sinop’ta yaşayan Meliha Agiş, "Durum ortada. 41 yıl çalıştım ve emekliyim. Şartlar gittikçe kötü oldu. Yurt dışını gezmeyen, görmeyen Türkiye’de her şeyin normal olduğunu düşünüyor ama gerçekten hayat öyle değil. Dünya çok ileride. Japonya 2050 yılını yaşıyor biz 2024 yılında yoksulluk yaşıyoruz ve her gün yoksullaşıyoruz. 4 kişilik bir ailede fakirlik sınırı 73 bin 650 lirayken bu ülkede gidişat nasıl iyi olabilir? Kötü yönetimler sonucu bu hale geldik. Bunun düzelmesi de çok zor. Bunu düzeltmek için belki çok yıllar geçecek. Ama çok üzgünüm ki, bizden sonra kalan nesil çok zor şartlarda yaşayacak. Bizim varlığımızla geçinmeye çalışacak. Bu nedenle ülkem adına çok üzgünüm" diye konuştu.
"Tasarruf devrine girdik ama itibardan bir türlü tasarruf yapamadık"
Sinop’ta ğrenci olan Mevlüt Emre Gül ise şunları söyledi:
"Bir öğrenci olarak şu an gerçekten ekonomik olarak gitmiyor diyebilirim. Ben, keşke 2020 yılından önce üniversitemi okuyup bitirseydim diyorum. Yurt pahalı, gıda pahalı. Dışarıda bir yemek yesen pahalı. Arkadaşlarınla bir kahve içmek pahalı, sosyalleşmek çok pahalı. Şu an gerçekten ekonomik olarak darboğazdan geçiyoruz. Tasarruf devrine girdik ama itibardan bir türlü tasarruf yapamadık. Acaba bu itibardan tasarruf yapıp ne zaman öğrencinin cebine çalışılabilir ben bunu çok merak ediyorum. Bu sezon başı ev baktım, keza arkadaşlarım da bu sene eve çıktılar. En düşük kira ücra bir evde, nemli, rutubetli, eski bir evde 12 bin lira. Yani it bağlasan durmayacak evlerde. Onun dışında biraz daha merkezi, biraz daha yalıtım sistemi yeni, biraz daha taze bir ev bakmaya kalkarsan 18, 20, 25 bin liradan aşağı ev fiyatları düşmüyor. Bunda bir denetim sıkıntısı olduğunu düşünüyorum. Bir denetim olsa bu kadar pahalı olacağını, fahiş fiyat olacağını düşünmüyorum. Eve çıkmak gerçekten çok zor. Part time çalışmakla eve çıkmak şu an imkansız bir hal aldı denebilir." (anka)