Kurtuluş Savaşı'nın mimarlarından Kazım Karabekir ölümünün 76. yılında unutulmadı
Kurtuluş Savaşı'nın mimarlarından olan Kazım Karabekir, 26 Ocak 1948 hayata gözlerini yummuştu. Karabekir, vefatının 76. Yıl dönümünde unutulmadı.
Kazım Karabekir, 23 Temmuz 1882'de İstanbul'da dünyaya geldi. Babası, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli devlet adamlarından biriydi. Genç yaşta Harp Okulu'na girdi ve askeri eğitimine başladı.
Harp Okulu'nu başarıyla tamamladıktan sonra, Karabekir, Osmanlı İmparatorluğu'nun çeşitli cephelerinde görev aldı. Balkan Savaşları'na katıldı ve I. Dünya Savaşı'nda çeşitli cephelerde önemli görevler üstlendi.
Karabekir, Çanakkale Savaşı'nda da yer aldı ve burada gösterdiği kahramanlıkla dikkat çekti. Savaşın ardından Osmanlı İmparatorluğu'nun çöküş sürecinde önemli değişiklikler yaşandı.
Türk Kurtuluş Savaşı'nın en kritik dönemlerinden biri olan Sakarya Meydan Muharebesi'nde, Karabekir komutasındaki Türk kuvvetleri, Yunan ordusunu geri püskürtmeyi başardı. Bu zafer, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde önemli bir dönemeçti.
Karabekir, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 2. Başkanı olarak görev yaptı. Ancak zamanla Mustafa Kemal Atatürk ile arasında görüş ayrılıkları ortaya çıktı ve görevinden alındı.
Karabekir, Türkiye'nin Lozan Konferansı'nda müzakereci olarak yer aldı. Türkiye'nin sınırlarının belirlendiği bu konferansta önemli bir rol oynadı. Ancak, görüş ayrılıkları nedeniyle konferansta Atatürk tarafından geri çekildi.
Karabekir, Atatürk ile olan görüş ayrılıkları nedeniyle 1926'da görevinden alındı ve bir süre tutuklu kaldı. Ancak daha sonra affedilerek serbest bırakıldı.
Karabekir, sadece askeri kariyeriyle değil aynı zamanda edebi yönüyle de tanınmıştır. Şiirleri ve yazılarıyla Türk edebiyatına katkıda bulunmuştur.
Kazım Karabekir, 26 Ocak 1948'de İstanbul'da hayatını kaybetti. Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesindeki katkıları nedeniyle saygıyla anılmaktadır. Anıları, Türk tarihine ışık tutan önemli belgeler arasında yer almaktadır.
Karabekir'in, Türk Kurtuluş Savaşı dönemine dair anıları "İstiklal Harbimiz" adlı eserde toplanmıştır. Bu eser, Türkiye'nin bağımsızlık mücadelesine dair önemli bir kaynak olarak kabul edilir.