Güncel

Türkçülük akımının mimarı Nihal Atsız 48. Ölüm yıl dönümünde unutulmadı

Türkçülük akımının lideri, pek çok eseri ile genç kuşaklara örnek olan Nihal Atsız 11 Aralık 1975 tarihinde hayata gözlerini yummuştu. Atsız, vefatının 48. Yıl dönümünde unutulmadı. 

Nihal Atsız, 12 Ocak 1905’de İstanbul’da doğdu. Annesi Fatma Zehra Hanım, babası binbaşı Mehmet Nail Bey olan Atsız’ın iki kardeşi vardı. Atsız, ilk ve ortaöğrenimini Kadıköy’de tamamladı. Ardından Askeri Tıbbiye’ye girdi. Atsız, Askeri Tıbbiye döneminde Türkçülük akımının etkisine girmeye başladı. Bu nedenle yaşadığı sorunlarla 1925’de Askeri Tıbbiye’den atıldı. Sonra Kabataş Erkek Lisesi’ne yardımcı öğretmen oldu.

Nihal Atsız, 1931’da Mehpare Hanım’la evlendi. 1936 yılında da Bedriye Hanım ile evlendi ve 1975 senesinde boşandı. Bu evlilikten, 1939 yılında Yağmur Atsız ve 1946 yılında Buğra Atsız dünyaya geldi.

Şehirlerarası vapurlarda kaptan olarak çalışmaya başlayan Nihal Atsız, 1926 yılında yatılı olarak İstanbul Darülfünunu Edebiyat Bölümü’ne girdi. Askerliği nedeniyle okula 1 yıl ara vermek durumunda kaldı. Üniversiteye geri döndüğünde ise bir arkadaşıyla “Anadolu’da Türklere Ait Yer İsimleri” isimli bir makale yazdı ve bu makale Türkiyat Mecmuası’nda yayınlandı. 1930 yılında bu okuldan mezun oldu.

Yazdığı makaleyle hocası Mehmet Fuat Köprülü’nün dikkatini çekmeyi başardı. Köprülü, Atsız’a yardımcı olmaya ve onu yanına almaya çalıştı. Mezun olduktan sonra 8 yıllık mecburi hizmeti affettiren Köprülü, 1931 yılında Atsız’ı üniversiteye yanına asistanı olarak aldı. Atsız, Fuat Köprülü, Zeki Velidi Togan, Abdülkadir İnan gibi isimlerle birlikte “Atsız Mecmua” isimli Türkçülük yanlısı dergi çıkartmaya başladı. Ancak dergide yer alan “Dârülfünûn’un Kara, Daha Doğru Bir Tabirle, Yüz Kızartacak Listesi” makalesi nedeniyle 1933 yılında asistanlıktan uzaklaştırıldı.

Öğretmenlik yapmaya karar veren Atsız’ın Malatya’ya tayini çıktı. Burada bir süre Türkçe öğretmenliği yaptıktan sonra Edirne’ye gitti. Bu sırada “Türkçü Dergi” sıfatıyla “Orhun” adında bir dergi çıkartmaya başladı. Ders kitaplarında okutulan tarihi, açık ve ağır şekilde eleştirdiği için bakanlar kurulu derginin yayınına yasak koydu.

Nihal Atsız, 1934’de İstanbul’daki Deniz Gedikli Hazırlama Okulu’na atandı. 4 yılın ardından 1938 yılında görevden alındı. Öğretmenlik görevine 1939’a kadar Özel Yüce-Ülkü Lisesi’nde devam etti. 1939-1944 yılları arasında Boğaziçi Lisesi’nde görev yaptı. Bu arada Orhun dergisini tekrar yayınlamaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna gelindiği ve Türkiye’nin de ideolojik çatışmalara sahne olduğu bu yıllarda Atsız, Orhun Dergisi’nin bir sayısında dönemin başbakanı Şükrü Saracoğlu’na bir çağrı yayınladı. Tepki uyandıran bu mektubun ardından Nihal Atsız, Boğaziçi Lisesi’ndeki görevinden alındı ve Orhun Dergisi tekrar kapatıldı.

TÜRKÇÜLÜK - TURANCILIK DAVASI Irkçılık-Turancılık Davası, 7 Eylül 1944'te başlayan ve 29 Mart 1945'e kadar süren, Türk siyasetinde önde gelen 23 ismin Irkçılık-Turancılık suçlamasıyla yargılandığı sürecin adıdır. Toplam 65 oturum sürmüştür. Yargılama sonucunda Zeki Velidi Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Alparslan Türkeş, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal çeşitli cezalara çarptırıldılar. Bu davanın açılması ise Nihal Atsız, o dönemin başbakanı Şükrü Saraçoğlu'na 1 Mayıs 1944 tarihinde Orhun dergisinde yazdığı açık mektup sebep oldu. Bu yazıda Nihal Atsız, devletin içine komünist kadroların yerleştirildiğini düşünmekte ve bazı isimleri şikayet etmiştir ki bunların arasında ise Ahmed Cevad Emre, Sabahattin Ali, Sadrettin Celal Antel ve Hasan Âli Yücel de vardır. Bu açık mektupta yer alan hakaret içeren yazılar nedeniyle Sabahattin Ali, Hüseyin Nihal Atsız hakkında dava açar. 3 Mayıs 1944 yılında dava başlar. Bu sırada Nihal Atsız'a destek vermek isteyen Turancı gençler, Ankara Ulus Meydanı'na İstiklal Marşı okuyarak yürüyüşe geçerler. Başbakanla görüşmeleri kabul edilmeyen gençler, güvenlik güçleri tarafında gözaltına alınmıştır. Bu gösterilerde tutuklanan gençlerin sayısı 165 olarak belirtilir. Ankara Nümayişi olarak anılan bu olayda Milliyetçi Hareket Partisi kurucusu olan ve o sıralar üsteğmen olan Alparslan Türkeş de gözaltına alınır. Dava sonucu Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Nurullah Barıman, Zeki Özgür Sofuoğlu, Fazıl Hisarcıklı, Hüseyin Nihal Atsız, Hüseyin Namık Orkun, Nejdet Sançar, Saim Bayrak, İsmet Rasin Tümtürk, Cihat Savaş Fer, Muzaffer Eriş, Fehiman Altan, Yusuf Kadıgil, Cebbar Şenel, Zeki Velidi Togan, Orhan Şaik Gökyay, Hikmet Tanyu, Reha Oğuz Türkkan, Hamza Sadi Özbek, Cemal Oğuz Öcal, Sait Bilgiç olmak üzere toplam 23 sanık yargılanmıştır. 29 Mart 1945 Perşembe günü verilen kararla 13 sanık beraat etmiş, Prof. Dr. Zeki Velidî Togan, Hüseyin Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Nurullah Barıman, Cihat Savaşfer, Nejdet Sançar, Dr. Fethi Tevetoğlu, Alparslan Türkeş, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal’a 10 yıla kadar uzanan değişik hapis ve sürgün cezaları verilmiş, öteki sanıklar beraat etmiştir. Daha sonra dâvâ Askerî Yargıtay’a taşınmıştır. Yüksek Mahkeme 1. İstanbul Sıkıyönetim Mahkemesi’nin bu kararını “usul ve esas yönünden” bozmuştur. Tutuklu sanıkların hemen salıverilmesini ve davanın 2. Sıkıyönetim Mahkemesinde görülmesini kararlaştırmıştır. Bu karar, 26 Ekim 1945 günü, yıldırım telgrafı ile İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığına bildirilerek tutukluların hemen salıverilmesi sağlanmıştır. Böylece, kimi Türkçüler için 1 yıl beş buçuk ay süren hapis ve zindan hayatı sona ermiştir. Zeki Velidi Togan, Alparslan Türkeş, Nihal Atsız, Reha Oğuz Türkkan, Cihat Savaş Fer, Nurullah Barıman, Fethi Tevetoğlu, Nejdet Sançar, Cebbar Şenel ve Cemal Oğuz Öcal 26 Ekim 1945'e kadar tutuklu kalmıştır. Askerî Yargıtay’ın 87 sayfa tutan kararında, her sanığın durumu ve kendisine yöneltilen suçlamalar ayrı ayrı değerlendirilerek, onların her biri için ayrı aklama kararı verilmesi öngörülüyordu. 3 Mayıs'ın ilk yıldönümü 1945 senesinde o sıralarda Tophane'deki Askerî Cezaevinde tutuklu bulunan bir grup Türkçü tarafından örtüsüz bir masa etrafında yapılan bir toplantı ile anılmış, daha sonraki yıllarda ise çeşitli törenlerle kutlanmış ve Türk milliyetçilerinin bir geleneği Türkçülük Günü oluşmuştu.

1944 yılında dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Nihal Atsız ve 34 arkadaşı aleyhine yaptığı konuşma nedeniyle grup yargılanmaya başlandı. 6.5 yıllık hapis cezası temyize gidince bu süre 1.5 seneye indirildi. 2 yıl işsiz kalan Atsız, 1949 yılında milli eğitim bakanı olan arkadaşı aracılığıyla bir kütüphanede çalışmaya başladı. Ardından Demokrat Parti’nin iktidara gelmesiyle Haydarpaşa Lisesi’ne atandı ve öğretmenlik yapmaya başladı.

1952’de “Türkiye’nin Kurtuluşu” adlı konferansı sebebiyle bazı gazeteler Atsız’ın aleyhinde yazılar yazdı. Böylelikle Haydarpaşa Lisesi’ndeki görevinden alınarak tekrar kütüphaneye tayin edildi. 1952 yılına kadar Süleymaniye Kütüphanesi’nde çalıştı. 1950 yılında “Orkun” isimli dergide yazarlığa başladı. Aynı zamanda “Ötüken” isimli dergiyi de yayınladı. Bu dergilerde yazdığı yazılar yüzünden büyük tepki topladı. “Ötüken”deki yazıları gerekçe gösterilerek Atsız ve bir arkadaşı açılan davayla 15 ay hapse mahkum edildi. Çalıştığı üniversitedeki öğretmen ve öğrencilerinin dönemin Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk’ten Atsız’ın affını istemesi üzerine, Nihal Atsız serbest bırakıldı.

Yazar Nihal Atsız, 1975 yılının kasım ayının ortalarında hasta olduğundan şüphelenmiş, ancak yapılan muayene ve testler sonucunda bir hastalık bulunamadı. 10 Aralık 1975 Çarşamba gününün akşamı kalp krizi geçirmiş, gelen doktor enfarktüs olduğunu anlayamadan ertesi akşam Atsız yeni bir kriz geçirmiş ve 11 Aralık 1975 Perşembe günü vefat etti.

13 Aralık 1975 tarihinde Kurban Bayramı'nın ilk günü Kadıköy Osmanağa Câmii'nde Kılınan ikindi namazını müteakip Karacaahmet Mezarlığı'na defnedildi.

Bu çevrelere göre Türk dilini, tarihini ve edebiyatını gayet iyi bilen Atsız, özellikle Türk tarihinin Göktürk kısmında uzmandı. Çok sevdiği bu devreyi Bozkurtların Ölümü ve Bozkurtlar Diriliyor adlı iki eser ile romanlaştırıldı.

ROMAN: Dalkavuklar Gecesi, İstanbul 1941. Bozkurtların Ölümü, İstanbul 1946 Bozkurtlar Diriliyor, İstanbul 1949. Deli Kurt, İstanbul 1958. Z Vitamini, İstanbul 1959. Ruh Adam, İstanbul 1972. ŞİİR: Yolların Sonu (1946)

İNCELEME Türk Tarihi Üzerine Toplamalar Türkler ve Osmanlı Sultanları Tarihi Türk Edebiyatı Tarihi Türk Ülküsü Osmanlı Tarihine Ait Takvimler Türk Tarihinde Meseleler