Türkiye’de artık bir Kemal Sunal olgusu oluştu ve ortaya kuşaksız bir sanat anlayışı doğdu. Bu anlayışın en büyük örneklerinden biri, yediden yetmişe herkesin aynı filmleri, onlarca kez izleyip, aile aktivitesi haline getirmesi sayılabilir. Öyledir ki Kadıköy’deki Göztepe Parkı’na açılan ‘Kemal Sunal Müzesi’ne her yaş grubundan insanlar akın etti.

Varyant TV’den Aziz Berke Duran,  Kemal Sunal’ın eşi Gül Sunal’la Kadıköy Göztepe Parkı'ndaki müzede bir araya geldi.

“BELKİ BİR GÜN MÜZE OLUR”

+Kemal Sunal Müzesi’nin açıldığı duyurulur duyurulmaz halkta büyük bir sevinç yaşandı. Müze fikri aklınızda hep var mıydı? Sunal’ın koleksiyonlarını ne zaman paylaşmayı düşündünüz?

Türkiye'nin çeşitli yerlerinde zaten sergiler yapıyorduk biz. Bu organizasyonlara zaten çok talep vardı. Eskişehir'de Adana'da, Malatya'da, Ankara'da birçok yerde sergi yaptık. Sonra artık sergilere yaşlandığım için gidememeye başladım. Ailecek eşyaların sergileneceği kalıcı bir yer olmasını hayal ediyorduk. Bunu ilk olarak sevgili dostumuz Sunay Akın gündeme getirdi. Ardından görüşmeler yapıldı. 2 sene öncesinden görüşmelere başladık. Yer bulunamadı, en sonunda Göztepe parkındaki, bu yeri uygun buldular.

Bunun yanı sıra Kemal, hem mesleğine hem de kendine saygı duyardı. Yani üniversitede okuduğu dönemde ödediği harçların makbuzu duruyor. Ne olacak bunların hepsi diyordum Kemal’e. O da bana belki bir gün müze olur derdi. Onun bunu görmesini, yaşamasını çok isterdim. Çok hak etti çünkü.

Gulsunal Ropartaj1

“KEMAL’İ SOSYOLOGLARIN ARAŞTIRMASI LAZIM”

+Tabi artık Kemal Sunal tabir-i caizse Türkiye’deki her ailenin evinin bir üyesi haline geldi. Yani artık adeta bir Kemal Sunal sosyolojisi oluştu. Bunun temel sebebi ne sizce?

"-Şimdi şöyle düşünmek lazım. Kemal Sunal oyuncu değil artık. Yaptığı her şey bir Kemal Sunal felsefesi. Sizin de dediğiniz gibi Kemal Sunal sosyolojisi oluştu. Kemal Sunal’ı sosyologların araştırması lazım. Bunun içinden biz çıkamayız. 1 filmi bir insan 50 kere 100 kere seyretmez. Artık şey oldu, bak bu sahnede şunu yapacak, şunu söyleyecek falan yani seyirci, o an söylediği cümleleri sırasıyla takip etmeye başladı."

+Katılıyorum size. Ben gazetecilik öğrencisiyim aynı zamanda. Hocalarımız bize "Eski dönemleri anlamak istiyorsanız, Kemal Sunal’ın filmlerini izleyin" der. Orada sadece bir komedi değil, dönemin koşulları da anlatılıyor. Bu açıdan da esasında bizler için önemli bir kaynak.

"-Kesinlikle, doğru. Şimdi artık Kemal’in filmlerinin sadece komedi filmi olmadığını fark etti seyirci."

“KÜTÜPHANESİNDE BİR KÜLTÜR ABİDESİ GÖRÜYORUM”

+Müzeye şöyle bir baktığımızda ilginç detaylar göze çarpıyor. Sanat hayatının dışında hususi eşyaları ve koleksiyonlarını da görüyoruz.

"-Tabi çok enterasan. Daha şöhret olmayı bile hayal edemezken, bütün tiyatroda kullandığı tespihler, gözlükler, taraklar, saç boyası, anahtarlıklar, çakılar, kimlikler, hatta ilk kullandığı sakal ve bıyıkları bile hepsini saklamış.

Müzede Kemal Sunal’ın kitaplarına çok yaklaştıramıyoruz. Sunay Akın kitapları inceledi ve bir insan bu kitapları okumaz, okuyamaz dedi. Hani ben şu kitapı okuyayım gibi oyun oynayacak kitaplar değil bunlar. Bir kültür abidesi görüyorum ben bu kütüphanede dedi Sunay Akın."

“NASİHAT ETMEDİ, YAŞANTISIYLA GÖSTERDİ”

+Benim yaş grubum ve daha sonraki nesil Kemal Sunal’ı ekranlardan biliyor. Siz en yakınısınız, Kemal Sunal nasıl biriydi?

Salda Gölü, “Dünyanın En Önemli 100 Jeolojik Mirası” listesine girdi Salda Gölü, “Dünyanın En Önemli 100 Jeolojik Mirası” listesine girdi

"- Geçenlerde Ezo’ya sordular; "babanız en çok ne nasihat ederdi" diye. "Bana hiçbir nasihat etmedi babam" dedi. Çalış, oku, üniversite bitir falan demedi. Babam kendi bitirdi. İyi bir evlat oldu ailesine, iyi bir eş oldu, iyi bir baba oldu, iyi bir oyuncu oldu, iyi bir dost oldu, iyi bir arkadaş oldu… Kısaca örnek oldu bize dedi. Yani bu nasihatten daha kıymetli değil mi dedi Ezo. Öyle, yani yaşantısıyla bize gösterdi."

+Efendim, söyleşi için sizlere tekrardan teşekkür ederim. Kemal Sunal Müzesi'nin, sanatseverlere ve Sunal hayranlarına büyük bir ilham kaynağı olacağına inanıyorum.

"-Ne demek, ben teşekkür ederim bu röportaj için".
 

Editör: Burak Hakkı Polat