7 Ekim’den bu yana süren Gazze saldırıları, İsrail’de laik kesim ile Ultra Ortadoks (Haredi) Yahudiler arasındaki krizi büyüttü.
Ultra Ortodoksların zorunlu askerlikten muaf tutulması onlarca yıldır ülkedeki en büyük tartışmalardan biri.
Laik kesim ile Ultra Ortadoks Haredi Yahudiler arasında uzun yıllardır devam eden anlaşmazlık, Başbakan Binyamin Netanyahu’nun hükümetini bile devirebilir.
TARTIŞMANIN ÖZÜNDE NE VAR?
Çoğu dini gerekçelerle askere gitmeyi reddeden Harediler, 9 milyonluk ülkede nüfusun yaklaşık yüzde 13’ünü oluşturuyor.
Ülkedeki Haredi Yahudilerinin büyük çoğunluğu Batı Kudüs'teki Meaşerim Mahallesi'nde ve başkent Tel Aviv yakınlarındaki Bney Brak kentinde yaşıyor.
İsrail'de 1 Kasım 2022 seçimlerinden zaferle ayrılan Likud lideri Netanyahu'nun koalisyon ittifakında aşırı sağcı partilerin yanı sıra Ultra Ortodoks Şas ve Birleşik Tevrat Yahudilik partileri yer alıyor.
Laik Yahudilerle aralarında birçok konuda görüş ayrılığı olan ve toplumun geri kalanına entegre olmayı reddeden Haredi Yahudilerin çoğu, orduda dinlerinin gerektirdiği şekilde yaşayamayacakları gerekçesiyle askerlik yapmayı reddediyor.
Kadın ve erkekler için İsrail'de 3 yıl zorunlu askerlik hizmeti bulunuyor. Ultra Ortodoks Yahudi inanca sahip Harediler ise 26 yaşına kadar Tevrat kurslarında (Yeşiva) eğitim almaları halinde askerlikten muaf tutuluyor.
İsrail'de koalisyon ortağı Haredi partiler, "Tevrat eğitiminin temel hak olduğu" yönünde bir kanun geçirerek temsil ettikleri kesimin askerlikten muaf tutulmasını yasal güvence altına almayı planlıyordu.
İsrail'in seküler kesimi ve birçok siyasi lider, ülkenin her vatandaşının askerlik hizmetini yerine getirmesi gerektiğini savunuyor.
Askerlik hizmetinin bir vatandaşlık görevi olduğunu düşünüyor ve Haredi Yahudilerin toplum içinde entegrasyonunu ve eşitliğini sağlamak adına askerlik muafiyetlerinin sınırlı olması gerektiğini dile getiriyorlar.
Birçok kişi Haredi toplumunun askerlik hizmeti dışında kalmalarının ekonomik ve sosyal adaletsizliklere neden olduğunu iddia ediyor.
İsrail Yüksek Mahkemesi, 25 Haziran'da oybirliğiyle Ultra Ortodoks Yahudi (Haredi) erkeklerin zorunlu askerlikten muaf tutulmasının yasal dayanağının bulunmadığına ve askerliğe uygun olanların göreve alınması gerektiğine karar vermişti.
Kararda, askere alınmayanların kamu tarafından finanse edilen sosyal yardım ve eğitim yardımlarından da yararlanamayacaklarına yer verilmişti.
Kararın, zorunlu askerliğe uygun olduğu tahmin edilen 69 bin Haredi erkeğe toplu mu yoksa kademeli biçimde mi tevdi edileceği henüz kesinleşmedi.
Haredi erkeklerin askerlik hizmetini yerine getirmesi gerektiği yönündeki kararın siyasi ve toplumsal sonuçlarının olması bekleniyor.
Tarihi öneme sahip bu karar, İsrail'de yeni bir iç kargaşaya neden olma ve kültürel bir çatışmayı körükleme potansiyeline sahip.
Askerlik yapmayı reddedenler artık devlet desteği alamayacak. Ultra Ortodoks Yahudileri askerlik hizmetinden kurtaran yasal muafiyet Mart 2024'te sona ermişti.
İSRAİL’DEKİ SİYASETTEKİ ROLLERİ NE?
Başbakan Binyamin Netanyahu’nun koalisyon hükümeti Ultra Ortadoks partileri de bünyesinde barındırıyor.
Netanyahu destekçisi partiler ve milletvekilleri İsrail Anayasa Mahkemesi’nin kararının ardından kendilerini koruyamayan hükümetten desteklerini çekebileceklerini söylüyor.
Zira, muafiyeti uzatan kanun teklifi İsrail Meclisi Knesset’te oylandığında Netanyahu’nun partisinden bazı milletvekillerinin destek vermediği biliniyor. Bu durum Harediler arasındaki öfkeyi artıyor.
Bilindiği üzere geçtiğimiz ay Ulusal Birlik Partisi lideri Benny Gantz'ın hükümetten istifa etmesinden bu yana, Netanyahu'nun iktidardaki koalisyonu 120 sandalyeli Knesset'in yalnızca 64'ü ile ayakta duruyor.
Hükümetin geleceği, Netanyahu'nun koalisyonunu oluşturan küçük partileri mutlu etmesine bağlı. Ancak Haredi Yahudilerin son yaşananlardan sonra pek mutlu olduğu söylenemez. Parti temsilcileri de sık sık koalisyondan desteği çekme tehdidinde bulunuyor.
Zaten Hamas’la süren esir takası müzakereleri ve yeni işgalci Yahudi yerleşim yeri açılması konusunda süren tartışmalar da koalisyonun kırılganlığını artırmış durumda. Likud milletvekillerinin bile Knesset’te Netanyahu’nun kararına karşı gelmeleri gerginliği artan güvensizliğin en büyük göstergeleri arasında.