Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi dijital alışkanlıklarımızın bilişsel becerilerimizi nasıl etkilediğine yönelik dikkat çekici bir araştırma yaptı.
TRT Haber’den Pınar Bağçeci, konuyla ilgili Klinik Nöropsikolog İnci Birincioğlu ile görüştü.
Birincioğlu, Geleneksel yazı modeli dikkat süresinin uzamasına, bilginin uzun süreli hafızada daha geniş alanlarda kaydedilmesine ve daha kolay geri getirilebilmesine katkıda bulunur. Dedi.
Çalışma kapsamında 36 üniversite öğrencisine bazı kelimeler sunuluyor ve bunları ilk önce kalem kullanarak, daha sonra da klavye kullanarak yazmaları isteniyor. Her iki yazma eylemi sırasında da öğrencilerin EEG cihazı ile beyinsel elektrik aktiviteleri kaydediliyor. Çalışmanın sonuçları ile ilgili Birincioğlu, “El ile yazmanın klavye ile yazmaya göre beyinde çok daha fazla alanı aktive ettiği, dikkat ve öğrenme bandı olan theta/alpha oranının özellikle merkezi alanlar ve parietal lobda daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Yani, el ile yazı yazmanın klavyeyle yazmaya göre beyinde daha fazla alanı çalıştırdığı söylenebilir.” Dedi.
“Geleneksel yazı modelinin dikkat süresinin uzamasına, bilginin uzun süreli hafızada daha geniş alanlarda kaydedilmesine ve daha kolay geri getirilebilmesine katkıda bulunduğu anlamına gelmekte” açıklamasında bulunan Birincioğlu, “Sağ el ile kalemi kavramak, farklı geometrik bileşiklerden oluşan harfleri çizmek, noktalama işaretleri kullanmak beynimizdeki en önemli unsurlardan biri olan somatosensöryel geribildirimi sağlar. Beden duyumu anlamına gelen bu bileşke dikkat, bellek, tanıma, dilin kullanımı gibi birçok bilişsel işlev ile yoğun bağlantılar halindedir. Klavye ya da telefon ekranında yazı yazmak ise maharetli motor hareket gerektirmeyen, tekrarlayıcı ve kaba bir motor hareketi içerir.” Dedi.