Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’nin havalimanı kavşağına yaptırdığı ve kentle özdeşleşen karpuz, kadayıf, hasır bilezik gibi heykeller, Türkiye genelinde tartışma konusu oldu. Tartışmaya cezaevinde bulunan eski belediye başkanı ve meclis üyeleri de katıldı.
Diyarbakır Havalimanı kavşağına yeni yapılan peyzaj düzenlemesi kapsamında değişik heykeller yerleştirildi. Heykellerden birinde karpuz içinde bir çocuk tasvir ediliyor. Bu heykelin esin kaynağı olan olay, neredeyse her yıl Diyarbakır'da yaşanıyor. Bazı aileler, büyük karpuzların içini oyduktan sonra küçük çocuklarını, karpuzun içerisine koyup hatıra fotoğraf çektiriyor.
Diğer bir heykeldeyse elinde kadayıf tepsisi tutan bir adam görülüyor. Kavşağın değişik noktalarına altından yapılan ve hasır adı verilen bilezik, folklor ekibi ve bakır döven bir adamın heykeli yerleştirildi. Heykeller önce sosyal medyada tartışma ve alay konusu oldu. Heykeller, aralarında AKP yöneticilerinin de olduğu birçok kişiden eleştiri aldı. Eleştirilerin hedefinde özellikle karpuz içindeki çocuk heykeli vardı. Birçok kişi çocuğun Diyarbakırlılar'a benzemediğini söyledi.
Karpuz içindeki çocuk kim?
VOA Türkçe’nin konuştuğu kent sakinleri de tepkilerini “Karpuz bizim ama içindeki çocuk bizim değil. Kore liderinin çocukluğuna benziyor. Diyarbakır'la dalga geçer gibi yapmışlar” cümleleriyle dile getirdi.
4 milyon 412 bin liraya mal olduğu öğrenilen peyzaj çalışmasıyla ilgili tartışmalara bütün Türkiye katılınca Büyükşehir Belediyesi’ne kayyum olarak atanan Vali Münir Karaloğlu, bir açıklama yaptı. Katıldığı bir törende konuşan Karaloğlu, tartışmalara tepki gösterdi. Karaloğlu, “Bırakın Diyarbakır’da karpuz tartışılsın, bırakın Diyarbakır’da güzellikler tartışılsın. Gerçek fotoğraflarla karşılaştırırsanız gerçeğe uygun olduğunu görürsünüz. Bebeğin Diyarbakırlısı, Vanlısı, Rizelisi olmaz. Dünyanın bütün bebekleri masumdur ve birbirlerine benzerler” dedi.
DBB: “Diyarbakır Kültürü’nün bazı değerlerine havaalanı kavşağında maket olarak yer verilecek”
Hem heykeller hem de harcanan paranın tartışma konusu olması üzerine Büyükşehir Belediyesi de bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada paranın sadece heykellere harcanmadığı belirtilerek “170 bin metrekare büyüklüğündeki kavşağa; 27 farklı türde 3 bin 500 ağaç ve 55 bin çalı dikimi yapılan alana 120 bin metrekare çim serimi yapıldı. Sulama sisteminin sürekli çalışması için 350 ton kapasiteli 2 su deposu kuruldu. Devam eden çalışmalar kapsamında 20 bin çalı dikimi ve 50 bin metrekare ilave çim serimi ile kavşak daha da güzelleştirilecek. Diyarbakır Kültürü’nün bazı değerlerine havaalanı kavşağında maket olarak yer verilecek. Yerel görseller esas alınarak hazırlanan maketler, yerlerini almaya başladı. Diyarbakır Halay Ekibi, Karpuz ve Çocuk, Bakır İşleyen Usta, Kadayıfçı ve Hasır Bilezik maketleri yerlerine yerleştirildi” denildi.
Tartışmalara CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin de katıldı. Tekin, sosyal medya hesabından şu paylaşımı yaptı: “Bu ‘Karpuz İçinde Tosuncuk’ heykeli. Bir de ‘Burma Bilezik’ ve ‘Kadayıf Taşıyan Adam’ heykelleri var. Diyarbakır’da AKP'nin atadığı kayyum tarafından yaptırılan bu heykellere 4 milyon 412 bin lira harcandı. Zevksizlik, israf her şey var. AKP zihniyeti.”
Heykellerle ilgili tepki ve tartışmalara, görevden alınarak yerine kayyum atanan ve daha sonra tutuklanan eski Büyükşehir Belediye Başkanı Selçuk Mızraklı ve eski belediye meclis üyeleri de katıldı. Yapılan ortak açıklamada ”Havaalanı kavşağına diktikleri heykellerin kültürel ve tarihsel dokuya değil de, ideolojilerine uygun olduklarını biliyoruz. Kendi ideolojileri gibi ucube, dışarıdan getirilmiş, kültürel ve tarihsel dokuya uygun olmayan, halka yabancılaşan bir ideolojiden, böyle bir sanat anlayışı çıkar“ ifadeleri kullanıldı.
Mimarlar Odası “Heykelleri kaldırın”
Heykellere ve peyzaj çalışmasına bir tepki de Mimarlar Odası’ndan geldi. Mimarlar odası Diyarbakır Şubesi’nden yapılan açıklamada, heykellerin kaldırılması istendi. Mimarlar Odası’nın açıklamasında “Kamusal alanda heykelin çevre ile ilişkisi sosyal çevre bağlamında ne şekilde değerlendirilmiştir? Bu heykeller ihale edilen peyzaj projesi olarak yerleştirilirken mekân-kullanıcı ilişkisi nasıl değerlendirilmiştir? Teknik olarak insan ölçeğinden neden uzaklaşılmış? Neden folklorik ve oryantalist öğeler ile kültürün pazarlanmasına gerek duyulmuş? Ve en önemlisi neden uygulama yapıldıktan sonra kentliler olarak haberdar oluyoruz? Tüm bu soruların açıklanan gerekçelere dayanacak cevapları verilmelidir, ihale edilen uygulama kaldırılmalıdır ve bundan sonra bu gibi konularda katılımcı süreçler göz önünde bulundurulmalıdır” denildi.