LİYAKAT

  “Bilgi sahibi olunmadan fikir sahibi olunmaz” ifadesine uygun olarak kararı sizlere bırakıyorum.

   Layık olma,yaraşma,yaraşırlık,uygunluk.

    Son zamanlarda “liyakat” sözcüğü çok kullanılır oldu. Personel alımlarında,bütün atamalarda,kamuda, özel sektörde hep bir liyakat sözü dolaşıp duruyor.Genellikle “Yönetimde liyakat esas alınmalıdır” biçiminde sıklıkla duyduğumuz bu sözcüğün ne anlama geldiğini gerçekten biliyor muyuz.

    Eğitim: Çalışan kişinin aldığı eğitim, yaptığı işle uyumlu olmalıdır.

   Deneyim: Kişinin geçmiş iş deneyimleri, şimdiki görevinde yapacağı işlere dayanak oluşturmalı, daha önceki çalışmalarından öğrendiklerini bu işinde kullanabilmelidir.

  Bilgi, Beceri: Kişi hem yapacağı işin gerektirdiği bilgi ve beceriye sahip, hem de yeni bilgiler edinmek için gelişime açık olmalıdır.

  Performans: Çalışan kişinin emeği karşılığında başarılı sonuçlar alabilmesi gerekir.

  Kurum Kültürüne Uyum: Kişinin tutum ve davranışları, çalıştığı kurumun kültürüne uygun olmalı, düşünce biçimi kurumsal kültürün gereksinimleriyle çatışma içinde olmamalıdır.

  İletişim: Çalışan kişi en azından işinin gerektirdiği düzeyde bir iletişim becerisine sahip olmalıdır.

    Kişi temel ihtiyaçları ne ölçüde sağlıyorsa, düşünüldüğü görev için o kadar uygundur diyebiliriz. Eğer bir kişi yapacağı işe uygun bir eğitim almışsa, bu konuda farklı görevler üstlenerek deneyim elde etmişse, daha önceki görevlerinde başarılı olmuş ve çalışma arkadaşlarıyla iyi ilişkiler kurabilmişse bu kişi için liyakatten söz edebiliriz.

   Bir kurumda görevlendirmeler liyakat değil de başka kıstaslara göre yapılırsa sonucu ne olur.Elbette kurumun rekabet gücü giderek zayıflar.Ticari bir işletmeyse iflas eder, bir okulsa öğrencileri dünyadaki diğer eğitim kurumları tarafından kabul görmez, eğer kamu hizmeti üreten bir kurumsa, hizmetleri yurttaşları memnun etmez.

   Birkaç bakış açısı;Seçilmiş yöneticilerimizi seçen SEÇMENLER kendilerini liyakatli görüyorlar mı.Siyaset bilimi ile ne kadar donanımlılar.Seçilecek kişilere beş seneliğine yetki vermek çok mu basit konu.Vatanını,milletini,bayrağını,devletini ve Türkçe dilimizi sevenler sizler.

   Dindarlar,Müslümanlar sizler.Madem inanıyorsunuz dininizi kimden öğreniyorsunuz ya da öğreniyormusunuz.Kuranı Kerimi anlayarak okuyormusunuz.Kaynağından öğrenip de mi gereğini yapıyorsunuz.

   Atamaları yapanlar ve itiraz edenler ne derece LİYAKATLİ .Bu konuda ölçü kimler tarafından konulmakta.Eğer bir yasa ile yetkilendiriliyorsa,o zaman yasaya herkes uymak zorunda.Yasa değişikliği zamanı gelince de herkes iyice araştırmalıdır.

   Gençler gelecek sizin,lütfen kaynağından araştırarak geleceğinizi hazırlayınız.”Ya av ol,ya da avcı.Ama asla avı avcıya götüren köpek olma”.

   Son sözü eskilere bırakalım.NİZAMÜ’L-MÜLK Siyasetname adlı eserinde herkesin liyakatince istihdam edilmesi gerektiğini söyledikten sonra alimlerin sözünü hatırlatır. “Liyakatli ve tecrübeli bir köle, bin evlattan evladır.”

  Hep beraber;Türkçe düşünüp,Türkçe anlayacağımız günlere.