Diyarbakır’da öldürülen Narin Güran cinayeti davasında, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığının mahkemeye sunduğu esasa ilişkin mütalaasında, sanık amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında yapılan değerlendirmede, “Narin Güran'ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasında ki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran'ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmaktadır” denildi.

Merkez Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe mahallesinde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından cansız bedeni 8 Eylül günü Eğertutmaz Deresi’nde bulunan Narin Güran cinayeti davasına ilişkin savcının hazırladığı mütalaa, Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesine sunuldu. Savcı, mütalaasında, amca Salim, anne Yüksel ve ağabey Enes Güran ile Nevzat Bahtiyar hakkında ''iştirak halinde çocuğu kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep etti.

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı adına Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan 14 sayfalık mütalaada, yapılan soruşturma ve kovuşturma neticesinde tüm dosya kapsamsı birlikte değerlendirme aşamasındaki bölümde, sanıklar hakkında yöneltilen suçlamalara ilişkin gerekçeler yer aldı.

''Salim Güran öldürme eylemi içerisinde oldu ve delilleri karartmaya çalıştı''

Mütalaada, hakkında “iştirak halinde çocuğu kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen sanık Salim Güran'ın olayın en başından itibaren telefonundaki ses kayıtlarında Narin Güran'ın kaybolduğu saat ile ilgili olarak çelişkili beyanlarda bulunduğuna vurgu yapılarak, şöyle denildi:

''Sanığın öncelikli amacının Narin Güran'ın bulunmasını ve ölümünün net bir biçimde ortaya çıkmasını engellemek olduğu, ses kayıt içeriklerinde jandarma personeline haber verirken köyde çingenelerin eski bir kırmızı arabayla görüldüklerine dair beyanlarda bulunarak ve Çarıklı mahallesinde Nevzat Bahtiyar'ın akrabalarının evlerinde arama yapılmasını sağlayarak ilk günden itibaren olası bir olumsuz durumda ise eylemden sadece Nevzat Bahtiyar'ı sorumlu tutabilmek için bir organizasyon içerisinde oldu. Zira Nevzat Bahtiyar'ın cesedi bıraktığı aracın eski model şahin marka ve kırmızı renkli bir araç olmasının bu hususu açıkça ortaya koyduğu, şahsın telefonunda yapılan teknik incelemede cihazda yer alan kayıt programındaki olay gününe ilişkin kendince önemli gördüğü kayıtları silmesi, whatsapp kayıtlarını silmesi hususlarını izah edemedi. Alınan son savunmasında hayat kadınlarıyla görüştüğü yönündeki beyanının kayıt silme eylemine karşı geliştirilmiş bir savunma niteliği taşıdığı, bu durumu doğrulamak için de olay günü Narin Güran'ın cansız bedeninin gömülmesinden sonra hayat kadını olduğu değerlendirilen bir kişiye mesaj gönderdiği ve bu mesajın silinmeden telefonda bulunmasının da bu durumu kuvvetle ortaya koyduğu, Nevzat Bahtiyar ile olay günü 15.08 dışında hiç görüşmediğini beyan etmesine karşın HTS analizi ve dar alan baz çalışması yapılan bilirkişi raporunda yaklaşık olay saatinde bir arada oldukları ve birlikte hareket ettiklerinin açıkça ortaya konuldu.

Fiilen kullandığı kendi beyan ile de sabit olan 47 KF 388 plaka sayılı araçta yapılan incelemelerde şoför koltuğu oturma kısmında sürüntü şeklinde DNA profili ile sağ arka kapı iç kısmında kıl örneğinden elde edilen DNA profillerinin Narin Güran’a ait olduğunun açıkça belirlenmesi durumunun sadece aracın kapılarının açık olması veya tüm çocukların arabaya binmiş olabilecekleriyle savunulmasının mümkün bulunmadığı, zira DNA profiline ilişkin inceleme yapılırken araç içerisinde bulunması muhtemel tüm DNA profillerine dair çalışma yapıldı. Yalnızca belirlenmiş olan Narin Güran'a ait DNA profiline dair bir inceleme yapılmadığı, araçta elde edilen tek DNA profilinin Narin Güren'a ait olduğu, sanığın kendi ailesine dair bir DNA profili dahi bulunamadığı, zira Narin Güran'ın babası Arif Güran’a ait araç içerisinde yapılan incelemede de herhangi bir DNA bulunamadığı, kendi babasına ait araçta dahi DNA bulgusu olmayan Narin Güran'ın DNA profilinin sanığa ait aracın iki bölümünde de çıkmasının hayatın olağan akışına açıkça aykırı olduğu, teknik olarak da DNA profilinin kan, meni, doku, organ, kıl, idrar, tükürük ve vücut sıvısı gibi biyolojik örneklerde bulunabileceği, Nevzat Bahtiyar isimli şahsın alınan beyanında 'Narin Güran'ın yerde yatar vaziyette iken ağzından sıvı geldiği' yönündeki beyanının da DNA profilinin biyolojik örnekten elde edilmiş olabileceği ve sanık Salim Güran'a bulaşması sonucu araçta bulunması hususlarını kuvvetle muhtemel ortaya koyduğu, bu sebeplerle sanığın öldürme eylemi içerisinde olduğu ve delilleri karartmaya çalıştığı, dolayısıyla diğer sanıklar ile birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu...''

''Enes Güran, Narin'in cesedi üzerinde kendisine ait herhangi bir DNA çıkıp çıkmayacağı hususunda tedirgin olmuş''

Hakkında “iştirak halinde çocuğu kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen sanık ağabey Enes Güran hakkında mütalaada, olay günü ve sonrasında alınan beyanlarında Narin Güran'ın kaybolduğu saat ile ilgili sürekli olarak, çelişkili beyanlarda bulunduğu belirtildi.

Olay günü mahalle bakkalına giderek alışveriş yaptığı yönündeki beyanının mahalle bakkalının o gün dükkanını kapattığına dair beyanı karşısında açıkça gerçeğe aykırı olduğunun tespit edildiği ifadelerinin yer aldığı mütalaada, Enes Güran ile ilgili şu tespitler yer aldı:

''Narin Güran’ın son kamera açısına girdiği saat olan 15.11 öncesinde ve sonrasında ikamette bulunduğunun HTS analiz raporu ve bilirkişi raporuyla sabit olduğu, sanığın gözlerinde bulunan morluklara ilişkin olarak ilk olarak 'mısır tarlasında meydana geldiği' yönündeki beyanları sonrasında 'kendine sinirle vurmuş olabileceğini' söyleyerek açıkça çelişkiye düştüğü, sırtında bulunan tırnak izine benzer izlere ilişkin ilk beyanlarında bir açıklamada bulunamaz iken adli tıpta sorulan öykü noktasında 'duvara vurduğu', sonrasında alınan beyanlarında 'arama çalışmalarında bazı yerlere girerken sırtının çizilmiş olabileceği' yönündeki çelişkili beyanları, ceza infaz kurumunda bulunmakta iken görüş esnasında sürekli adli tıp raporlarının çıkıp çıkmadığını sorması nedeniyle üstü örtülü bir şekilde Narin'in cesedi üzerinde kendisine ait herhangi bir DNA çıkıp çıkmayacağı hususunda tedirgin olduğu, Narin Güran'ın diş fırçasını kullanması gibi bir durumdan bahsetmesi ve kardeşi Eren'i 'kimseye bir şey anlatmaması' şeklinde tembih etmesi, yine aynı şekilde Enes Güran'ın ağabeyi olan Baran Güran ile cezaevinden yapmış olduğu telefon görüşmesinde kendisine ısrarla 'görüş için avukat gönderilmesini istediği, olası herhangi bir gecikmede aileye dosyaya ilişkin konuşacağı' şeklinde tehditvari cümleler kurduğu, tanık Hediye Güran’ın aşamalardaki beyanlarında zamana ilişkin tutarlı ifadelerin bulunmadığı, olayın cereyan ettiği saatlere ilişkin Enes Güran'ı korumak maksadıyla Enes'in uyuduğuna yönelik çelişkili beyanlarda bulunduğu, aile bireylerinin ve Enes'in arkadaşları olan tanıkların çelişkili beyanları dikkate alındığında sanığın olayın en başından itibaren ısrarla çelişkili beyanlar ile tutum ve davranışlarda bulunduğunu, eyleme iştirak etmiş olmanın korkusuyla bu şekilde davrandığının açıkça mahkeme huzurunda da görüldüğü, dolayısıyla diğer sanıklar ile birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu.”

''Anne Yüksel Güran, Narin’in vefat ettiğini biliyormuş''

“İştirak halinde çocuğu kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenilen Narin annesi sanık Yüksel Güran'a ilişkin ise 2 Eylül 2024 tarihinde düzenlenen tutanak içeriğinde de belirtildiği gibi 21 Ağustos 2024 günü ilk saatlerinden itibaren Narin Güran’ın vefat ettiğini bildiği yönünde hal ve tavırlar sergilediğine dikkat çekilen mütalaada, şöyle devam edildi:

''Üzüntünün yanı sıra bir korku ve endişe barındıran sözler söylediği, 'Enes'i nasıl kurtarabilirim' şeklinde beyanlarının bulunduğu, Narin Güran'ın cansız bedenine ulaşıldığı gün çıkan tartışmada kardeşi Yasemin'in 'doğruyu söyleseydiniz böyle olmazdı' şeklindeki sözleri, sanık Nevzat Bahtiyar'ın ifade ve savunmalarında Narin Güran'ın cansız bedenini sanık Salim Güran'dan alıp götürdüğü esnada yukarı doğru yani Arif Güran’ın evine doğru baktığında 'Yüksel Güran'ın yüzünü ellerinin arasına bırakmış şekilde ağlayarak baktığını' gördüğü şeklindeki ifadeleri, sanık Yüksel Güran'ın olayın başından beri bir anne içgüdüsü ile kızının kaybolduğu gibi bir davranışta bulunmayıp kızı Narin'in ölümünü kabullenişine dair hareketler sergilemesi dikkate alındığında sanık Yüksel Güran’ın diğer sanıklar ile birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu...''

''Nevzat Bahtiyar, Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde''

Narin’in cansız bedenini Eğertutmaz Deresi’ne taşıdığını itiraf eden ve hakkında “iştirak halinde çocuğu kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası talep edilen sanık Nevzat Bahtiyar hakkında mütalaada, ilk andan itibaren Narin Güran’a ait cansız bedeni sanık Salim Güran'dan alarak çuval içerisinde Eğertutmaz deresine bıraktığı yönündeki beyanları hatırlatılarak, “Cansız bedenin içinde bulunduğu çuval ile sanık Nevzat'ın ahırında bulunan çuvalların benzer ve numaralarının ardışık olduğu yönündeki tespitler, dosyada mevcut kamera kayıtları ve HTS-daraltılmış baz raporu ile sanık Nevzat Bahtiyar'ın fiilen kullanmakta olduğu kırmızı arabayla Narin Güran'a ait cansız bedeni son olarak alınan beyanında belirttiği gibi ikametten aldığı ve bıraktığı Eğertutmaz deresine gittiğinin belirlendiği, olay günü ve olay saatinde arkadaşı olan sanık Salim Güran ile birlikte Narin Güran’ın ikametine girdiklerinin ve birlikte hareket ettiklerinin tespiti karşısında kovuşturma aşamasında da sürdürdüğü tutumu göz önüne alındığında diğer sanıklar ile birlikte Narin'in öldürülmesine ilişkin iştirak iradesi içerisinde olduğu...” ifadeleri kullanıldı.

PKK'lı teröristleri tedavi ettikleri tespit edilen 3 doktor yakalandı PKK'lı teröristleri tedavi ettikleri tespit edilen 3 doktor yakalandı

''Her bir suç ortağı 'fail' konumunda''

“Söz konusu sanıkların eylemleri noktasında iştirak tanımı değerlendirildiğinde; müşterek faillikte fiil üzerinde ortak hakimiyet kurulduğu için her bir suç ortağı “fail” konumundadır” ifadelerinin yer aldığı mütalaada, şöyle denildi:

''Fiil üzerinde ortak hakimiyetin kurulup kurulmadığının belirlenmesinde suç ortaklarının suçun icrasında üstlendikleri rolleri ve katkılarının taşıdığı önem göz önünde bulundurulmalıdır. Suç ortaklarının, suçun işlenmesinde yaptıkları katkının, diğerinin fiilini tamamladığı durumlarda da müşterek faillik söz konusu olacaktır. Kişinin eyleminin, bir suça katılma aşamasına ulaşıp ulaşmadığı, ulaşmışsa da suça katılma düzeyinin belirlenmesi için, eylemin bir aşamasındaki durumun değil, eylemin yapılmasında verilen kararın, bu kararın icra ediliş biçiminin, olay öncesi, olay sırası ve sonraki davranışların da dikkate alınıp, tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi gerekir. Müşterek faillikte aranan en önemli unsurlardan birisi, kişinin suçun işlenişi sırasında fiil üzerinde ortak hakimiyetinin bulunmasıdır. Bu halde, suçun gerçekleştirilmesi amacıyla, fiilin icrasına katkıda bulunan suç ortaklarının tamamının, bu katkıları dolayısıyla sorumlulukları bulunmaktadır. Bu hususlar doğrultusunda, dosya içeriğinde soruşturma ve kovuşturma boyunca bulunan ve sunulan tüm kamera görüntüleri, ifade tutanakları, adli tıp raporları, olay yeri inceleme raporları, HTS kayıtları, HTS daraltılmış baz analiz raporu ve bu yönde desteklenen bilirkişi raporu, kriminal raporlar, ulusal kriminal büro raporu, görüşme kayıtları, cep telefonları üzerinde yapılan inceleme neticesinde elde edilen veriler, kolluk tutanakları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; olay günü sanıklar Enes Güran'ın, Salim Güran’ın, Yüksel Güran'ın ve Nevzat Bahtiyar'ın olay saatinde Arif Güran'ın evi ve civarında bulundukları hususunun daraltılmış baz analiz raporu ve bilirkişi raporuyla tespit edildiği ayrıca 28 Ekim 2024 tarihli ulusal kriminal büronun raporu ile de desteklenen ahır-ev bölgesinde olay saatinde gerçek-canlı hareketleri mevcut olup Narin Güran’ın da ahır-ev bölgesine ulaştığının belirlendiği bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve bu eyleme taraftar olmadıklarını gösterecek şekilde engelleyici bir irade ortaya koymadıkları gibi fikir ve eylem birlikteliği içerisinde hareket ederek bildikleri gerçeği açıklamamak suretiyle Narin  Güran'ın öldürülme saikinin kesin bir şekilde belirlenememesine sebebiyet vererek iştirak iradelerini ortaya koydukları, kasten öldürme suçunun işlenmesinde suçun icrasını kolaylaştırma iradeleri yanında suçun işlenmesi sonrasında ki tutumları da göz önüne alındığında Narin Güran’ı boğmak suretiyle ölümüne sebebiyet verdikleri ve üzerlerine atılı suçu müşterek fail olarak işledikleri anlaşılmakta.''

''Verilecek cezada takdiri indirim uygulanmasın''

Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcığlının esasa ilişkin mütalaasının sonuç bölümünde, sanıklar hakkında istenen cezaları şöyle sıralandı:

''İzah olunan nedenlerle üzerlerine atılı 'iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme' suçunu işleyen sanıklar Enes Güran ve Yüksel Güran’ın eylemine uyan Türk Ceza Kanunu'nun (TCK) 37/1 maddesi delaletiyle TCK'nın 82/1-d,e, 53/1 ve 63'üncü sevk maddeleri uyarınca, sanıklar Salim Güran ve Nevzat Bahtiyar'ın eylemine uyan TCK'nın 37/1 maddesi delaletiyle TCK'nın 82/1-e, 53/1 ve 63. sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ile cezalandırılmalarına,

Alacakları ceza miktarı nazara alındığında hükümle birlikte sanıkların tutukluluk hallerinin devamına, sanıkların gerçekleştirdikleri eylemin niteliği, olayın oluş biçimi, eylemden sonraki ve yargılama sürecindeki tutum ve davranışları dikkate alınarak haklarında TCK 62'inci (takdiri indirim nedenleri) maddesinin uygulamasına yer olmadığına, mahkememiz nezdinde adli emanete kayıtlı materyallerin dosyada delil olarak saklanılmasına, işlemiş oldukları suçun kasti suç olması nedeni ile haklarında hürriyeti bağlayıcı cezaya hükmolunması durumundaı TCK'nın 53'üncü maddesinin  birinci fıkrası gereğince belli hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına, sanıkların gözaltında ve tutuklulukta geçirdiği sürelerin TCK'nın 63'üncü maddesi gereğince cezalarından mahsubuna 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 325/1 maddesi gereğince tüm yargılama giderlerinin sanıklardan müteselsilen tahsiline karar verilmesi, ayrıca 27 Ekim 2024 tarihinde dava dosyasına sunulan ve Van Kriminal Şube Müdürlüğü'ne gönderilerek ilgili videoların ses iyileştirilmelerinin ve söz konusu konuşmaların Türkçe tercümesi yapılmak üzere rapor talep edilen Erhan Güran isimli şahsın ikametindeki kamera görüntülerinde yer alan kişilerin eylemlerinin 'kasten yaralama, tehdit, suçluyu kayırma, suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme' suçları yönünden suç ve suç unsuru teşkil ettiği değerlendirildiğinden Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulmasına karar verilmesi, kamu adına talep ve mütalaa olunur."

Editör: Haber Merkezi