Öldürülen 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan dava üçüncü günde sürüyor. Bugün görülen duruşmada, ''iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasıyla yargılanan anne Yüksel Güran, dava savcısının mahkemeye sunduğu mütalaaya karşı savunma yaptı.
Savunmasında katil olarak gösterilmesine tepki vererek başlayan Yüksel Güran, kızına zarar vermediğini ifade etti. Eşi Arif Güran ile hiç bir sorunun olmadığını aktaran Yüksel Güran, şöyle konuştu:
"İlk önce ben bir şey söylemek istiyorum. Tüm annelere sesleniyorum, ilk gün bana bir anne dedi ki başın sağ olsun. Sanki dünya benim oldu. O kadar mutlu oldum. Evladımı kaybettim bir insan bana bir şey demedi. Bir anne bana dedi ki başın sağ olsun hoşuma gitti. Fırsatım olmadı bir akrabam bana başın sağ olun dmediler. İnsanlar burada toplandı. Ben bir anneyim, evladımı kaybetmişim bizi katil gösteriyorlar. Evlendiğim günden bugüne kadar Hüseyin Güran ve Ali Rıza Güran için özür diliyorum hayatımı anlayacağım. Arif ile evlendiğim gün birbirimize söz verdik. Aç kalsak, susuz kalsak, yalan söylemeyeceğiz. Arif'in hiç devlet maaşı olmadı. Kendi alın teriyle çocukları bu yaşa getirdi. Bugüne kadar hiç kavgamız olmadı. Olsaydı şu ana kadar olacaktı. O gün Narin kaybolduğu gün evimizde ne oldu. Tüm Türkiye'ye söylüyorum hiç kabahatimiz olmadı. Tulin'in ölümünden de beni suçladılar. Dağkapı Hastanesi'nde vefat etti. Tülin'i 'sen öldürdün' dediler. 'Sen merdivenden attın. Ne biçim annesin' dediler. Benim kızım özürlüydü, kızım konuşamıyordu. Kızım fakültede dünyaya geldiği zaman '6-7 sene en fazla yaşar' dediler. 'İç organları büyür sonra vefat eder' dediler. Beni suçladılar. Bu dosya için beni suçlu gösterdiler."
Yüksel Güran, savunmasında "Bana sorguda 'sen neden rahminden ameliyat oldun. Bende kadın hastalığıdır, o nedenle ameliyat oldum. Bana, 'Gece gündüz ilişki mi yaşadın, rahim sarkması var' diye ağır sözler kullandılar. Bu zalimce bir sorguydu" ifadelerini kullanması üzerine oğlu sanık Enes Güran, araya girdi ve ''Onu sana söyleyen kamu görevlisini...'' diyerek, hakeret eden sözler sarfetti. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı, müdahale ederek susmasını söyledi ve Enes daha sonra salondan çıkarıldı.
''Neden beni suçluyorlar?''
Hakkında suçlamalara savunmasında yanıt veren Yüksel Güran, şöyle devam etti:
''Neden babasını kaybolduğunda aramadın' dediler, ben 'babası Narin'in kaybolduğunu öğrenirse kendini kaybederdi' o nedenle aramadım. Babası kafayı yiyecekti o yüzden aramadım dedim. Bizim hiçbir kavgamız olmadı. Neden beni suçluyorlar? O güne kadar benim o gün evimde ne oldu neden benim çocuklarımı bu yaşa yoksullukla getirdim bir gün kavgamız olmadı da neden o gün olsun. O gün sabah erkenden kalktım. En mutlu günümdü. Baran ve Enes 1-2 ay evde değilldi. Bütün çocuklarım damda yatıyordu. Çok mutluydum, bütün çocuklarım aynı yataktaydılar. Çok mutluydum zehir ettiler bana. Son gün kahvaltımız o gün oldu. 8 çocuğumun birini kaybetmiştim. Yoksullukla getirdim bugüne kadar da ne oldu da o gün bir şey oldu? Hiçbir Allah'ın kulu 'bu anne ne çekiyor' demedi. Narin benden hep gelinlik, topuz, toka istedi. 'Söz veriyorum, alacağım' dedim. Bırakmadılar, kızımın sözünü yerine getireyim. Bırakmadılar, ben kızıma gelinlik gyidreyim. Kefen giydirdiler. Bırakmadılar kefenle de göreyim. Tabutunu da görmedim. Mezarını da görmedim. Hayalimizi yıktılar. Hangi vicdansız hangi insan bu şeyi yapıyor bize. Narin ile o gün oynadım. O gün saçını yıkadım, banyo yaptım. Son saçı son banyosu oldu. Bırakmadı saçını bağlayayım. Narin en son benden patates istedi. İyi ki kızarttım. Şu an cezaevinde geliyor patates ama ağlayarak yiyorum. En son Kur'an kursuna gitti. Size yemin ederim o Kur'an beni çarpsa da onu görmedim. Narin eve gelmedi. Yorgundum yatıyordum."
''Ben nasıl Narin'e zarar veririm''
Kendisine iftira atıldığını ileri süren anne Yüksel Güran, cezaevinde tek kişilik koğuşta kaldığını belirterek, şunları söyledi:
"4 duvardayım kimse yok tek yatağım var. Abdestimi alıp başımı havaya kaldırıyorum. Sadece ezan sesi geliyor. Gözyaşımı akıtıyorum. Rabbim, 'Kim benim ailemin kızımın sebebi olmuşsa onları buraya koy' diyorum. Özellikle Gazal’ın (Nevzat Bahtiyar'ın eşi) ismini söylüyorum. Ona da bu odayı nasip et diyorum. Bunu her gün dört duvar arasında söylüyorum. Çünkü bana iftira atıyorlar. Rabbim bizim şahidimizdir, kefilimdir. Bu adam biliyordu, Narin'e ne kadar düşkün olduğumuzu. Tülin'e 7 sene baktım hiçbir zaman 'anne' demedi. Akıllıydı ama demedi. İlk hastaneye gittim ultrason odasına girdim. Hoca bana 'çocuğunun cinsiyeti belli oldu' dedi. Kız olursa 'elini öpeceğim' dedim. 'Kız çocuk olacak' dedi. Arif'in yanına gittim. 'Bebeğimiz kızdır değil mi' dedi. 'Sen nereden biliyorsun' dedim. 'Gözlerinden bellidir' dedi. Ben nasıl Narin'e zarar veriririm. Ben zaten ölmüşüm. Dört duvar arasındayım. Evimi parça parça ettiler. Bu hesabı rabbim Nevzat'a sormayacak mı? Biz ne yapsak suçtur."
Yüksek Güran’ın savunmasının ardından duruşmaya saat 16.00’ya kadar ara verdi. Aranının ardından duruşma Yüksel Güran’ın avukatlarının savunmasıyla devam edecek.