Mahruki, “Amacım elektronik oylamanın usulsüzlüğe çok müsait yapı olması, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile kullanılmıyor olması. Bu güvensiz bir yöntem. Anlaşmazlık halinde bu verilerin nasıl inceleneceği, cihazın bozulması halinde neler yapılabileceği bilinmiyor. Geri dönüşü yoktur. Buna değinmekti” dedi.

Gölcük depremindeki arama kurtarma çalışmalarına katkıları nedeniyle adı öne çıkan Arama Kurtarma Derneği'nin (AKUT) kurucularından Nasuh Mahruki, YSK Başkanı  Ahmet Yener'in elektronik oylama konusundaki açıklamalarıyla ilgili yaptığı paylaşım nedeniyle, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma"suçundan bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talebiyle hakim karşısına çıktı. İstanbul 15. Asliye Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya Nasuh Mahruki ve avukatları katılırken, eski İstanbul Barosu Başkanı Filiz Saraç, CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, CHP İstanbul Milletvekili Ali Gökçek ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu üyeleri de takip etti. 

"Bana kendimi savunma fırsatı verilmeden 36 dakika içerisinde gözaltı kararı verilmiş"

Azerbaycan'a ait yolcu uçağı düştü! Azerbaycan'a ait yolcu uçağı düştü!

Duruşmada savunma yapan Mahruki, 36 dakika içinde hakkında gözaltı kararı veribmesine tepki göstererek şunları söyledi:

“Bana kendimi savunma fırsatı verilmeden 36 dakika içerisinde gözaltı kararı verilmiş. Kapıya sivil araçlar ve polisler gelmiş. Çocuklar korkmuş. Paldır küldür tutuklandım. 16 gün cezaevinde kaldım. Ben yanıltıcı bilgi paylaşmadım. Bunların hepsi internette var. Soruşturma savcısı bana soru sormadı. Ben de anlaşıldığımı düşündüm. Tutuklama talep etti. Hakime hanıma da sordum ben hangi yanıltıcı bilgiyi yaymışım diye. Bilgisayar Mühendisleri Başkanı ve Atatürkçü Düşünce Derneği Başkanı açıklamalar yaptı. Ben onların açıklamasına istinaden sözlerini alıntılayarak paylaşım yaptım. Bana kimse şu bilgiyi yanıltıcı paylaştın cevabını ver demedi.

Benim sayemde arama kurtarma çalışmaları başka bir boyut kazandı. Dağcı arkadaşlarımla AKUT’u kurdum, devlet bile bu işin nasıl yapıldığını AKUT’tan öğrendi. Ben Türk milletine yalan söylemem. Bir tweet attı diye 36 dakikada polis yollanmaz adama. Taksiciyi bıçaklayan adamı serbest bıraktılar. Yazdığım şeylerin tamamı bu ülkede yazıldı, tartışıldı hiçbiri benden çıkmadı. Hiçbirini hayatınızda ilk kez benden duymadınız."

Mahruki'nin avukatının paylaşımın amacı yönündeki sorusuna Mahruki, "Amacım elektronik oylamanın usulsüzlüğe çok müsait yapı olması, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile kullanılmıyor olması. Almanya ve Amerika kullanmıyor, sadece Azerbaycan ve Rusya kullanıyor. Bu güvensiz bir yöntem. Anlaşmazlık halinde bu verilerin nasıl inceleneceği, cihazın bozulması halinde neler yapılabileceği bilinmiyor. Geri dönüşü yoktur. Ben zamanında Türkiye’nin en güvenilir kurumunun lideri olarak görev aldım. Asla milletime yanıltıcı bilgi paylaşmam. İç savaş ihtimalleriyle ilgili açıklama yapmış olmam bu konuya dikkat çekmek içindi" dedi. Mahruki şöyle devam etti:

"Paylaşımıma konu hususlarla ilgili pek çok kitaplar yazıldı. Ben bunlar doğrultusunda paylaşımımda bu hususları belirttim. Ben Türkiye’nin iç ve dış güvenliğiyle ilgili eğitim aldım Milli Güvenlik Akademisi’nden. Ben sığınmacıların yarattığı sorunlarla ilgili, iç savaş ihtimaliyle ilgili Prof. Dr. Ümit Özdağ’ın tanık olarak davet edilmesini istiyorum."

13 Ocak'a ertelendi

Mahkeme dosyanın mütalaasını hazırlaması için duruşma savcısına gönderilmesine ve Nasuh Mahruki ve avukatına savunma için ek süre verilmesine karar vererek duruşmayı 13 Ocak 2025 tarihine erteledi.

 "TCK 217-a maddesinin ya kelime kurgusunu değiştirsinler ya da bu maddenin nasıl kullanacağına dair içtihat oluştursunlar"

Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenlendi. Mahruki, üzerine atılı suçları reddettiğini belirtti. Mahruki, şunları söyledi: 

"Bu 16 gün tutuklanmam bir işe yarasın istiyorum. Bu TCK 217-a maddesi başka canları da yakmasın diye, ya kelime kurgusunu değiştirsinler ya da bu maddenin nasıl kullanacağına dair içtihat oluştursunlar. Bunu kasten bilerek yapmak, yani zarar verme düşüncesiyle yapmak var. Benim niyetimi mi okuyorlar. Ben kasten yapsam bu kadar insanlar ortalığı yıkar mıydı? Bu sürecin, bu maddenin yeniden nasıl kullanılacağına dair bir içtihat oluşturulması için fırsat olarak değerlendirilmesini ümit ediyorum. 

Suçlu olsak çekeriz cezamızı, ama suçsuzken, adam bıçaklayan çıkıyorken ben neden 36 dakika içinde tutuklanmaya sevk edildim ki? Bu süreç normal bir süreç değil. Ben içeri girdim, neden girdiğimi bilmiyorum. Hala hangi yanıltıcı bilgiyi yaydığımı bilmiyorum. Tek bildiğim ben doğru olduğunu bildiğim şeyi yapmaya devam edeceğim."

"Yargı hepimizin güvencesi olmalıdır. Ancak bu iktidar döneminde yargı, siyasi zemine taşınmıştır"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka da açıklamasında yargının siyasi zemine taşındığına vurgu yaparak şunları söyledi: 

"Bu kadar kamuoyuna mal olmuş bir şahsiyetle ilgili, açılmış bir davaya doğal olarak yoğun bir ilgi vardı. Ancak sadece on dört sandalyesi olan bir salonda gerçekleştirildi. 13 Ocak'ta yapılacak olan duruşmanın daha büyük bir salonda yapılmasını talep ettik. Ancak bu talebimize çok olumlu yaklaşılmayacağını da hissettik. Bir sonraki duruşmanın karar duruşması olacağını ve adil bir karar çıkacağını umuyoruz. Mahruki Atatürkçü kişiliğiyle ve yurtseverliğiyle bilinen tanınan bir şahsiyettir. Milli Güvenlik Akademisi'nde eğitim almıştır. Üzücü olan şudur aslında yargı hepimizin güvencesi olmalıdır. Ancak bu iktidar döneminde yargı, siyasi zemine taşınmıştır. Hukuki zeminden, siyasi zemine taşınmıştır ve kim farklı düşünüyorsa, kim iktidarı eleştiriyorsa adeta yargıyla susturulmaya, sindirilmeye, korkutulmaya çalışılıyordur. Ama buradan hep birlikte açıklayalım, susmuyoruz, sinmiyoruz, mücadeleyi yükselterek devam ediyoruz."

Editör: Haber Merkezi