GÜNDEM

Necip Hablemitoğlu suikastı davası görülmeye devam etti

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun katledilmesine ilişkin görülen davada tanık olarak dinlenen Kemalettin Özdemir, FETÖ'nün ABD ayağını yöneten Mustafa Özcan’ın kendisine “Hablemitoğlu’nun yazdığı ‘Köstebek’ isimli kitabın basılmamasını teklif ettik, kendisine para da teklif ettik'' dediğini aktardı.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun katledilmesine ilişkin görülen davada tanık olarak dinlenen Kemalettin Özdemir, FETÖ'nün ABD ayağını yöneten Mustafa Özcan’ın kendisine “Hablemitoğlu’nun yazdığı ‘Köstebek’ isimli kitabın basılmamasını teklif ettik, kendisine para da teklif ettik'' dediğini aktardı.

Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu'nun, 18 Aralık 2002'de öldürülmesine ilişkin görülen dava bugün görülmeye devam edildi. Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar Levent Göktaş, Fikret Emek, Ahmet Tarkan Mumcuoğlu, Aydın Köstem ve Mehmet Narin ile taraf avukatları hazır bulundu. Davanın tek tutuklu sanığı Nuri Gökhan Bozkır duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) üzerinden katıldı. Başka davadan hükümlü Enver Altaylı ise cezaevinden SEGBİS ile duruşmaya katıldı.

"Ölen elebaşından (Fetullah Gülen) sonra muhtemelen de Mustafa Özcan başa geçecek"

Duruşmada ilk olarak tanık Kemalettin Özdemir dinlendi. FETÖ'nün ABD ayağını yöneten Mustafa Özcan dışında diğer sanıkları tanımadığını belirterek sözlerine başlayan Özdemir’e Mahkeme Başkanı, FETÖ/PYD’de görev alıp almadığı soruldu. Özdemir, "Beni sohbetlere davet etmeleri üzerine bu sohbetlere katıldım. Onlar ortaokul, lisede yetiştirdikleri kişilere görev verirler zaten. Ben hiçbir şekilde yönetici olmadım. Ben sadece kim davet ettiyse 2003 yılına kadar sohbetlere katıldım. 2003 yılından sonra bunlarla irtibatımı kestim. Çünkü FETÖ beni FBI’a ihbar etmişti.” diye yanıtladı. Mustafa Özcan’ı ise aynı okulda öğrencilik yapmaları nedeniyle tanıdığını ifade eden Özdemir, ''Ölen elebaşından (Fetullah Gülen) sonra muhtemelen de o başa geçecek. O kadar etkili bir insan çünkü” dedi.

 Mustafa Özcan’ın bir defa kendisine “Hablemitoğlu’nun yazdığı ‘Köstebek’ isimli kitabın basılmamasını teklif ettik, kendisine para da teklif ettik.” dediğini aktaran Özdemir, ''Ama daha önce Hablemitoğlu'ndan rahatsızlık olunduğuna dair de bir şey duymamıştım. Bu kişinin öne çıkma gibi bir huyu olduğu için söylediklerini de önemsememiştim. Mustafa Özcan, Fetullah Gülen ile görüşüp ondan talimat alan biriydi. Ancak örgüte yön verecek şekilde Gülen’den habersiz hamleler yapıp yapmadığını bilmiyorum. Hablemitoğlu ile ilgili de sadece bu konuşma oldu aramızda” ifadelerini kullandı. 

"15 Temmuz darbe girişiminden sonraki üç ay içinde katıldığınız programların hepsi silinmiş"

Hablemitoğlu ailesinin avukatı Ersan Baktır’ın "15 Temmuz darbe girişiminden sonraki üç ay içinde katıldığınız programların hepsi silinmiş, neden?" sorusuna Özdemir, “Öyle mi haberim yok efendim” şeklinde yanıt verdi. Cumhuriyet Savcısının ‘Sadece bir sohbete giden şahsın, Mustafa Özcan’ın FETÖ’ye birinci derecede yakın olup olmadığını nasıl biliyor?” sorusunu da Özdemir, “Türkiye’de bunu bilmeyen, bu yapı içerisinde olup da bilmeyen yoktur. Ondan herkes çekinirdi. Bu yapıdan beklentisi olanlar korkarlardı. Ben şahsi olarak Mustafa Özcan’a itimat etmiyordum'' diye yanıt verdi. 

"Bu yapı Hablemitoğlu'nu hedefe koymuştu"

Avukat Ersan Baktır, 15 Temmuz darbe girişiminin hemen sonrasında yaz aylarında A Haber’de yayımlanan bir programa çıkan Özdemir’in, “Cemaatin Hablemitoğlu'nu öldürülmeden önce bu yapı onu hedefe koymuştu” dediği görüntülerin yer aldığı videoyu dosyaya sundu. Duruşmaya verilen kısa bir aranın ardından tanık olarak Sabah Gazetesi yazarı Ferhat Ünlü ve gazeteci İbrahim Evrim Ayral dinlendi. Ünlü, "Habercilik dışında konuya ilişkin bir bilgim yok. Sanıklarla herhangi bir röportajım da olmadı. Gelen belgeler üzerinden yazılar yazdım. Haber kaynaklarımı ise yasanın vermiş olduğu hak gerekçesiyle açıklayamam" dedi.

Ardından dinlenen Ayral da, tutuklu sanık Nuri Gökhan Bozkır ile Ukrayna'da yaptıkları röportaja ilişkin, "Muhabir olarak gazeteci Abdullah Şimşek vardı. Ben kameraman olarak bulunmaktaydım. Benim olmadığım sıralarda ikisinin ne konuştuğuna dair bir bilgim yok" dedi. Sanık Bozkır'ın, "Bana dosyada olduğunu bilmediğim Mehmet Narin ve Aydın Köstem'i sormuştunuz. Hatırlıyor musunuz?" sorusu üzerine Ayral, hatırlamadığını söyledi.

Sanık avukatları Hacer Ural ve Ali Soykan ise röportajın çözümlerini okuyarak dosyada olmayan bu iki ismin HTS kayıtlarına Ayral'ın nasıl ulaşabildiğini sorması üzerine Ayral, "Haber için araştırma yapıyoruz. Çeşitli kaynaklardan bilgi alıyoruz. Burada yanlışlık ne? Gazeteciye haber kaynağını mı soruyorsunuz? Sanki büyük bir şeymiş gibi şey yapmanıza gerek yok. Siz beni neyle suçluyorsunuz?" karşılığını verdi. Avukatlar da dosyada gizlilik kararı varken bunları nasıl öğrendiğini sorduklarını vurgulayıp, "soruşturmanın gizliliğini ihlal etmekle" suçladıklarını kaydetti.

"Bu röportajı Savcılığa, Başsavcı Yüksel Kocaman'a vereceğiz" ifadesi soruldu

Nuri Gökhan Bozkır'ın avukatı Hacer Ural, "Siz Ukrayna'ya bir görev için mi gazetecilik faaliyeti için mi gittiniz?" dedikten sonra röportajda geçen, "Bu röportajı Savcılığa, Başsavcı Yüksel Kocaman'a vereceğiz" sözlerinin anlamını sordu. Ayral soruya, "Bizim hiçbir kuruma, kişiye bilgi verme durumumuz yok. Bilgim yok, verilmişse verilmiştir. O röportajı yayınlamamamızın sebebi, Toygun Atilla'ya söylediklerinden farklı bir şey söylememesidir. Çünkü biz zaten Ukrayna'ya bize Atilla'dan farklı bir şey söylecekseniz 'gelelim' şartıyla gittik. Kendisi de 'söyleyeceğim' demişti" yanıtını verdi.

İbrahim Evrim Ayral'ın ifadesinin ardından duruşmaya yarın 10.00'da devam etmek üzere ara verildi. (ANKA)