KÜLTÜR SANAT

Osmangazi’nin rüyasını anlatan ‘’Rüya Sahnesi’’ müzede

Osmanlı Devleti’nin kuruluşunu simgeleyen ve Osmangazi’ye Şeyh Edebali tarafından emanet edilen kılıcın yer aldığı rüya sahnesi müzedeki yerini aldı.
Gerçekleştirilen çalışma hakkında bilgi veren Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesi Sorumlusu Mesut Ünver, Osmangazi’nin kutlu devlet rüya sahnesinin canlandırmaya çalıştıklarını söyledi. Bilecik Belediyesi Yaşayan Şehir Müzesindeki rüya sahnesinin bulunduğu alanın üç boyutlu hale getirdiğini anlatan Ünver, "Böyle bir eserin müzemize kazandırılmasında emeği olan başta Belediye Başkanımız Semih Şahin, Osmangazi’ye emanet edilen kılıcı işleyen Milliyetçi Hareket Partisi Meclis Üyesi Sezer Sargıl ve emeği geçen bütün arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum. Bu ve bundan sonraki benzer çalışmalar ile değerlerimizi yaşatmaya devam edeceğiz’’ ifadelerini kullandı.
"Şehrimiz ve değerlerimize yakışır çalışmalar yapmaya devam edeceğiz’’
"Belediye Başkanı Semih Şahin ise hazırlanan eserin çocuklarımız ve müzeye gelen ziyaretçilerde daha etkili ve anlamlı izler bırakacağını belirterek, "Bana göre bütün Yaşayan Şehir Müzelerinin hepsinde bütün öykülerin senaryosu ve üç boyutlu halinin olması lazım. Fotoğraflar da bilgi verici ancak. Adı o zaman yaşayan şehir müzesi olmuyor. Üç boyutlu görsellerin yer aldığı bir müzenin daha etkili ve yaşayan bir şehir müzesi olduğuna inanıyorum. Ayrıca bu tür çalışmalar çocuklar için de çok daha önemli ve anlamlı hale geliyor. Örneğin müzeyi ziyaret eden bir çocuk fotoğraf ve yazıdan daha çok bu tür görselleri takip ediyor ve onun hakkında bilgi arıyor. Bu eserin de bu anlamda hem çocuklarımız hem de müzemizi ziyaret edecek misafirlerimizde daha iyi ve güzel etkiler bırakacağına inanıyorum. Bu tür eserleri ne kadar arttırırsak hem çocuklarımızın eğitimine hem de şehrimizin tanıtımına daha çok faydalı olacağımızı düşünüyorum. Bu tür çalışmaları hemen her türlü değerimize ve çalışmamıza yansıtmaya çalışacağız. Çünkü bunlar uygarlık tarihinin en önemli bilgi ve değeri. Biz de bu konuda elimizden geleni yapacağı’’ ifadelerini kullandı.
Osman Gazi’nin rüyası
Osman Gazi ziyaretlerinin birinde Şeyh Edebalı’nın kızı Bâlâ Hatun’u bahçede gezerken görür ve çok beğenir. Osman Gazi Bâlâ Hatun’u babasından ister, fakat fakir olan Şeyh Edebalı, kızının aşiret reisinin eşliğine layık olamayacağını düşünerek bu teklifi reddeder. Aradan üç yıl kadar geçmiştir. Osman Gazi bir gece yanında yetmiş yiğitle İnegöl kalesini basmak için yola çıkar. Rumların Ermeni Beli bitiminde pusu kurduklarını haber almasına rağmen yoluna devam eder. Dehşet verici bir çarpışma sonrası Osman Gazi’nin kardeşi Sarıbatı’nın oğlu Bay-Hoca şehit düşer. Bu ölüm sonucu üzüntü içinde geri dönen Osman Gazi yorgunluktan uyuyakalır. Rüyasında kendisini Şeyh Edebalı’nın evinde misafir olarak görür. Şeyh’in göğsünden bir ay doğmuş yükselip kendi göğsüne girmiştir. Osman Gazi’nin göbeğinden çıkan bir ağaç hızlıca dallanıp budaklanarak büyür. Bu öyle büyük ve ulu bir ağaçtır ki Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının semalarını kaplar. Toros, Kafkas, Balkan Dağları bu ağacın gölgesinde kalır. Nil ve Tuna nehirleri onun altından akar. Uçsuz bucaksız topraklarda şehirler, kasabalar, kubbeler, piramitler, minareler ve üzerlerinde bulunan hilaller parlar. Ağacın bir dalından çıkan kılıç şeklindeki mücevher İstanbul’a doğru uzanarak birkaç defa orayı işaret eder. Heyecanla uyanan Osman Gazi, doğruca Şeyh Edebalı’nın yanına gider ve rüyasını anlatır. Edebalı rüyayı “Ey Osman! Müjdeler olsun ki, Allah, sana ve soyuna saltanat verdi. Dünya oğullarının himayesi altında ola. Kızım da sana helal oldu” şeklinde yorumlar. Osman Gazi ile Bâlâ Hatun’un nikahları kıyılır ve 1258 Söğüt doğumlu Osman Gazi Osmanlı Devleti’nin kurucusu ve ilk sultanı olur.