SİYASET

Özgür Özel, Ahmet Özer'in gözaltına alınması hakkında açıklama yaptı

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltında alınmasına ilişkin açıklama yaptı.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in gözaltında alınmasına ilişkin "Devlet Bahçeli’nin 'Çıkaralım, Öcalan gelsin bu kürsüden konuşsun' dediği süreçte bununla suçlanıyor Ahmet Hoca... Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, gerçekten anlamak mümkün değil. Ama Akın Gürlek’in gidip de Ankara’da bakan yardımcısıyken, kötü planlanmış bir satranç tahtasında demokrasiyi, halk iradesini tehdit eden bir yere çekilmiş bir piyon olduğundan hiçbir şüphem yok. Tehdit ettiği şey, bu milletin birliği, beraberliği, demokrasi ve insanların seçme özgürlüğüdür. O piyonu o çekildiği yerden kaldırın. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Bu konuda biz süreci çok dikkatli ve çok yakından takip ediyoruz. Ama kurulan kirli oyunun ne parçası oluruz ne de o oyuna teslim oluruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin genel merkezinde düzenlenen “Sendikalar ve Emek Örgütleri Buluşması”nda yaptığı konuşmada; Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyesi olduğu" iddiasıyla sabah saatlerinde evinde gözaltına alınmasına tepki gösterdi. Özel, şöyle konuştu:

"Bu ülkede tabi sadece ekonomide değil, adalette ve demokraside de milletin artık taşıyamadığı sorunlarla uğraşıyoruz. Bunlardan bir tanesi, her sabah yeni bir kaosa uyanıyoruz, her sabah yeni bir haksızlığa. Bu sabah da Esenyurt Belediye Başkanımız Prof. Dr. Ahmet Özer, evinde gözaltına alındı. Belediyenin gün ışırken kapısı kırılarak girildi. Bu kişi, değerli başkanım, her sabah zaten 8.30’da o belediyeye gidiyor. Bir telefon etsen gelir. Belediyenin kapısında beklesen, söylesen olur. Kamu binasına devlet, bekçinin anahtarını istemek yerine kapıyı kırarak giriyor. Neden? Bir algı yaratacaklar. Tabi şunu söyleyelim: Toplumun merak ettiği konularda, Narin cinayetinde olsun, yenidoğanlar da olsun savcı bir görevin de senin toplumu doğru bilgilendirmek. Bir açıklama yap. 60 gün susarlar. Yenidoğan çetesinde çıldırırsın açıklama yapmazlar. Zaten altı ay susmuşlar. Toplum infiale kavuşunca hastaneleri biri hariç geri kalanını yeni kapattılar. Açıklama yapmaz.

Sabahleyin bir açıklama metni düşüyor;  PKK diyor. Abdullah Öcalan diyor. 10 yıldır takibimizde diyor. Terör örgütü üyesi olabilir diyor. Ya bir dur. Kime neyi yetiştiriyorsun? Avukatları ile görüşememiş adam hakkında dezenformasyon bülteni gibi yayımlamış. Kim yapıyor bunu? Savcı. Savcı niye yapıyor bunu? Yapamaz. İzni kim veriyor? Başsavcı. Başsavcı demeden olmaz. Kural öyle. Başsavcı kim? Akın Gürlek. Düne kadar bakan yardımcısı. Ya bakan yardımcısı, siyasi. Erdoğan ilk atadığında ‘Bakan yardımcıları örgütümüzle devletin bağını kuracak’ dedi ilk atadığında. Ben ona seyyar giyotin diyordum zaten. Öyle elverişli bir giyotindir ki o. Adalet giyotini. Mahkeme mahkeme taşırlar. Kimin başı vurulacaksa Akın Gürlek orada. Şimdi İstanbul’da.

"Akın Gürlek’in halk iradesini tehdit eden bir yere çekilmiş bir piyon olduğundan hiçbir şüphem yok"

Ve bir yandan İstanbul’da kamuoyunun endişe ile takip ettiği, bizim de dirayetle arkasında durduğumuz davalar, süreçler bir yandan sabahın köründe açıklama. Neymiş efendim? Öcalan’la çözüm sürecine yönelik bilim adamlarından oluşturulan bir heyetle ilgili görüşme yapılmış kendisiyle. Devlet Bahçeli’nin 'Çıkaralım, Öcalan gelsin bu kürsüden konuşsun' dediği süreçte bununla suçlanıyor Ahmet Hoca. Kendisi profesör, akademisyen, kanaat önderi. Milli irade, iki Esenyurtludan biri oy vermiş. Evet, Kürt vatandaşların çok yaşadığı, Türkiye’nin en büyük ilçesi. Kendilerini kimin yöneteceğine onlar mı karar verecek, Akın Gürlek mi? Bir dezenformasyon, yay yalanı gitsin. Bakın elimde ne var? Ahmet Özer’e verilen temiz kağıdı. Aday olurken ki sicil belgesi. Burada diyor ki; 'yukarıda kimlik bilgileri bulunan kişinin adli sicil kaydı yoktur. Yukarıda kimlik bilgileri bulunan şahsın adli sicil arşiv kaydı yoktur.' Sistem şu; Esenyurtlu soruyor devlete; 'Belediye başkanı seçeceğim. Kimler içinden seçebilirim. Mahsurlu olan birisi varsa seçmeyeyim' diyor. Sen daha altı ay önce, yedi ay önce millete 'Bir mahsuru yok, seçebilirsin' demişsin. Bugün yaptıkları basın bülteninde 10 yıldır takibimizdeydi' diyor. 'Teröristlerle işbirliği içinde olabilir' diyor. Zaten bunlara mahkeme karar verecek de yaratılmaya çalışılan algıya bak. Burada aynı adliyenin kaşesi var. Aynı adliyenin amblemi var. 'Seçebilir miyim’ diye sormuş vatandaş, teröristse seçemezsin zaten. Soruyor, 'mahsuru olan varsa aday yapmasın parti' diyor. 'Mahsuru yok' diyorsun. Bugün çıkmış ‘10 yıldır’ diyorsun. 10 gündür de Devlet Bahçeli, o söylediğiniz görüşme, temas bilmem nelerin, acaba dediğiniz kişinin ta kendisinin umut hakkından, Meclis’e gelmesinden, konuşmasından bahsediyor. Siz ne yapmaya çalışıyorsunuz, gerçekten anlamak mümkün değil. Ama Akın Gürlek’in gidip de Ankara’da bakan yardımcısıyken, kötü planlanmış bir satranç tahtasında çok demokrasiyi, halk iradesini tehdit eden bir yere çekilmiş bir piyon olduğundan hiçbir şüphem yok. Tehdit ettiği şey, bu milletin birliği, beraberliği, demokrasi ve insanların seçme özgürlüğüdür. O piyonu o çekildiği yerden kaldırın. O piyonu, o seyyar giyotini oradan alın. Bu konuda biz süreci çok dikkatli ve çok yakından takip ediyoruz. Ama kurulan kirli oyunun ne parçası oluruz ne de o oyuna teslim oluruz."