Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, "İran her ne kadar kendi ülkesinde insanların ötekileştirildiği ve baskı altında yaşamak zorunda olduğu bir ülke olsa da orada yaşanacak her çatışma ve karışıklık doğrudan bizleri etkileyecektir. Olaya İsrail ve batının planlarına uygun hareket ederek bakarsa bundan en çok Türkiye zarar görecektir. 'Bir koyalım ama üç alacağız' zokasının yeni ve afili versiyonlarına kapılıp bu ülkeyi ve bölgemizi ateşten bir çukurun içine sokmayın" dedi.
Yeni Yol Partisi Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında dün İsrail'in İran'a yönelik başlattığı saldırıları sonrasında küresel ve bölgesel gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu. Özdağ, şunları söyledi:
"Bu gece yarısı İsrail, İran’ın İsfahan eyaletindeki Natanz Nükleer Tesisini vurduğu açıklandı. İran Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selamin ve Genelkurmay Başkanı Muhammed Bakıri ile birlikte 10’a yakın üst düzey komutanın hayatını kaybettiği söyleniyor. Bu arada İran, nükleer müzakereleri sonlandırdığını açıkladı. İsrail bu yönüyle haydut bir devlet olmasının ötesinde, Gazze’de 2023 Ekim ayından beri yaptığı soykırım ile zaten nasıl bir devlet olduğunu herkese göstermişti. Ekimde 2 yıl olacak olan saldırılarda 60 bine yakın insanı katleden, geçenlerde yemek almak isteyen sivillere ateş ederek onlarcasını öldüren ve son olarak insanlıktan nasipsiz bu İsrail yönetimi Gazze’de işlenen soykırıma dikkat çekmek isteyen Madleen gemisine saldırarak gemideki insanları tutuklayıp götürmüştü.
Şimdi zaten 'geliyorum' diyen bu saldırı ile İsrail, Orta Doğu’nun kovboyu olmak konusunda çok iştiyaklı hale gelmiştir. Enerji ve ticaret yollarının tam merkezinde olan bu coğrafyada güya kendince ayrık otu istememektedir. Herkes bu saldırının ardından ABD Başkanı Trump ve yönetiminin açıklamalarına bakıp güya ABD’nin bu saldırılarla ilgisi olmadığını, artık bu coğrafyada İsrail’in o kadar da arkasında durmak istemediklerini hatta Trump’ın, 'Sizin didişmelerinizle uğraşamam ne haliniz varsa görün' diye düşündüğünü falan konuşmaya başladı. Bunların hepsi bilindik iyi polis-kötü polis senaryosundan başka bir şey değildir.
"Suriye’den sonra sıranın İran’da olacağı su götürmez bir gerçeklik"
Tüm bu tiyatro oyununda bizim iktidar ne yapacak? İsrail bu katliamları yaparken, istediği yere saldırıp istediği insanları öldürürken, Orta Doğu’da bir kovboy edasıyla oraya buraya had bildirirken sadece kınandı ve hala da kınanıyor. İktidar sözcüsü, Cumhurbaşkanlığı sözcüsü, Dışişleri Bakanlığı ve AK Parti yetkilileri birbirinin aynısı açıklamalarla bugüne kadar sadece yaşanan bu insanlık dramlarını kınadılar.
İktidar olsaydık mesela İsrail’e ihracatı hemen keser ve ambargo koyardık, İsrail savaş uçaklarına ülkemiz üzerinden yakıt sevkiyatına engel olurduk, Kürecik Üssü'nü hemen kapatırdık, Gazze’ye gıda ve inşaat yardımı gönderiyoruz diye yalan söylemezdik, Mavi Marmara gemisini basıp insanlarımızı öldüren İsrail’i yargılamamak için onların lütuf dediği parayı alıp üstüne öldürülen insanlarımıza 'giderlerken bana mı sordular' demezdik. Bütün bunları yapmazdık ama bir şeyi daha yapmazdık: Timsah gözyaşları döküp zulüm altında öldürülen, açlığa mahkûm edilen, evsiz yurtsuz bırakılan bu insanların sırtından duygu sömürüsü yapmaz milletimizi de aldatmazdık demiştim.
Türkiye, İran ile savaştırılacak mı? Suriye’den sonra sıranın İran’da olacağı su götürmez bir gerçekliktir. Ama bunun bir cephe savaşı şeklinde olmayacağını, zira İsrail ve ABD’nin bu konuda şerbetli olduklarını söylemiştim. Aslında İsrail de biliyor ki, her ne kadar ABD ve diğer müttefiklerini yanına alsa da İran gibi bir ülkeyle doğrudan cephe savaşı yapmayacaktır. Taktiksel uygulamalar, söz konusunu stratejide bir değişikliğe neden değildir. Peki tüm bunların farkında olan İsrail ne yapıyor? Düşmanı olduğu ülkelerin yönetimlerini hedef alıp halklarını kendi safına çekmeye çalışıyor.
İran her ne kadar kendi ülkesinde insanların ötekileştirildiği ve baskı altında yaşamak zorunda olduğu bir ülke olsa da orada yaşanacak her çatışma ve karışıklık doğrudan bizleri etkileyecektir. Olaya İsrail ve batının planlarına uygun hareket ederek bakarsa bundan en çok Türkiye zarar görecektir. Tarihsel dostluklar bir anda tarihsel düşmanlıklara evrilebilir. Kesinlikle Suriye’deki savaştan dolayı gelen milyonlarca sığınmacıdan daha fazlası ülkemize gelir ve bizler bununla asla baş edemeyiz. Eni sonu AKP iktidarının da sonu gelir ama bu nevi yanlış ve art niyetli politikaların ceremesini bu ülke ve gelecek nesillerimiz çeker. Herkesi ama başta iktidarı aklı selime davet ediyorum. 'Bir koyalım ama üç alacağız' zokasının yeni ve afilli versiyonlarına kapılıp bu ülkeyi ve bölgemizi ateşten bir çukurun içine sokmayın. Ama gördüğüm kadarıyla buna çoktan karar verilmiş ve plana sadık kalma konusunda anlaşmalar çoktan yapılmış."