ABD ve NATO güçlerinin çekildiği Afganistan'ın başkenti Kabil'deki havalimanının güvenliğini sağlayacak olan Türkiye’ye ülkede giderek hakimiyetini geliştiren Taliban’dan tehdit geldi. Savunma Bakanı Akar, "Afganistan'daki kardeşlerimizin geleceği ve onların ihtiyaçlarının karşılanması bakımından bu konu büyük önem arz ediyor" dedi. Ancak uzmanlar yine de Türkiye’nin adım atmadan önce bir kez daha düşünmesi gerektiğine dikkat çekiyor.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile ABD Başkanı Joe Biden’ın 14 Haziran'da Brüksel’deki NATO Zirvesi’nde gerçekleştirdiği ikili görüşmenin ardından ABD’nin Afganistan’dan tamamen çekilmesinin ardından Türkiye’nin Kabil Uluslararası Havalimanı’nın güvenliğini sağlaması konusu gündeme gelmişti.
Zirvenin ardından Amerikan heyeti Türkiye’yi ziyaret ederek Ankara’da savunma ve dışişleri bakanlıklarından yetkililerle bir araya geldi ve tarafların anlaşmaya vardığı öne sürüldü.
Türk askerlerinin görevi
Edinilen bilgilere göre, ABD, Afganistan’da kaldığı müddetçe Türk kuvvetlerine askeri ve istihbari destek sağlayacak, NATO ile birlikte güvenliğin finansal yükünü üstlenecek. Türkiye gerekli gördüğü taktirde NATO’dan ek askeri destek talep edebilecek. Buna karşılık Türk askerlerine havalimanı kompleksi dışında operasyonel görev tanımlanmayacak. Türk askeri sadece havalimanına bir saldırı olması halinde, meşru müdafaa gerektiren durumlarda muharip görev üstlenecek.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konu hakkında 9 Temmuz’da Diyarbakır’da yaptığı açıklamada, "Biz şu anda ABD ve NATO ile Türkiye'nin Hamid Karzai'deki görev alanı ne olacak, burada neleri kabulleniyoruz, neleri kabullenmiyoruz, bunların kararlarını aldık. En ideal şekliyle Afganistan'daki bu adımı atmış olacağız" dedi.
“Alınmış kesin bir karar yok”
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 13 Tammuz’da Türk basınına yaptığı açıklamada, "Afganistan'daki kardeşlerimizin geleceği ve onların ihtiyaçlarının karşılanması bakımından bu konu büyük önem arz ediyor” dedi.
Hamid Karzai Uluslararası Havalimanı'nın 6 yıldır Türkiye tarafından işletildiğini vurgulayan Akar, şunları söyledi:
"Sayın Cumhurbaşkanımız NATO Zirvesi'nde ifade ettiler, bazı şartlar, konular var. Biz bu konuda bir niyet belirttik. Bu şartların oluşması halinde kalabileceğimizi ifade ettik. Bu manada çeşitli ülkelerle temaslarımız sürüyor. Bir taraftan BM, NATO nezdinde bazı siyasi kararlar alınması, Afganistan hükümeti ile bir anlaşmaya varılması, diğer taraftan siyasi, mali ve lojistik destek konularında çeşitli ülkelerle temaslarımız sürüyor. Bu arada ABD'lilerle temaslarımız sürüyor. Şu ana kadar alınmış kesin bir karar yok. Fakat temaslar devam etmekte. Afganistan bizim kardeşimiz. Onların sulhu, sükunu, huzuru ve güvenliği bakımından yapacağımız ne varsa şimdiye kadar yaptık, yapmaya çalışıyoruz. Havalimanının açık olması, çalıştırılması lazım. Bunun bilincindeyiz. Havalimanı çalışmadığı takdirde büyükelçilikler çekilecek, böylesi bir durumda Afganistan, izole bir devlet haline gelecek, uluslararası ilişkiler bakımından çok ciddi sıkıntılar yaşayacak. Temaslarımız sürüyor, şu anda alınmış bir karar yok. Gelişmelere, görüşmelerin sonuçlarına göre çıkacak sonucu da Sayın Cumhurbaşkanımızın başkanlığında yapılacak toplantıda ele alacağız. Sayın Cumhurbaşkanımızın onayını müteakip planımızı gerçekleştireceğiz."
Akar, ABD ile Türk teknik heyetlerin görüşmelerinin devam edeceğini de söyledi.
Türkiye Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar
Taliban’ın tehditleri
Ülgede giderek egemenliğini genişleten ve son olarak ülkenin yüzde 85’ini kontrolü altına aldığını açıklayan Taliban, Salı günü yaptığı açıklamada Türkiye'nin, Kabil'deki havalimanının güvenliğini üstlenme yönünde attığı adımlarını "menfur" olarak nitelendirdi.
Türkiye'yi "ülkedeki güçlerini genişletmeme konusunda" uyaran Taliban, "Karar ihtiyatsız bir karar ve egemenliğimizin, toprak bütünlüğümüzün ihlali ve ulusal çıkarlarımıza aykırı" açıklamasını yaptı.
Fakat Taliban'ın yaptığı açıklamalar Ankara tarafından "sembolik" olarak değerlendiriliyor.
Taliban'ın uluslararası alanda tanınırlık arayışında olduğunu; Türkiye'nin yürüttüğü görüşmeler doğrultusunda da Taliban'ın Türkiye'ye karşı saldırganca bir tutum içinde olmadığı belirtiliyor.
“Afgan halkının Türkiye’ye sempatisi var”
Stratejik Düşünce Enstitüsü (SDE) Güvenlik ve Savunma Koordinatörü Emekli Albay Mithat Işık, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin koalisyon güçleri kapsamında Afganistan’a gittiğini hatırlatarak, “TSK unsurları genelde operasyonlara katılmadı. Daha çok lojistik destek olarak görev yaptı” dedi.
Rûdaw’a konuşan Işık, “TSK’nın Afgan halkının yanında büyük bir sempatisi var . Hatta orada operasyona çıkan Amerikan, Alman ve diğer ülkenin askerleri Türk bayrağı takarak çıkarlardı. Çünkü Türkiye’ye karşı büyük bir sempati var” ifadelerini kullandı.
SDE Güvenlik ve Savunma Koordinatörü Emekli Albay Mithat Işık
“Türkiye ABD’nin kurduğu tuzağa düşmemeli”
“Afganistan’da yeni bir döneme giriyoruz” diyen Mithat Işık, Sovyetler Birliği’ne karşı savaşı kazanan Afganların aynı şekilde ABD’ye ve dolayısıyla koalisyona karşı da kazandığını ve bu gerçeği kabul etmek gerektiğini söyledi.
Türkiye’nin atacağı adım konusunda uyarılarda bulunan Işık, şu değerlendirmede bulundu:
“Gerçi orada ABD’nin oluşturduğu bir hükumet var ama orada esasta gücü temsil eden Taliban var. Orada devletimsi bir yapıda ve çok güçlü bir askeri kuvveti var. ABD, Viyetnam’da ve Irak’ta olduğu gibi Afganistan’da da kaybetti. Dolayısıyla bu yeni oluşacak durumda Türkiye’nin sivil ve askeri bürokrasisinin çok iyi bir değerlendirme yapması lazım. Taliban bugün ilerliyor ve bir çok ülke ile komşu oldular. Tacikistan ile, İran ile komşu oldular. Rusya’nın bir desteği var. Bu nedenle Türkiye’nin ABD’nin Afganistan’da kuracağı bir tuzağa düşmemesi lazım. Türkiye’nin Afgan halkının kendisine olan tarihten bugüne gelen sempatisini kaybetmemesi lazım. Bu nedenle sivil ve askeri bürokratların bunu çok iyi düşünmesi lazım. Sanki bir tuzak var gibi ve iş havalimanının güvenliğini almakla bitmeyecekmiş gibi. Böyle olursa siz Taliban’a karşı tek hedef güç haline geleceksiniz. Dolayısıyla oradaki güçlerinizi de takviye etmek zorundasınız. Sovyetlerin ve ABD’nin kaybettiği bir alana gireceksiniz.”
“Hem Afgan hükumeti ve hem de Taliban’la görüşmek lazım”
Türkiye’nin atacağı adımdan önce hem Afganistan hükumeti ve hem de Taliban hareketi ile görüşmesi gerektiğini vurgulayan Mithat Işık, “Taliban’ın yaptığı açıklama görüntüde bizi istemediklerini gösteriyor. Ama örtülü olarak yapılan görüşmelerde durum nasıl değerlendiriliyor, bunları iyi düşünmemiz lazım” dedi.
Türkiye ile Taliban arasında gizli görüşmeler olabileceğini ifade eden Işık, “ABD artık Türkiye’nin bir stratejik müttefiki değildir. Bu müttefik lafı kağıt üzerinde kalmış bir satır cümledir. ABD bugün terör örgütlerine en modern silahları veren bir ülkedir. Menfaate göre bir müttefikliğimiz var. ABD ile Türkiye’nin çıkarları Afrika’da dahi uyuşmuyor. Ama NATO içerisinde müttefikiz. Ama eğer Afganistan’da kalacaksak Afgan hükumeti ve Taliban’la oturup görüşmeli, onlara hedef ve amaçlarımızı çok iyi anlatmamız lazım” ifadelerini kullandı.
Taliban’ın açıklamasına değinen Işık, yarın bir gün Taliban Türkiye’ye “çıkın” derse çatışma yaşanabileceğini, bu durumda eğer kayıplar yaşanırsa Türkiye genelinde tepki toplayacağını söyledi.
“Taliban’ın tüm Afganistan’ı kontrol etmesi zor”
İran Araştırmaları Merkezi Dış Politika Uzmanı Rahimullah Farzam da Afganistan’da yeni bir dönem başladığını belirterek, Taliban’ın şu an sahada en güçlü aktörlerden biri olduğunu hatırlattı.
Basında “Taliban ülkenin yüzde 85’ini kontrol etti” şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını ifade eden Farzam, ordunun geri çekilmesi ile oluşan bir durum sözkonusu olduğunu, Taliban’ın kontrolünün harita üzerinde göreceli bir durum olduğunu belirtti.
“Ancak ABD’nin geri çekilmesi ile artan bir Taliban etkisi de var” diyen Rahimullah Farzam, “Bu bekleniyordu aslında. Çünkü ABD’nin çekileceğini açıklaması Afgan ordusu üzerinde ciddi bir etki yaratmıştı, moral bozukluğu vardı. Bu da Taliban’ın giderek hakimiyetini geliştirmesine neden oldu. Bununla birlikte Taliban şehir merkezlerine saldırmadı, bunun bir strateji olduğunu düşünüyorum. Çünkü Taliban’ın askeri varlığı 50-60 bin civarında. Afganistan büyük ve dağlık bir coğrafya, bu kadar az sayıda bir güçle Afganistan’ın tamamını ve özellikle büyük kentleri kontrol etmek çok zor. Bu nedenle stratejik olarak daha çok ilçelere ve sınır kapılarına hakim olmayı tercih ediyor” yorumunda bulundu.
İran Araştırmaları Merkezi Dış Politika Uzmanı Rahimullah Farzam
“Türk askerlerle Taliban karşı karşıya kalmaz”
Ne ABD’nin ne de komşu ülkelerin Afganistan’da Taliban iktidarını tanımayacağını anlatan Rahimullah Farzam, Türkiye’nin Kabil’e asker göndermesi konusunda ise, şu ifadeleri kullandı:
“Taliban’ın son açıklamalarına baktığımızda bu konuda Türkiye’nin kalmasına olumsuz yaklaşıyor. Bunu da Türkiye’nin bir NATO ülkesi olarak Afganistan’da kalması ile açıklıyorlar. Taliban 20 yıldır cihat adıyla yürüttüğü savaşı dış güçlere karşı yaptığı gerekçesi ile meşrulaştırmaya çalışıyor. Dolayısıyla Türkiye’nin de NATO üyesi olarak ülkede kalmasına karşı ses çıkarmaması bu söylemine ters düşeceği için Türkiye’nin varlığına karşı.
Fakat Türkiye’nin varlığı Kabil havalimanı ile sınırlı. Havalimanı da Taliban’ın kontrolünde değil. Yani kısa sürede Kabil’in düşeceğini beklemiyorsak Türkiye ile Taliban’ın karşı karşıya kalmasını da bekleyemeyiz. Dolayısıyla Taliban’ın şu anki açıklamaları siyasi bir muhalefetten öteye gitmiyor. En kötü senaryoda Türk askerleri Taliban ile karşı karşıya kalabilir ama çok uzak bir ihtimal. Operasyonel görevlerde Taliban bombalı saldırılar yapıyor ama şu ana kadar Türk askerleri ile karşı karşıya gelmediler.”
Basına yansımasa da Taliban liderlerinin “Türkiye ile görüşüyoruz” şeklinde açıklama yaptığını belirten Farzam, “Belli ki bu görüşmelerde bir sonuca varılmamış” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin geçmişte Afganistan’da çatışmalara katılmadığını, bunun yerine yeniden yapılanma sürecine dahil olduğunu, bu yüzden Afgan halkının Türkiye’ye karşı bir sempati beslediğini belirten Rahimullah Farzam, “Kabil yönetimi de Türkiye’nin kalmasını destekliyor. ABD’nin çekilme kararı hızlı oldu. Dolayısıyla Afganlar yalnız bırakıldıklarını düşünüyor. Türkiye’nin kalmaya devam edeceği yönündeki tavrı Kabil hükumetine de moral oldu” dedi.