Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Libya'da hak, adalet ve meşruiyet yerine darbenin ve darbecilerin yanında saf tutanlar bu katliamlara ortak olmuşlardır. Bundan böyle önceliğimiz Milli Birlik Hükümeti'nin yetkisinin ve egemenliğinin ülke sathına teşmil edilmesidir" dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Libya Milli Birlik Hükümeti Başbakanı Abdülhamid Dibeybe ile görüşmesinin ardından ortak basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm İslam aleminin Ramazan ayını tebrik eden Erdoğan, ”Görüşmemizi, dayanışmamızı ve işbirliğimizi daha ileriye taşıma arzumuzu karşılıklı teyit ettik. Libya ile 500 yılı aşan köklü derin ve özel münasebetlere sahibiz. İki dost, kardeş ve akraba millet olarak bekalarımız ve ay yıldızlarımız için yüzyıllardır kader birliği yaptık. Egemenliğimize kast edenlere karşı yekvücut halinde mücadele verdik. Gazi Mustafa Kemal’in ve nice kahramanlarımızın kutlu mücadeleleri sonucunda bugünlere gelebildik. Bu ortak tarihimizden aldığımız güçle istikbalimizi inşa ediyoruz" dedi.
"Her türlü desteği vermeye devam edeceğiz"
Türkiye'nin Libya’nın egemenliğinin, toprak bütünlüğünün ve siyasi birliğinin korunmasının, Libya halkının refahının öncelikli hedefi olduğunu ifade eden Erdoğan, "Türkiye, doğusu, batısı, kuzeyi ve güneyi ile tüm Libya’yı muhabbetle kucaklamaktadır. Bu anlayışla Milli Birlik Hükümeti'ne evvelki meşru hükümetlere olduğu gibi her türlü desteği vermeye devam edeceğiz. Trablus’a yönelik saldırıların ciddi boyutlara ulaştığı bir dönemde BM'lerce tanınan meşru hükümetin davetine icabetle Libyalı kardeşlerimizin yardımına koştuk" diye konuştu.
"Türkiye’nin desteği aynı zamanda Berlin Konferansı’na giden yolu açmış, siyasi süreci canlandırmıştır"
Milli Mutabakat Hükümeti'nin uluslararası topluma yaptığı çağrıya sadece Türkiye’den destek geldiğini kaydeden Erdoğan, "Biz meşru hükümetin yanında yer alırken, başkaları darbeci Hafter'i desteklemeye, silahlandırmaya devam ettiler. Darbecilerin işlediği insanlık ve savaş suçları zaman geçtikçe tek tek ortaya çıktı. Toplu mezarlar işgal döneminin canlı şahitleridir. Hak, adalet ve meşruiyet yerine darbenin ve darbecilerin yanında saf tutanlar bu katliamlara ortak olmuşlardır. İmzaladığımız güvenlik ve askeri işbirliği mutabakat muhtırası kapsamında Libya’ya verdiğimiz destek Trablus’un düşmesini önlemiş, yeni katliamların önüne geçmiş, ateşkesi sağlamıştır. Türkiye’nin desteği aynı zamanda Berlin Konferansı’na giden yolu açmış, siyasi süreci canlandırmıştır" dedi.
"Uluslararası toplumu Libya’ya samimi destek vermeye davet ediyorum"
Tüm bu çabalar sonucunda Milli Birlik Hükümeti'nin kurulduğunu dile getiren Erdoğan şunları kaydetti:
"Bundan böyle önceliğimiz Milli Birlik Hükümeti yetkisinin ve egemenliğinin ülke sathına teşmil edilmesidir. Kurumların ve silahlı kuvvetlerin birleştirilmesi ve milli mutabakat sürecinin ilerletilmesi zaruridir. Libyalı kardeşlerimizin daha iyi şartlarda yaşamaları için kamu hizmetleri geliştirilmelidir. Bu vesile ile uluslararası toplumu, tüm bu alanlarda ilerleme sağlanması ve seçimlerin öngörülen tarihte düzenlenmesi için Libya’ya samimi destek vermeye davet ediyorum. Gayrimeşru aktörlere arka çıkarak Libya’da Libyalıların hilafına çıkar elde etme döneminin artık bitmesini temenni ediyorum" diye konuştu.
"Türkiye her türlü desteği verecektir"
Türkiye'nin Akdeniz'i daima bir barış ve refah havzası olarak gördüğünü belirten Erdoğan, "Akdeniz’de komşumuz olan Libya’yla deniz yetki alanlarına ilişkin imzaladığımız mutabakat muhtırası her iki ülkenin milli menfaatlerini ve istikbalini güvence altına almıştır. Sayın Başbakan Dibeybe, bu muhtıranın Libya’nın milli menfaatlerine uygun olduğunu duyurmuştur. Ötesi bizim açımızdan lafügüzaftır. Bugün bu husustaki kararlılığımızı tekrar teyit ettik. Görüşmelerimizde ayrıca başta yatırımlar olmak üzere ikili ticaret ve ekonomik ilişkilerimizi güçlendirecek somut adımlar üzerinde durduk. Artık Libya’da yaraların sarılmasına, yeniden imara, kalkınmaya ve Libyalı kardeşlerimizin refahına odaklanmalıyız. Türkiye sağlam kurumsal yapışı ve güçlü özel sektörü ile Libya'nın altyapı, üstyapısında yeniden imarına her türlü desteği verecektir" dedi.
"Trablus’taki bir salgın hastanesini işleteceğiz"
Türk özel sektörünün Libya’ya geri dönüşünü hızlandıracak adımlar üzerinde fikir birliğine varıldığını kaydeden Erdoğan, "Yarın Dibeybe'nin iş adamlarımızla yapacağı toplantılarda tüm bu konular etraflıca değerlendirilecektir. Enerji, sağlık, finans, yerel yönetimler, eğitim ve kültür sahalarında iş birliğimizi daha ilerletecek adımları hızla atacağız. Bu vesileyle şu korona virüs belasının yaygın bir şekilde devam ettiği süre içerisinde şu an itibarıyla yarın 150 bin doz aşıyı da kendilerine teslim edeceğiz. Bingazi’deki başkonsolosluğumuzu şartlar olgunlaştığında yeniden faal hale getirmeyi planlıyoruz. Ayrıca Türkiye'nin korona virüsle mücadeledeki tecrübelerin aşı dışında ilaçlar dahil olmak üzere Libya’ya süratle aktaracağız. Bu amaçla Trablus’taki bir salgın hastanesini işleteceğiz. Libya’nın savunma sanayii, askeri ve güvenlik mimarisinin yeniden yapılandırılmasına yönelik desteğimiz kesintisiz sürecektir. Libya, savaş yıkım ve istikrarsızlıkla anılan bir ülke olamaz, olmamalıdır. Barış, huzur ve refahın hakim olduğu bir Libya için gayretlerimizi müştereken sürdüreceğiz. Libya’da zafere giden yolu açan aziz şehitlerimizi bir kez daha rahmetle yad ediyorum. Vatanlarını ve özgürlüklerini savunurken gazilik payesiyle şereflenen Libyalı kahramanlara acil şifalar diliyorum. Rabbimden Libya’yı ve Libyalı kardeşlerimizi bir an öne hasretini çektikleri barış iklimine kavuşturmasını niyaz ediyorum" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Libya Başbakanı Dibeybe huzurunda iki ülke arasında 5 anlaşma imzalandı.
Trablus’taki bir salgın hastanesini işleteceğiz
Bunlar da ilginizi çekebilir