İYİ Parti Grup Başkanvekili Turhan Çömez, TBMM'de düzenlediği basın toplantısında gazetecilerin gözaltına alınmasının ardından kamuoyunda tartışılan basın özgürlüğüne ilişkin açıklamalarda bulundu. Gazetecilerin gözaltına alınması ve sorgulanmasıyla hukukun ayaklar altına alındığını belirten Çömez, şunları söyledi:

"Halk TV’de olanları, bir konuşmanın kamuoyuyla paylaşılmasını basın etiği açısından sorgulayabilirsiniz. Bunun sorgulamasını ilgili merciler yapar. Eğer bir soruşturma açmak istiyorsanız ve buna dair bir kanun maddesi de bulmak istiyorsanız, haberleşmenin gizliliğinin ihlaliyle ilgili 132. maddeyi tartışabilirsiniz. Ama her iki durumda da ortada bir katalog suç yoktur ve bununla ilgili yapılması gerekenler bellidir. İki satır yazı yazarsınız ve dersiniz ki, ‘Bu konuda ifadenizi alacağız.’ Bunlar bildiğiniz terörist muamelesi yapıyorlar. Türkiye’nin tanıdığı, her gün ekranlarda olan ama hepsinin ortak özelliği iktidarın yaptıklarına ‘hayır’ diyen muhalif gazeteciler olması. Teker teker alınıyor, götürülüyor, sorgulanıyor, sabaha kadar tutuluyor ve dün gece Suat Toktaş Silivri’nin soğuk koridorlarına gönderildi. Fakat bunu yaparken bile hukuku ayaklar altına aldılar. Sanki bir teröristmiş gibi sorguladılar. Allah aşkına ne oluyor bu ülkede? Neden, kimden korkuyorsunuz ve korkarak ya da korkutarak koltuğunuza sahip çıkacağınızı mı zannediyorsunuz? Medya denince aklınıza sadece yandaş medya mı geliyor? Size itiraz edenler, sizin yaptıklarınıza ışık tutanlardır asıl gazeteciler. Gazetecileri, size ‘hayır’ diyenleri gece yarısı ofislerinden alıp soğuk zindanlara gönderiyorsunuz. Her Allah’ın günü ekranlarda olan saygın sunucuları ve gazetecilere kimlik kontrolü yaptırıyorsunuz, ceberrut bir polis devleti haline getirdiniz bu ülkeyi ama uyuşturucu kaçakçılarına, çetelere, teröristlere gelince sesiniz çıkmıyor."

"İnsan öldürmüş, ömür boyu ağır hapisle yargılanan bu terörist devlet kurumlarında çalışmaya başladı"

Yenidoğan çetesi davasında öne çıkan isimlerden Fırat Sarı ve hastasına uyuşturucu vererek tecavüz ettiği gerekçesiyle tutuklanan doktor Tunca Aybar'ı hatırlatan Çömez, iktidarın sağlık ve adalet politikalarını eleştirdi. Çömez ayrıca, Diyarbakır Emniyet Müdürü Gaffar Okkan'ın öldürülmeden önce Hizbullah üyesi olarak aranan doktor Nizamettin Gökçen'in yakalandıktan sonra şizofren olduğu gerekçesiyle serbest bırakıldığını ve Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nden mezun olduktan sonra sahte bir isimle ASM'de çalışmaya başladığını açıkladı. Çömez, Gökçe'nin ASM'de çalışmasına ilişkin şunları söyledi:   

"İnsan öldürmüş, ömür boyu ağır hapisle yargılanan bu terörist devlet kurumlarında çalışmaya başladı. Konuyu Meclis’e getirdim ve AKP’nin doktor olan Grup Başkanvekili diyor ki, ‘Bütün bunlardan sorumlu İstanbul Tabip Odası’dır.’ Zamanın İl Sağlık Müdürü kendi ünitesinde çalıştırıyor bu adamı. Sahte isimle doktorluk yapan bir terörist, devlet makamlarında en üst kademelerde hekimlik yapıyor ve bu arada da mahkeme kendisini aramaya başlıyor ve bunlar diyor ki, ‘Biz sorumlu değiliz. Olsa olsa İstanbul’daki Tabip Odası sorumludur.’ Olay ortaya çıkınca da alıp başını gidiyor. Türkiye böyle yönetilmez. Sokaklarda açlığın, sefaletin kol gezdiği, hukukun ayaklar altına alındığı bir ülkede insanlar mutlu olmaz. Güç ve erk sahipleri bütün bunlardan habersizcesine attıkları her adımda siyasal ikballerini gözetiyorlar." 

"İsrail Hermon Dağı’nı işgal etti, hava üsleri kuruyor"

Ankara Belediyesi'nde en düşük işçi maaşı belli oldu Ankara Belediyesi'nde en düşük işçi maaşı belli oldu

Çömez, Fırat Nehri'nin doğusunda bir Kürt yapısı oluşturmaya çalışıldığını ve yeni çözüm süreci bir parçası olarak Türkiye'nin YPG/PYD'yi önümüzdeki günlerde tanıyacağını iddia etti. Çömez'in iddiası şöyle: 

"Suriye, Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde ortadan bölündü. Fırat’ın doğusunda bir Kürt yapısı oluştu, batısında ise HTŞ’nin hakimi olduğu bir alan oluşturuldu. HTŞ diyor ki, ‘Biz İsrail’le çatışmayız, İran’la kavga ederiz.’ Bu esnada binden fazla hava saldırısı yapılarak Suriye’nin batısındaki bütün mühimmat depoları yok edildi, sağlam kalan silahların hepsi de PYD/YPG’nin eline teslim edildi. İsrail Hermon Dağı’nı işgal etti, hava üsleri kuruyor. İsrail askerleri Ortadoğu’nun gözetleme merkezlerine hakimler, en yüksek tepenin kontrolü kendilerinde. Bütün haber alma ünitelerini oraya kurdular. Kapalı kapılar ardında pazarlık yürüyor, ‘Türkiye, PYD/YPG’yi tanısın ve bir seremoniyle PKK buradan ayrıldı diyelim ve Türkiye, PYD’yi tanısın’ dediler. Bunun çalışmalarını Hakan Fidan sürdürüyor ve önümüzdeki günlerde İmralı canisinin sözde bir çağrısı, ardından bir seremoniyle 3-5 teröristin silah bıraktığı görüntüler, ondan sonra bizim yıllarca ‘terör ordusu’ dediğimiz yapının legalize olması."

Editör: Haber Merkezi