AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Karar ve Yönetim Kurulu toplantı gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Çelik sözlerine Katolik dünyasının dini lideri ve Vatikan Devlet Başkanı Papa Francis için taiye dileklerini sunarak başladı:  

Papa Francis’in vefatına ilişkin taziye mesajı

“ABD'nin büyükelçiliğini Kudüs'e taşıma konusunda verdiği karardan sonra ortaya koyduğu sağ duyulu irade Papa'nın son derece dengeli ve güçlü, hakkaniyetli mesajlarının bir örneğiydi. Yine son mesajı Gazze ile ilgili oldu. Papa Francis son mesajında şunu söylemişti; 'Gazze'de silahsız sivillerin, okulların, hastanelerin ve yardım çalışanlarının hedef alınması karşısında sessiz kalamayız... Silahlar sussun, rehineler serbest bırakılsın...’’ Biz kere daha Vatikan Devleti’ne, ailesine ve bütün Hıristiyan ve Katolik alemine başsağlığı dileklerimizi iletiyoruz.

Sırrı Süreyya Önder ehil ellerde

Çok ehil ellerde doktor arkadaşlarımız, alanının en iyisi olan doktor arkadaşlarımız bu rahatsızlığıyla ilgili müdahaleyi yaptılar. Arkasından da tedavi süreci en büyük hassasiyetle yürütülüyor. Biz Sırrı Bey ile uzun zamandır tanışırız. Çeşitli vesilelerle, çeşitli konularda derinlemesine sohbetlerimiz olmuştur; felsefe konusunda, sanat konusunda, siyaset konusunda uzun yıllardır sohbetlerimizin olduğu bir arkadaşımız. Tabii onun rahatsızlığı aslında dokunduğu insanların, dokunduğu çevrelerin bir şekilde mağdur olmuş insanlara dokunmasının, Türkiye'de toplumsal birliğimizin, dirliğimizin güçlenmesi, kardeşliğin güçlenmesi bakımından yapmaya çalıştıklarının herkesin hafızasında parça parça nasıl yer ettiğini ve bunun nasıl takdir edildiğini gösteriyor.

Dua ediyoruz, muhterem annesine, kızı Ceren'e ve tüm sevdiklerine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz...  Tabii bu vesileyle bir takım kötü, çirkin tartışmalar, yaklaşımlar söz konusu oldu. Bu hepimizi üzdü. Ama bunların üzerinde durmaya gerek yok. İyi şeyleri, iyi yaklaşımları, kardeşliği, doğru sözleri öne çıkarmak lazım. Doğru sözler üzerinden ve doğru yaklaşımlar üzerinden. O yaklaşımı büyütmek lazım, doğru sözleri büyütmek lazım... Bu rahatsızlığında da görüldü ki toplumun hemen hemen tüm kesimleri esasında bu terörsüz Türkiye sürecinin başarıya ulaşması için büyük bir gayret içerisinde.

Terörsüz Türkiye

Kuşkusuz Türkiye’de bu meselelerin tarihine vakıfız. Geçmişte bazı uygulamalar nedeniyle Kürt vatandaşlarımız üzerindeki ret, inkar ve asimilasyon hükümetlerimiz döneminde büyük demokratik reformlara imza atarak biz kaldırdık ve bütün bunun üzerindeki vesayetin kalkması için de çok riskli zamanlarda, çok karanlık zamanlarda tehditlere, siyasi suikast tehditlerine rağmen bu yol Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürüdü. Geçmişte de önemli adımlar atıldı. Şimdi Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu irade ve tarihi çağrıyla birlikte yepyeni bir sayfa açılmış durumda.

Özellikle de dünyanın içinden geçtiği kaos ortamı göz önüne alındığında, önümüzde toplumsal birliğimizi derinleştirmenin, demokrasimizin ölçeğini büyütmenin ve bölgenizdeki halklarla, yakın komşularımızdaki farklı halklarla daha çok dayanışma içerisinde olmanın ne kadar kıymetli olduğu herkes tarafından görülüyor.

Etrafımızı daha çok kana bulamak isteyen, daha çok kaos çıkarmak isteyen, daha çok bölgede fitne siyaseti yoluyla kendi çıkarlarını garanti altına almak için bölge halklarına dönük olarak ayırt etmeksizin, herkesin başına bir takım felaket senaryoları getirmek isteyen çok sayıda odağın faaliyet halinde olduğunu görüyoruz.

Bütün bu odaklar karşısında Türkiye, bölge halklarına dönük olarak da Türkmenler, Araplar, Kürtler, Sünniler, Şiiler, Aleviler, Nusayirler, Ezidiler hangisi olursa olsun bütün halklara dönük olarak da, bütün etnik gruplara, bütün mezhep gruplarına dönük olarak da bu kardeşlik yaklaşımını ortaya koymak için özellikle Sünni, Şii üzerinden bölgede Türk, Kürt, Türkmen ve Araplar arasında fitne çıkarmaya çalışan değişik odakların faaliyetlerini çok yakinen görüyoruz. Devletimiz ve siyasi tecrübemiz bütün bu müktesebata sahiptir.

Şimdiye kadar bu geçtiğimiz zamanlar içerisinde defalarca bunlarla mücadele ettik. Bölge halklarının başına felaket getirmeye çalışanlara karşı bu dirayetli duruşu gösterdik. Tabii ki terörsüz Türkiye hedefi öncelikle vatandaşlarımız arasında, vatandaşlarımızın faydasını alacak, geleceğimizin terör yoluyla esir alınmasına karşı, geleceğimiz üzerinde bir takım ipotekler oluşturulmasına karşı Türkiye'nin artık bu sayfayı kapatması gerektiğinin ve önüne o terör meselesinde kurtulmuş olarak ilerlemesi gerektiğinin en açık ifadesidir...

Nihayetinde farklı etnik grupları arasında, ülkemizdeki farklı mezhep grupları arasında, farklılıklar üzerinden değil, kaderdaşlık üzerinden, aynı kaderi paylaşmamız üzerinden, aynı tarihi paylaşmamız üzerinden, tarihdaşlık üzerinden, aynı vatanı paylaşmamız ve vatandaşlık üzerinden ve aynı ortak geleceği paylaşma iradesiyle birlik ve dirlik içerisinde demokrasimizin ölçeğini büyütmek, dış politikadaki etkimizi büyütmek ve Türkiye'yi her alanda, kültürel alandan, savunma alanına kadar her alanda bağışıklık sistemini daha da güçlendirmiş hale getirmek için bu iradeyi bu şekilde sürdürmeye devam edeceğiz.

Dünyadaki kaos ortamında Türkiye’nin en önemli gücü birliğidir

Tabii etrafımıza baktığımızda kuzeyde dördüncü yılına giren kuzeyimizde Rusya-Ukrayna savaşı, güneyimizde Esad rejiminin devrilmesinden sonra Suriye halkının devrimine sahip çıkarak istikrarı ve müreffeh bir geleceği kurma konusundaki iradesi ama bununla ilgili olarak yaşadığı zorluklar ve yine Suriye'nin içinde, Lübnan'da, Suriye'nin içinde, diğer alanlarda İsrail'in Netanyahu hükümetinin yaptığı operasyonların ortaya çıkardığı istikrarsızlaştırıcı tablo ve tabi tüm insanlık için ağır bir trajedi olan Gazze'deki soykırımın narası her gün daha da ağırlaşarak devam ediyor olması, en son başkan Trump'ın getirdiği yeni gümrük tarifleriyle birlikte dünyadaki güç dengesinin ve bilinen ittifakların sarsılmaya ve değişmeye başladığının net bir şekilde görülmesi, bütün tanımların yeniden ele alınacağı, bütün güç dengelerinin yeniden ele alınacağı, hem tanımların hem güç dengelerinin hem ittifakların hem de önümüzdeki döneme dönük stratejik perspektiflerin yeniden tanımlanacağı, yeniden şekilleneceği bir döneme girdiğimizi gösteriyor.

Bu çerçevede de Türkiye bütün bu tablonun tabi ki merkezinde yer almaktadır ve Türkiye bütün bu tablonun merkezinde yer alırken en büyük gücü, en büyük gücü vatandaşlarımızın birliği ve dirliğidir, demokrasimizin gücüdür, cumhuriyetimizin gücüdür ve şimdiye kadar bölge halklarıyla barış temelinde kurduğumuz ilişkidir.

Uyuşturucu tacirleri ile mücadele

Evet arkadaşlar, vatandaşlarımızın karşılaştığımızda, konuştuğumuzda, kendileriyle temas ettiğimizde çeşitli yerlerden en çok üzerinde durduğu konulardan bir tanesi, özellikle bu zehir tacirlerine çocuklarımızı, gençlerimizi uyuşturucuya bulaştırmaya çalışanlara karşı etkili tedbirlerin sürdürülmesi gerektiği şeklindedir. En son biliyorsunuz çok büyük bir operasyon gerçekleşti, İçişleri Bakanlığımız Narkokapan adlı bir operasyonu hayata geçirdi. Burada yedi yüze yakın uyuşturucu taciri gözaltına alındı. Burada tabii yüksek kapasiteli teknik takip ve tabii İHA'ların da kullanıldığı bir çerçevede çocuklarımıza dönük olarak kötülük üretmeye çalışan bu zehir tacirlerine karşı etkili bir operasyonla imza atılmış oldu. İçişleri Bakanlığımız ve Adalet Bakanlığımızın koordinasyonu burada bu zehir tacirlerinin toplum gündeminden çıkarılması konusunda etkili sonuçlar üretti ve üretmeye devam ediyor. Emeği geçen herkese buradan teşekkür ediyoruz. Vatandaşlarımızın bize dönük bu çerçevedeki uyarılarını her zaman aklımızda tuttuğumuzu ve bu meseleyi en yakın şekilde takip etmeye devam edeceğimizi ifade ediyoruz. Bugün sizlerle paylaşacaklarım bunlar arkadaşlar.

SORU - CEVAP

Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin açıklaması Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Filistin açıklaması

Bizim için esas olan anne ve bebeklerin sağlığıdır 

Normal doğum konusuyla ilgili olarak burada düşünülen şey tabii ki annenin ve çocuğun, bebeğin sağlığını düşünme ve bu çerçevede bir yaklaşım geliştirme konusundadır. Yoksa bazılarının iddia ettiği gibi kadınlara dönük bir dayatma ya da kadınlarla doğum ilişkisine dönük olarak bir dışarıdan müdahale veya bir dayatma gibisinden değerlendirilmesi doğru değil. Nihayetinde hekimlerin değerlendireceği bir konu, burada bu çok uzun zamandır tartışılan, dünyada da tartışılan bir konu. Buradaki temel yaklaşım hem annenin sağlığını düşünerek hem bebeğin sağlığını düşünerek gereksiz, lüzumlu olmayan cerrahi müdahalelerin olmaması gerektiği konusunda bir hassasiyet geliştirmekle ilgilidir.

CHP'nin yaptığı bir mitingin başarılı olup olmadığını AK Parti'nin geçmişte aynı yerde yaptığı mitinglerle mukayese edilerek belirleniyor

İkinci konu bahsettiğiniz mitingle ilgili. Tabii Cumhuriyet Halk Partisi'nin mitingi bizi ilgilendiren bir tarafı yok ama çeşitli sizin söylediğiniz şeylerden ben de duydum. Belki arkadaşlarımızla çeşitli haberlere giriyoruz. Onun bir önemi de yok bizim açımızdan. Sonuç olarak günün sonuna geliniyor. CHP'li siyasetçiler ya da CHP'li bir takım yayın organları bile sonuçta geliyor, CHP'nin yaptığı bir mitingin başarılı olup olmadığını AK Parti'nin geçmişte aynı yerde yaptığı mitinglerle mukayese ediyor. Demek ki burada ölçü AK Parti'dir. AK Parti'nin yaptığı mitingdir. Biz meydanların partisiyiz, biz kitlelerin partisiyiz. Bu açıdan bakıldığında bizim herhangi bir şekilde kitlelerin partisi, meydanların partisi, büyük demokrasi yürüyüşlerinin, büyük demokrasi buluşmalarının seçimlerindeki büyük demokratik başarılarının partisi olarak Türkiye'nin en önemli referansı olmaya devam ediyoruz. Maalesef partilerin yaptığı mitingleri bile AK Parti'nin Cumhur İttifakı'ndan yaptığı mitinglerle mukayese etme ihtiyacı hissediyorlar.

Terörsüz Türkiye süreci

İnşallah bu ay içerisinde bu sürecin belli bir aşamaya geldiği bir takım gelişmeler olabilir. Tabii bu süreçlerin belli bir takvimi yok. Belli şeylerin olgunlaşmasıyla birlikte bu gündeme geliyor. Tabi bütün bu ziyaret trafiği, bütün bu siyasi partiler arasındaki ziyaret trafiği dahil olmak üzere bütün bunlar şununla ilgilidir. Sonuçta Türkiye bu ‘terörsüz Türkiye’ hedefine ulaşsın. Terör örgütünün İmralı'dan yapılan çağrıdan sonra kongresini toplaması bir dönüm noktası olacaktır. Silahların bırakılması bir dönüm noktası olacaktır... Partimizde Cumhurbaşkanımızın, Genel Başkanımızın talimatıyla bu terörsüz Türkiye sürecinin yakından takip edilmesi, bunun siyasi olarak doğru bir şekilde konumlandırılması için kurulmuş bir heyet var. Bu heyet hemen hemen günaşırı  toplantı yaparak süreci yakından takip ediyor. Bunu Türkiye'nin hem kendi açısından hem de bölgedeki dayanışma açısından ve bölgedeki felaket senaryolarını engelleme açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyoruz.

Bunu Türkiye'nin hem kendi açısından hem de bölgedeki dayanışma açısından ve bölgedeki felaket senaryolarını engelleme açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyoruz.Dediğim gibi buna Türkiye'nin hem kendi Türkiye açısından hem de bölgedeki dayanışma ve bölgedeki felaket senaryolarının engellenmesi açısından stratejik bir kazanım olarak değerlendiriyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ve Sayın Bahçeli'nin ortaya koyduğu irade bunu güçlü bir şekilde sahiplenmektedir. Bu Dem Parti'nin yaptığı ziyaretler çerçevesinde de burada bütün görüşler açık bir şekilde konuşulmuştur.

Buna da doğru siyaset üretmek lazım. Biraz evvel arkadaşımızın sorduğu normal doğum meselesinden işte bu sürece kadar birçok alanda maalesef yalan siyaseti diyebileceğimiz bir takım işlere imza atılıyor. Buradaki esas mesele zaten Türkiye'nin içerisinde uzun zamandır demokrasinin ölçeğini büyüterek herhangi bir şekilde etnik temelli olarak oluşturulmaya çalışılan bütün problemlerin önüne geçilmesi bizim yaklaşımımız baştan beri bu şekildedir. Yani burada iki tane nokta vardır. Bir tanesi kültürel problemlerin yani gerek etnik alanda gerek mezhebi alanda gerek kimlik alanındaki kültürel problemlerin çözümü tek tek tekil bir şekilde meselelerin ele alınması değil daha yüksek bir perspektiften demokrasinin ölçeğinin büyütülmesi çerçevesindedir. 

Bunun da etnik ya da mezhebi ya da kimlikçi birtakım referanslarla değil, demokratik standartların yükseltilmesiyle, yani reform siyasetiyle yapılması lazım. Bölge açısından baktığımızda ise terör örgütlerinin birtakım odaklar tarafından bölgeyi istikrarsızlaştırıcı faaliyetlerine karşı terör örgütlerinin denklemden çıkarılması ve bölge halkları arasındaki dayanışmanın daha kuvvetli hale getirilmesi. Söz konusu olduğunda, bölgeyi istikrarsızlaştırmaya, yakın bölgenizi istikrarsızlaştırmaya çalışan odakların faaliyetleri de zeminsiz kalacaktır.

Bülent Arınç’ın değerlendirmeleri kendi kişiler görüşüdür

Tabii şimdi bu Bülent Bey'in değerlendirmeleri yapıldığında şöyle bir tartışma çıkıyor. Yani bu görüşlerin AK Parti'yi yansıtan tarafı var mı yok mu? AK Parti kurulduğundan beri AK Parti adına, MYK, MKYK adına, Genel Başkanımız adına kimlerin açıklama yapabileceği belli. Dolayısıyla oradaki söylenen sözlere tek tek girmeyeceğim. Çünkü orada Bülent Bey'in bahsettiği konularla ilgili bizim görüşlerimiz belli. Tabii ki o açıklamaların büyük bir kısmıyla arada bir tenaküz olduğu uyuşulmadığı da ortada. Ama sonuç olarak Bülent Bey'in söyledikleri AK Parti'yi temsil eden, AK Parti'nin kurumlarını temsil eden bir görüş değil. AK Parti'nin kurumlarını temsil kapasitesi olan bir görüş değil. Bu Bülent Bey'in kişisel görüşleri. Dolayısıyla o değerlendirmeyi kendisine sormak gerekir. Bu şekilde değerlendirilen görüşlerin AK Parti'nin kurumsal görüşleriyle hiçbir ilgisi yoktur.’’