Sadece ABD'de değil tüm dünyada özellikle anne ve anne adaylarının merak ettiği bir soru, Corona virüsü aşısı olmanın, bebeklerine zarar verip-vermeyeceği. Son araştırmalar aşıların zarar vermediği gibi bebeklere de antikor aktarımı yoluyla koruma sağlayabileceğini gösteriyor.

Dora altı aylık. Annesi Nagihan Dede, oğluna hamile olduğunu öğrendiğinde, İstanbul’da ailesini ziyaret ediyordu. Corona virüsü pandemisi yeni patlak vermişti ve aylarca Türkiye’de mahsur kaldı. Hiç dışarı çıkamadı; sadece doktor kontroluna gidebildi.

Doğuma 5 ay kala Amerika’ya eşine ve evine dönebildi. Dora, Ekim’de dünyaya geldi ve iki ay sonra Amerika’da Corona virüsüne karşı aşılama başladı. Birçok hamile ya da yeni doğum yapmış kadın gibi Nagihan Dede de bu aşıların kendisi ve oğlu için güvenli olup olmadığını araştırmaya başladı.

Türk Kızılayı’ndan 'HIV' açıklaması Türk Kızılayı’ndan 'HIV' açıklaması

Doktoruna danışan Dede, ‘’Doktorum bana benim olduğum aşıyı emzirme vasıtasıyla çocuğuma da geçirdiğimi ve onu da koruduğunu söyledi. Hatta aşıya gittiğimizde aşıyı yapan hemşire yanımda Dora’yı görünce emziriyor musun? diye sordu bana. Ben de evet emziriyorum dedim. O da bu aşı bebeğini de koruyacak biliyorsun değil mi dedi. O büyük bir rahatlık benim için. İnsanın kafası da rahatlıyor içi de rahatlıyor” dedi.

Açıklanan son araştırmalar da Nagihan gibi birçok kadının yüreğine su serpti. Bunlardan biri Harvard Üniversitesi ve Massachusetts General Hastanesi’nin ortak çalışmasıydı.

Araştırmada 84’ü hamile, 31’i emziren ve 16’sı ne hamile ne de emziren kadın yer aldı. Bu 131 kadına iki doz Pfizer/BionTech ya da Moderna aşısı yapıldı. Sonuca göre, aşıların etkinliği hamile ve emzirenler ile diğer kadınlar arasında aynı orandaydı.

Üstelik elçi RNA aşılarının geliştirdiği antikorlar, göbek bağı ya da anne sütüyle doğumdan önce ve sonra bebeklere de geçebildi.

Dr. Syra Madad da sütüyle çalışmalara katıldı

VOA Türkçe umut verici bu araştırmaları, Doktor Syra Madad ile konuştu. Doktor Madad, yer aldığı pandemi belgeseliyle dünyanın da tanıdığı bir bulaşıcı hastalıklar uzmanı.

Bu çalışmaların gerçekten heyecan verici olduğunu söyleyen Madad, ‘’Vücudunun bağışıklık tepkisinde, farklı hücrelerin ve antikorların birbirini tamamlaması söz konusu ve özellikle anne sütü ile koruyucu faydalar sağlayabilen yüksek seviyelerde IGA ve IGG immünoglobinleri görülüyor. Ayrıca aşılanmış emziren bireylerin, hastalığı geçiren bireylere kıyasla bebeğe karşı daha sağlam bir koruyucu bağışıklık yanıtı sağladıklarını belirtmenin de önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

New York’ta hastalıklara neden olan özel patojenler üzerine çalışan Madad, aynı zamanda emziren bir anne. 2020’nin Nisan ayı başlarında Corona virüsü ile enfekte olan ve o sırada üç aylık bebeğini emziren Madad, ‘’Enfeksiyon geçirmiş olmama rağmen emzirmeye devam etmeye karar verdim. Ayrıca enfekte olmuş kadınların anne sütünü analiz eden bir araştırmaya da kaydoldum. Her ay süt numunelerimi göndermeye başladım ve bu yılın başlarında aşı olduktan sonra da sütümü göndermeye devam ettim’’ diye konuştu.

Madad, sütünü pompalayarak, antikorların koruyucu etkisini aktarmak için beş ile yedi yaşımdaki çocuklarının sütlerine de karıştırmaya başladı.

Nagihan Dede ve Syra Madad gibi bilime güvenen birçok anne, sadece kendi bebekleri ya da çocukları için değil, arkadaşlarının evlatları için de süt sağıyorlar. Ancak tüm anneler aynı değil. Birçok ebeveyn, aşı karışmış sütün bebeğe zararlı olabileceğinden korkuyor.

Doktor Madad, bu korkuların temelsiz olduğunu, ‘’Bu nedenle bu aşıların nasıl çalıştığını anlamak önemli. Örneğin, mRNA aşıları veya adenovirüs vektör aşıları, bu virüslerin çoğalmadığını bilirsiniz. Yani anne sütünde virüs bulamazsınız, bunun yerine antikorları ve koruyucu antikorları bulursunuz. Bu nedenle, herhangi bir tehlikenin mekanizmasının ve biyolojik inandırıcılığının nasıl ortaya çıktığını anlamak önemli. Ve bu anlamda herhangi bir tehlike yok’’sözleriyle açıklıyor.

Hamileler ve emzirenler üzerindeki araştırmalar sadece elçi RNA aşılarıyla sınırlı. Diğer aşılarla ilgili durum ne? Syra Madad’a göre adenovirüs vektör aşıları gibi diğer aşıların nasıl çalıştığını bilince tahmin etmek zor olmasa da güvenliliğini destekleyecek yeterince veri yok ancak devam eden çalışmalar kesinlikle biraz daha bilgi sağlayacak ve bu bile çok olumlu bir haber. Bu nedenle bazı uzmanlar, yeni anne olanların aşı olmayı ertelemeleri ya da bu süreçte sütlerini sağarak çöpe atmalarını gerektiren herhangi somut bir neden olmadığını söylüyorlar.

Peki süt yoluyla koruma ne kadar sürebilir? Bu sorunun yanıtı belirsiz. Ortak görüş, her gün emzirilen bebeklerin, sürekli antikorlu sütle beslenmeyenlere göre daha fazla korunacağı. Yani düzenli alınan bir ilaç gibi etkili olacağı.Bebekleri kasıtlı olarak virüse maruz bırakmak imkansız olduğundan, bilimadamlarının antikorların özellikleri üzerine çalışmalarını yoğunlaştırarak bir sonuca ulaşması umuluyor.

Editör: Haber Merkezi