MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında; "Geçen haftanın umut verici, en azından yüreklerimize sur serpen gelişmelerinden birisi İsrail Başbakanı 'Caniyahu' ve eski savunma bakanı aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tutuklama kararıdır. İnsanlık suçu işleyen katilleri yakalamak için hukuk devrededir. 'Caniyahu' köşeye sıkışmıştır ve sonu görünmüştür. İsrail yönetiminde soykırım suçuna karışmış failler dökülen her masum kanın damla damla hesabını verecektir ve bu günler uzak değildir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında İsrail'in Filistin, Suriye ve Lübnan'a saldırılarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'ya "Caniyahu" diye seslenen Bahçeli, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Netanyahu hakkındaki tutuklama kararını umut verici olarak niteledi.
Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
Terör devleti İsrail’in; Lübnan, Suriye, İran, Yemen ve Filistin topraklarına yönelik mütecaviz saldırıları sistematik olarak devam etmektedir. Elbette Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşın küresel bir mahiyet kazanmasıyla ilgili tahrik ve gerilim atmosferinin günbegün mesafe alması, Kuzey Kore’nin bölgeye asker sevkiyatı, Batı’nın uzun menzilli füzelerle Rusya’nın vurulmasına verdiği onay, Rusya’nın buna misilleme yapması kabus senaryolarını aktife etmiştir. Ukrayna topraklarındaki çatışma alanlarının büyüklüğü 2022 yılının Şubat ayından bugüne kadar yüzde 8,6’dan yüzde 70,5’e; Rusya’nın çatışma alanları da 10 katına tırmanmıştır. Rusya Federasyonu Devlet Başkanı Putin’in imzaladığı güncellenmiş nükleer caydırıcılık doktrinin, devri saltanatının bitmesine sayılı günleri kalan Biden’in Ukrayna’ya verilen füzelere kullanım iznini onaylamasından sonra açıklandığı ortadadır. Ukrayna’nın Batı yapımı silahlarla Rusya’yı vurması üzerine Putin’in savaşın küresel boyut kazandığına dair söylemi üçüncü dünya savaşı ihtimalini gün ışığına taşımıştır.
Türkiye’nin iki ateş arasında kalması ya da taraf olmaya zorlanması bugünden kestirilmesi mümkün olmayan anormal külfetlere ve trajik neticelere yol açabilecektir. Bizim pozisyonumuz kalıcı ateşkes ve barışın teminine yöneliktir. Onun bunun dolduruşuna gelerek bir maceraya atılmak milli birliğimizi ve güvenliğimizi riske atacaktır. Elbette hiç kimseden korkumuz yoktur. Elbette hiç kimse karşısında boyun eğecek halimiz yoktur. Ancak barış ümitlerini canlı tutmak, barış çabalarına katkı sunmak varken savaş diline müracaat etmek, fason kahramanlıklar taslamak ne devlet aklıyla ne de tarih şuuruyla bağdaşmayacaktır.
Geçen haftanın umut verici, en azından yüreklerimize sur serpen gelişmelerinden birisi İsrail Başbakanı 'Caniyahu' ve eski savunma bakanı aleyhine Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından alınan tutuklama kararıdır. İnsanlık suçu işleyen katilleri yakalamak için hukuk devrededir. 'Caniyahu' köşeye sıkışmıştır ve sonu görünmüştür. İsrail halkı sokaklara dökülmüş, vicdan ve sağduyunun refakatinde 'Caniyahu' protesto edilmiştir. AB Yüksek Temsilcisi’nin, birlik üyesi ülkelere Uluslararası Ceza Mahkemesi tutuklama kararını uygulanmasıyla ilgili hatırlatmada bulunması çarpıcı bir gelişmedir. İsrail yönetiminde soykırım suçuna karışmış failler dökülen her masum kanın damla damla hesabını verecektir ve bu günler uzak değildir. Roma Statüsü’nün 86 ve 87. maddeleri doğrultusunda, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin aldığı tutuklama kararının taraf ülkelerce uygulanması hukuki bir yükümlülüktür. Bu açık yükümlülükten Statü taraftarı hiçbir ülke kaçamaz, muafiyet bahşedecek herhangi bir imtiyaza da sahip olamaz.
Söz konusu Statü’nün 89. maddesi gereğince, Caniyahu ile eski savunma bakanının Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan herhangi bir ülkeye gitmesi halinde ellerine kelepçe vurulup Lahey’deki mahkemeye çıkartılması bir hukuk ve insanlık namusudur. Aralarında Fransa, İspanya, Belçika, Cezayir, Kanada, Güney Afrika, İtalya, Hollanda ve İrlanda’nın yer aldığı ülkeler Caniyahunun ülkelerine gelmesi halinde tutuklayacaklarını açıklamışlardır. Çember daralmış, vakit yaklaşmış, akıbet netleşmiştir. Soykırım suçlularından hesap sorulması artık sabır ve zaman meselesi halini almıştır."