Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sayıştay'ın 162. kuruluş yıl dönümü münasebetiyle Sayıştay Başkanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen programda açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından önemli satırbaşları...
"Önceki hafta Danıştay Başkanlığımızın 156'ncı yıldönümünü idrak ettik. Türk Polis Teşkilatının 179'uncu yılını geride bıraktık. Kara Kuvvetlerimizin 2 bin 233'üncü yaşını kutlayacağız. Bugün de Sayıştay'ın kuruluşunun heyecanını yaşıyoruz.
Kamu görevi kaynağı milletin dişinden tırnağından artırdığı vergilerden olan, vebali ağır bir vazifedir. Hiçbir ayrım yapmadan bütün kamu personellerimiz hesabı çetin olan bir görevi ifa etmektedir. Ülkeye hizmet yolunda rehavete yer yok, millete hizmet etmemenin mazereti olamaz. Devlet işleri ciddiyetle, samimiyetle ve özveriyle icra edilmelidir. Devlet erklerimizin tamamı millete hizmetkarlık için vardır.
ATILGAN DEVLETE GEÇİLMESİ İÇİN GAYRET GÖSTERDİK
Kuralları sadeleştirici, kırtasiyeciliğe karşı bir anlayışla kamu hizmetlerini yükselttik. Bürokratik vesayeti de ülkemiz ve milletimiz için bir tehdit kaynağı olarak gördüm. Milleti kendine mahkum zannedenlere, görevinin ifasında bahanelere sarılanlara hukukun gereğini yapmaktan asla çekinmedik. Bugün de aynı sorumluluk bilincinde hareket ediyoruz.. Hantal devlet yapısından, çevik ve atılgan devlete geçilmesi için gayret gösterdik. Tüm vesayet biçimleri gibi bürokratik vesayeti de bir tehdit kaynağı olarak gördük. Vatandaşa tepeden bakanlara, insanımıza eziyet edenlere, bahanelere sarılanlara hukukun gereğini yapmaktan çekinmedik.
Son dönemde bazı kamu hizmetlerinde vatandaşlarımızın şikayetlerinin çoğaldığının farkındayız. Kurumlarımız çalışırken idari, mali, hukuki bazı sorunlarla karşılaşılması tabiidir. Ancak bunlar işi ertelemenin mazereti olamaz. Halktan sorunlardan kopuk, görev şuuru eksik eski alışkanlıkların tekrar baş göstermesine izin vermeyiz. Bu tür yollara tenezzül edenlerin gözünün yaşına bakmayız. Bu anlayış ile kendimizi sürekli hesaba çekiyor, sıkıntı varsa ortadan kaldırmak için çalışıyoruz. Sorunları çözmek, daha kaliteli kamu hizmeti için kurumların karar verme mekanizmaları pek çok alanda atılabilecek adımların hazırlığı içindeyiz.
ESKİ SİSTEMİ KONUŞMANIN HAYRI YOK
Cumhuriyetimizin ikinci asrına yelken açtık. Türkiye Yüzyılı parlak bir gelecek inşasını hedefliyor. Bu vizyon güçlü ve hesap verebilir siyasal sistem, güçlü ekonomik yapı anlamına geliyor. Çeşitli anayasa değişiklikleri ile kritik adımlar attık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi millet ile devlet arasındaki bağı tahkim etti. Siyasi belirsizlik ortadan kalktı. Yönetimde güven tesis edildi. Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda millet kararını verdi. Türkiye'ye vakit kaybettirecek tartışmalarını koalisyon görüşmelerinin hiçbirini yaşamadı. Yıllarca belirsizlik nedeniyle ekonomide, güvenlikte bedel ödeyen ülkemiz bu açıdan bunun tarihi kazanım olduğunu gördü. Elbette sistemin işleyişinde pürüzler olabilir. Bunları gidermek siyaset kurumu uhdesindedir. Sistemi iyileştirecek her türlü adımı atmaya hazır olduğumuzu söyledik. Eski sisteme dönüş polemiğinin millete hayrı dokunmayacak. Yeni anayasa meselesi gelecek vizyonumuzun parçasıdır. Türkiye'yi 82 anayasasından kurtarmak bizim için milli bir görevdir. Demokratik devlet yasasını ele alan siviller eliyle hazırlamak borcumuzdur.
İMAMOĞLU’NA ROMA TURU TEPKİSİ
Halka hizmet yolunda yönetim anlayışımız kadar denetim anlayışımızı da geliştirmeliyiz. Devlet geleneğimizde de teftiş her zaman önemsenmiştir. Sayıştay çok önemli roller üstleniyor. Kamuda tasarrufun ön plana çıktığı günlerde Sayıştay'ın denetimleri daha da önem kazanmıştır. Hiçbir kurum savurganlık içinde olamaz. Milletin oluşturduğu kıt kaynakların birilerinin reklam bütçesine dönüşmesini hoş karşılayamayız. Eş dost atamaları ile belediye kaynaklarının kişisel kullanıldığını görüyoruz. Milletin cebinden basın mensuplarına Roma turu yaptırmanın hiçbir haklı gerekçesi olamaz. Bu konuda atanmış veya seçilmiş fark etmeksizin tüm makam sahipleri daha hassas davranmalı kamu malına özen göstermelidir.
Tasarruf paketini milletimiz ile paylaşmıştık. Türkiye başkaları gibi sınırsız petrolü, altını doğal gazı olan ülke değildir. Biz çalışarak ayakta kalan ülkeyiz. Sayıştay'ın konumunu daha da güçlendirdik. Kamu kaynağı kullanan her kurumu Sayıştay denetimi kapsamına aldık. Yüksek denetimin tüm unsurları ve metotlarına sahip oldu.