Uygur Hareketi yaptığı açıklamada (CFU), mübarek Ramazan ayına başlarken tüm Müslümanların Ramazan ayını tebrik etti ve Çin’in devam eden soykırımı ve dini özgürlüklere yönelik ciddi kısıtlamaları altında acı çeken Uygur Müslümanlarına yardım etmek için harekete geçilmesi çağrısında bulundu.
Dünya çapında Müslümanlar tarafından kutlanan Ramazan ayı oruç, dua, tefekkür ve cemaatle geçirilen kutsal bir aydır; manevi bağlılık ve öz disipline adanmış bir zamandır.
ÇKP, Uygurlar arasındaki İslami uygulamaları suç saymakta ve herhangi bir ifadeyi “dini aşırılık” olarak nitelendirmektedir. Çin’in devam eden soykırımı altında, Uygur Müslümanları toplu gözaltı, zorla çalıştırma ve ağır dini zulümle karşı karşıyadır. Yakın zamanda Tayland’dan Uygurların zorla sınır dışı edilmesi, Çin hükümetinin sınırlarının ötesinde bile acımasız zulmünün altını çizmektedir. Çin bir propaganda videosunda üç kişiyi teşhir ederken, geri kalan 37 kişinin nerede olduğu bilinmemektedir – bu durum, 2015 yılında Tayland’dan sınır dışı edilen ve Çin’in geniş kamp ve hapishane ağında kaybolan 109 Uygur’un kaderini yansıtmaktadır.
Tarihsel olarak, Uygur Müslümanlarına yönelik zulüm Ramazan ayında artmaktadır. Oruç tutmaları yasaklanmış, gözetim altında -Helal olmayan yiyecekler de dahil olmak üzere- gündüzleri yemek yemeye zorlanmış ve bunu reddettikleri için cezalandırılmışlardır. Tahminen 16.000 cami yıkıldı ya da hasar gördü, kalanlar ise barlara, kafelere ve turistik yerlere dönüştürülerek Uygurların dini kimliği silindi. Hükümet “İslam’ı Çinlileştirme” çağrısında bulunarak Uygurların seslerini sustururken, çektikleri acıları siyasi tiyatro için istismar ediyor.
Uygur Hareketi kurucusu ve Başkanı Ruşen Abbas, “Dünyanın dört bir yanındaki Müslümanlar Ramazan ayını dua ve tefekkürle geçirirken, Uygur Müslümanları hapsediliyor, zorla çalıştırılıyor ve acımasız bir gözetim altında boğuluyor. Dini özgürlükleri ellerinden alınan Uygurların oruç tutmaları, namaz kılmaları ve hatta kendilerini Müslüman olarak tanımlamaları bile yasaklanırken, Çin rejimi onlara karşı işlediği suçları pervasızca sürdürmektedir. Bu Ramazan sessizlik bir seçenek değil. Küresel Müslüman toplumu ve tüm insan hakları savunucuları bir arada durmalı, adalet talep etmeli ve Uygur soykırımını sona erdirmek için cesur adımlar atmalıdır.” dedi.