Turgut ALBAŞ/Yeminli Mali Müşavir/Sorumlu Ortak-Başdenetçi
Son günlerde ekonominin ana gündem konularından biri de enflasyon muhasebesidir.
Vergi Usul Kanunu’nun “Enflasyon Düzeltmesi, Yeniden Değerleme Oranı ve Yeniden Değerleme” başlıklı Mükerrer 298’nci maddesi hükümlerine göre 2022 hesap döneminde enflasyon muhasebesi şartları oluşmuştu. Cumhurbaşkanlığı yetkisini kullanarak uygulamayı bir defaya mahsus olmak üzere 2023 hesap dönemine ertelemişti. 2023 hesap döneminde sorumlu şirketler ve gelir vergisi mükellefleri 31.12.2023 tarihli bilançolarını enflasyon muhasebesi sonrası düzeltilmiş değerleri ile beyan ettiler. Hazine ve Maliye Bakanlığı 2023 sonunda enflasyon düzeltmesi yapılmış beyanların sonucunda ortaya çıkan karı vergileme dışı bıraktı.
2024 hesap döneminin ilk geçici vergi döneminde de bakanlık enflasyon muhasebesi uygulamasını erteledi.
Buraya kadar her şey olağan seyrinde devam etti. 2. Geçici vergi döneminde de aynı beklenti içinde olan enflasyon muhasebesi kapsamında olan iş insanları bu defa bakanlık erteleme yapmayınca halk tabiriyle nasırlarına basılınca itiraz etmeye başladılar.
Haklı ya da haksız eleştirileri ve talepleri kamuoyunda paylaşıldığı için bu yazıda konu edilemeyecektir.
40 yıllık meslek mensubu olarak ve 2003-2004 hesap dönemlerinde uygulanan enflasyon muhasebesi uygulamalarının da içinde bulunan bir meslek mensubu olarak yazının sonunda kısa olarak kendi görüşümü de belirteceğim.
19 yıl sonra enflasyon muhasebesi şartlarının oluşacağı ve uygulamanın sadece bir defa ertelenebileceği çok net iken başta T.O.B.B. ,Ticaret ve Sanayi Odaları, Türkiye Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu (TESK) ,Türkiye İhracatcılar Meclisi (TİM), Türkiye çapında teşkilatları bulunan MÜSİAD v,b. Sanayici ve İşadamları Dernekleri niye yumurta kapıya dayanınca seslerini çıkartmaya başladılar?
Türkiye;de bulunan girişimcilerin genel olarak % 90’nın da özkaynak oranının % 20 yabancı kaynak oranının % 80 olduğu TCMB resmi web sayfasında veri tabanında mevcuttur. Özkaynak oranı taşıyıcı kolon olarak kabul edilen inşaat sektöründe ise % 15’dir.
Türkiye’de KOBİ niteliğindeki girişimci oranın % 99.7 olduğu Büyük ölçekli işletmelerin oranın ise sadece BİNDE 3 olduğu da hem devlet kayıtlarında hem de yukarıda isimlerini zikrettiğim yarı kamu kuruluşu niteliği olan kuruluşlarının veri tabanlarında mevcuttur.
Bu girişimci yapısı ve özkaynak/yabancı kaynak oranları ile enflasyon muhasebesi uygulanan şirketlerin, işletmelerin enflasyon vergisi diye tanımlanabilecek bir vergi ile karşı karşıya olduğu bir gerçektir.
Rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman DEMİREL’in “Enflasyon Ahlakı Bozan Bir Halk Düşmanıdır.” sözünün ne kadar doğru olduğu ortadadır.
Benim enflasyon muhasebesi ile ilgili düşüncem kısaca şöyledir. Enflasyon muhasebesi hesap dönemi sonunda uygulanmalıdır. Bunun teknik olarak da birçok gerekçesi vardır.
Esas olan enflasyon canavarı ile başta devlet olmak üzere topyekûn bir seferberliğin başlatılmasıdır.
Bunun nasıl olması gerektiğini de bir başka yazıya konu ederiz.