Turgut ALBAŞ/Yeminli Mali Müşavir/Sorumlu Ortak-Başdenetçi

Gelir dağılımı adaletsizliği gelirin bireylere adil ve düzenli bir şekilde dağılmadığını anlatır. Gelir eşitsizliğini ekonomik ve sosyal bir gösterge olarak kabul edebiliriz.
Gelir Dağılımı “Gini Katsayısı” ile ölçülür.  Gini katsayısı sıfır ile bir arasında değişen bir katsayıdır ve sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliğinin, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliğinin arttığını gösterir.
Verilere göre Türkiye’nin, Gini katsayısı 2023 yılında 2022 yılına göre 0,018 puan artarak 0,433 oldu.
Gini katsayısına göre Avrupa’da gelir dağılımı eşitsizliğinde Türkiye ilk sırada yer alıyor. Dünyadaki 130 ülke içinde ise 28. sırada bulunuyor.
Türkiye’de Gelir Dağılımı Adaletsizliği, Orta Gelir Tuzağı ve Kent Yoksulluğu iç içe geçmiş kavramalardır. Ekonomik ve sosyal olarak karşılıkları vardır.
Devletin resmi istatistik verilerinde yardım yaptığı hane sayısı 4.200.000 olarak yer almaktadır. En iyimser hesaplama ile bir hanenin 3 kişiden oluştuğu kabul edilse bile 86 milyon nüfusta ciddi bir oranda vatandaşımızın devletin yardımına muhtaç olduğu anlaşılmaktadır.
Üzüntü verici tarafı ilgili bakanlıkların yardıma muhtaç vatandaşların sayılarını açıklarken bunu iyi bir şey olarak açıklamalarıdır.
Türkiye’de uzun bir süre uygulanan düşük faiz politikası krediye ulaşabilenler, bir şekilde borçlanabilenler lehine servet değişimi sonucunu getirmiştir.
Ucuz kredi temin edebilenler bu kaynağı üretime ve istihdam artışına yönlendirmemişlerdir.
Farklı oranlarda sermaye piyasası araçlarına, nihai tüketime ve en büyük pay olarak da taşınmaz yatırımlarına yönelmişlerdir.
 TÜİK Kurumsal. Geçici sonuçlara göre 2023 yılında faal olan girişimlerin %44,1'i hizmet sektöründe, %36,0'ı ise ticaret sektöründe yer aldı. İstihdamda ise hizmet sektörü toplam istihdamın %38,6'sını oluştururken sanayi sektörünün istihdam payı %28,3 olması da bunu net olarak göstermektedir.
Son dönemde BİST’de halka açılan firmalarda hizmet sektörü ön sıralarda yer almaktadır.
Bunlar toplumda sermaye sahiplerinin reel ekonomi yerine, finansal argümanlara yöneldiğini üretimden uzaklaştığını göstermektedir.
 İstatistiklerde yer alınan bölgelere dair verilere göre, Türkiye’de yıllık ortalama eşdeğer hanehalkı kullanılabilir fert geliri 83 bin 808 TL iken, en yüksek gelire sahip bölge 114 bin 634 TL ile İstanbul (TR10) bölgesine ait. İstanbul’u 108 bin 036 TL ile Ankara (TR51) bölgesi  ve 101 bin 372 TL ile Tekirdağ, Edirne, Kırklareli (TR21) bölgesi takip ediyor. 
Bölgelere göre gelir eşitsizliği sonuçlarına göreyse P80/P20 oranı Türkiye’de 8,4 iken, bu değerin en yüksek olduğu bölge 9,4’le Ağrı, Kars, Iğdır, Ardahan (TRA2) bölgesi. TRA2 bölgesini, İstanbul ve Ankara bölgeleri takip ediyor. İki büyükşehirde de en zengin %20’nin geliri en yoksul %10’nin gelirine göre 8,4 kat daha fazla.
P80/P20 Oranı TÜİK, gelir dağılımı istatistiklerinde toplumun en yüksek gelir elde eden yüzde 20'sinin elde ettiği payın, en düşük gelir elde eden yüzde 20'sinin elde ettiği paya oranını ifade ediyor.
İsviçre merkezli banka UBS, bu yıl içinde küresel servet raporunu açıkladı. Raporda göre 2028 yılına kadar dünyada en fazla milyoner artışı Tayvan'da yaşanacak. İkinci sırada ise Türkiye yer alacak.
Gelir Dağılımı Adaletsizliği Türkiye için bir beka sorunudur.
Sonuç itibariyle Türkiye gelir dağılımı adaletsizliği ile ilgili ciddi tedbirler almalıdır. Bu konuda başta ülkeyi yönetenler, akademik çevreler olmak üzere herkes taşın altına elini koymalıdır. Aksi taktirde toplumun ekonomik riskilerden kurtulması ve sosyal huzuru bulması uzun sürecektir.