Öyle olsaydı hem Arap ve hem de müslüman olan devletlerin çoğu bu savaşa gözlerini yumarak bakmazdı.


Gazze dışında ki Mahmut Abbas’ın başında olduğu Filistin devleti  ( Batı Şeria )’da bu savaşa başlangıçta dahil olurdu. Olmadı ve İsrail’in hedefleri arasına  henüz tam girmedi.

İsrail parlementosundaki Arap milletvekilleri istifa ederek Gazze’ye destek vermeyi düşünmüyor. Hiç ciddi çıkışları ve direnişe dair bir hareketleri yok.

İsrail’de yaşayan 2 milyon İsrail pasaportlu Araplar isyan eder şehirleri yaşanmaz hale getirirlerdi. Kımıldamıyorlar. Sessizler.

Filistinli Araplar ile İsrailli Yahudiler arasındaki ilişkiyi ve iç içeliği halkımızın çoğu bilmiyor.

İsrail’de İsrail vatandaşı Arapların sayısı 2 milyona yakın. 9 milyon nüfusun yaklaşık dörtte birinden fazla.

Filistin ve Gazze’deki Araplar hariç.

7 Ekim’e kadar yıllardır binlerce Filistinli günlük olarak İsrail’e gelir işçi olarak çalışırdı.

Bu işçilerin sigorta kesintilerini İsrail hazine bakanlığı yapar ve FKÖ yetkililerine her ay muntazaman öderdi. Milyonlarca dolar geliri FKÖ, İsrail’de bu bir günlük çalışan işçilerin üzerinden kazanırdı. Bu ay İsrail Hazine bakanı, Mahmut Abbas’a ödemesi gereken 28 milyon doları ödemeyeceğini açıkladı. Gerekçesi teröristlere yardım etmesi suçlaması idi (!).

Ödese Abbas parayı alacaktı. 

Daha geçen aya kadar yıllardır aldığı gibi !

İsrail parası Şekelin üzerinde İbranice ve Arapça yazılar yazılıdır. 

İsrail’de tüm yol işaret ve tabelaları üç dilde yazılıdır. İbranice, Arapça ve İngilizce.

İsrail parlementosunda 120 milletvekili var. En fazla vekil 30 kişi ile Netanyahu’nun partisinde. 7-8 parti koalisyonu ile yönetiliyor İsrail.

Birleşik Arap Cephesi partisinin 4 Filistinli vekili var İsrail parlementosunda.

Birlik olamadıkları için vekil sayıları az. Ve bazı Araplar laik, sosyal demokrat Yahudilerin partilerini destekliyorlar çünkü.

Yaser Arafat’ın kurduğu FKÖ 1987 yılına kadar Filistinlileri temsil eden tek siyasi yapı idi.

1987 yılında Mısır’daki Müslüman Kardeşler örgütünün Filistin şubesi olarak Ahmet Yasin tarafından Gazze’de HAMAS kuruldu.

FKÖ’den farklı İslami cihatçı bir temel üzerine örgütlendi.

Hamasın askeri kanadı, İsrail’in yok edilmesi siyasi hedefi ile sürekli saldırılar düzenledi. 

HAMAS ideolojik olarak İsrail’in Devlet olarak varlığına karşıdır. Bu sebeble İsrail açısından varoluşsal ve yok edilmesi gereken bir düşman oluşum olarak görülür.

Filistinde ki insanlık suçu zulme karşı olmak ile HAMAS’ı desteklemek arasında kritik olan çizgi işte burasıdır.

2006 yılında Gazze’de seçimleri HAMAS silahlı örgüte sahip bir siyasi parti olarak kazandı. Filistinde iki parti var. Filistin Ulusal Kurtuluş Hareketi partisi ( FATAH ) ve İslami Direniş Partisi ( HAMAS ) Seçimleri  Gazze’de HAMAS, Batı Şeria’da FATAH kazandı. Ve İsmail Haniye Gazze’de Başbakan olarak Filistin hükümetince atandı. Sonrasında da bağımsızlığını ilan etti Mahmut Abbas yönetiminden ayrıldı. 

GAZZE bütçesini kendi kontrollerine aldı.

FKÖ ile çok ciddi çatışmalar yaşadılar. FKÖ Tahran'da öldürülen İsmail Haniye’ye karşı suikatlar düzenledi. Mahmut Abbas 2006’da İsmail Haniye’nin konvoyuna çok ağır bir saldırı düzenlemişti. Saldırı başarılı olsa idi İsmail Haniye’yi Mahmut Abbas öldürtmüş olacaktı.

Acaba o zaman milli yas ilan eder miydik ?

Özetle Filistinliler hem coğrafi hem de siyasi olarak bölünmüş durumda. Arap devletlerinin bir kısmı Abbas’ı desteklerken, Hamas’ı direk ve şartsız destekleyen bir Arap ülkesi henüz yok.

İran, Şii Hizbullah’ı destekliyor. İran İsrail’e Filistin dolayısı ile düşman değil. 

İran’ın İsrail düşmanlığı ideolojik ve iç politikasına bağlı teopolitik öncelikli bir karşı oluş.

Bu durumda Gazze yönetimini yani HAMASI şartsız ve kayıtsız destekleyen tek ülke biziz.

Türk halkının hassasiyeti de aslında din öncelikli değil.

İsrail tarafından orantısız savaş terörü ile katledilen kadınlar, çocuklar ve yaşlılar için insanlık adına bir haykırış bizim milletimizin gösterdiği hassasiyet. 

Yaşanan vahşete insan yüreği taşıyan kimse dayanamaz.

Yaralı kolları, ayakları ve kanayan yüzüne karışan gözyaşları ile gözlerindeki korkunun vücutlarını titrettiği şoka uğramış çocuklara kahrolmamak isyan etmemek mümkün mü?

Savaşmak için değil canlı olan her şeyi yok etmek için zalimce saldıran vahşi bir cinayet şebekesi ile karşı karşıya insanlık.

Bu cinayet şebekesine kendi ülkesinde kendi vatandaşları dahi isyan içinde.

Bu vahşi, soykırımcı çetenin eline bu fırsatı kim verdi?

Niçin verdi?

7 Ekim’de Hamas, sınırı geçerek 1200 İsrailli sivili (içlerinde kadın ve çocuklarda var) öldürdü ve 270 kadar yine kadın, yaşlı ve genç ve çocuk rehineler alarak Gazze’ye geri döndü.

Böyle bir saldırıyı planlayan Hamasın askeri kanadı, saldırı sonrasını nasıl hesap etti ve kimler neler planladı bunu zaman gösterecek.

Orantısız silahlı güç karşında nelerin olabileceğini ve bütün  hazırlığını yapmış İsrail’in,  Gazze’yi büyük bir katliamı da göze alarak işgal edeceğini hesap etmemek hangi akla ve kimin stratejisine hizmettir acaba?

Ama bugünden sonuçlar ortada ve olanlar belli; 

-Mahmut Abbas ve İsmail Haniye’nin Çin’de Filistinin birleşmesi için yapacağı buluşma önlendi.

-İsrail Gazze’yi yerle bir etti.

-İran molla rejimi ve Hizbullah şaşkın ördeğe döndü.

-Arap devletleri arasında ki birlik tamamen dağıldı. 

-Ve Gazze İsrail’in kanlı ve vahşi işgaline uğradı.

HAMASI kurduran “müslüman kardeşler” İngiltere desteğinde Mısır’da 1928 de kurulmuştu.

Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşunun hemen sonrası.

Türkiye Cumhuriyeti'nin ve Atatürk devrimlerinin müslüman ülkelerde model olmasını önlemek için İslam adına  direniş cephesi olarak Müslüman kardeşler örgütünü İngilizlerin kurdurduğu bugün artık bilinen bir gerçek.  

Başlangıçta İngiliz sömürgeciliğine karşı kurulan örgüt kurucusu Hasan El Benna ve Seyyit Kutubun idamından sonra İngiliz sömürgeciliği hedefini unutarak, Müslüman devletlerin yönetimlerine karşı “İslami devrimi” gerçekleştirmek ve iktidara gelmek için yeni hedef belirledi.

Hatırlayın İngilizler Atatürk ve kurtuluş savaşına karşı sürekli İslami görüntülü bir direniş ve saldırı içinde  olmuşlardır.

Mısır’da sürgünde olan hain Mustafa Sabri de Müslüm Kardeşler örgütünün İstanbul ayağını kuran Türk düşmanı adamdır.

Mısır’a okumaya gelen Türk gençlerine el atarak ilk olarak ihvan’ın çekirdek oluşumunu İstanbul’da gerçekleştirmişti.

Hedefi Cumhuriyeti kuranlardan intikam almaktı

Bu durumda derin İngiliz devleti HAMAS’ın belki de görünmeyen düğmesi ise o zaman 7 Ekim HAMAS saldırısını daha anlamlı bir pazıl olarak Ortadoğu haritasında uygun bir yere yerleştirmemiz gerekmiyor mu?.

Hindistan ve Çin yolu üzerinde olan Ortadoğu’da gerçek derin aklın İngiltere olabileceğini düşünmemek büyük eksiklik olmaz mı?

Hamas harekete geçer, İsrail saldırır ABD gaza getirilir, İngiliz hamiliğindeki Arap dünyası ABD jandarmalığında yeni safları oluşturur. İsrail’e karşı sessiz kalır.

Türkiye’nin 7 Ekim öncesi ciddi olarak hazırlandığı ve harekete geçmesi beklenen Suriye’de ki PYD, PKK üzerine yapacağı harekat mecburen ertelenir.

Türkiye’nin Suriye’deki PYD, PKK unsurlarını imha etmesi ile ortaya çıkacak yeni güç dengesi, ne ABD ne İSRAİL ve de ne İRAN’ın işine asla gelmez çünkü.

Arap devletleri de Türkiye’nin bölgede yeni belirleyici büyük güç olmasını elbette istemez.

İsrail-HAMAS savaşı bitmek üzere. İsrail GAZZE’yi üçe bölerek ve birbirleri ile irtibatını keserek kontrol altına aldı.

Şimdi İsrail’in Gazze yangını soğutma dönemindeyiz.

Bundan sonra güya savaş adına İran’ın, Hizbullah’ın ve HAMAS’tan geriye kalan unsurların çata pat  saldırıları olacak o kadar.

Şimdiden Hizbullah “İsrail’i kuzeyde amma korkuttuk. Savaş’ı biz kazandık” açıklamaları yapmaya başladı bile !

Sonuçta İsrail Gazze’yi işgal edecek ve İRAN, ARAP ÜLKELERİ ve ABBAS HAMAS’tan kurtulmuş olacak.

Peki Ortadoğu’da savaş yangını sönecek mi?

İşte orası şüpheli !

Büyük resme bakınca şunu görmeli ve dikkatli olmalıyız.

Ortadoğu’da yapılan her bir ittifaklı düşman hamlesinin kaç hamle sonra Türkiye’ye şah-mat hayali ile yapıldığını eğer farketmez isek bedelini çok ağır öderiz.